FETÖ delilleriyle başlayan Gezi Davası’nda yeni süreç

Gazeteci İsmail Saymaz’ın Gezi Parkı protestolarında etkili olduğu iddiasıyla tutuklanması, “Gezi Parkı Davası genişletiliyor mu?” sorusunu bir kez daha akıllara getirdi. İktidara yakın gazetecilerden Fuat Uğur ve Cem Küçük gibi isimler bir süredir Gezi Parkı Davası’nın kapsamının genişleyeceğini, iş insanları ve medya mensupları hakkında yeni gelişmeler olacağını öne sürüyordu.

Gezi Davası, yıllar önce FETÖ’cü polislerin elde ettiği deliller doğrultusunda başlamıştı…

İstanbul merkezli yürütülen iki farklı soruşturmada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çok sayıda isim gözaltına alındı. Gözaltına alınan isimlerden birisi de gazeteci İsmail Saymaz oldu. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yürütülen soruşturma kapsamında Saymaz’ın Gezi Parkı Davası’nın sanıkları ile yoğun irtibatlarının bulunduğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" iddiasıyla gözaltına alındığını açıkladı.

Saymaz’ın Gezi Parkı protestoları nedeniyle gözaltına alınması, söz konusu davayı bir kez daha gündeme getirdi.

FETÖ’CÜ POLİSLERİN DELİLLERİYLE BAŞLADI

Gezi Parkı davası kapsamındaki soruşturma ve yargılama süreçlerinde, sonradan Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı olduğu belirlenen polisler ve yargı mensupları kritik roller oynadı. 

2013’teki Gezi Parkı protestoları sırasında İstanbul’un üst düzey yetkililerinin birçoğu ilerleyen dönemde FETÖ üyesi olarak yargılandı. Dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu başta olmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden birçok polis şefi FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklandı. 

Gezi Parkı’ndaki çadırların yakılmasına yönelik emri veren İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Emekli ile Güvenlik Şube Müdürü Yunus Dolar’ın ByLock kullanıcısı olduğu ortaya çıktı.

Dönemin bir diğer Güvenlik Şube Müdür Yardımcısı Mithat Aynacı da 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sırasında bir tankın içinde yakalandı ve telefonunda ByLock tespit edildi. 

Soruşturma aşamasında da FETÖ bağlantılı emniyet ve yargı görevlileri belirleyici adımlar attı. Gezi olayları henüz devam ederken, İstanbul Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesi’nin hazırladığı kapsamlı rapor 15 Haziran 2013’te ilgili birimlere sunuldu. Bu raporu hazırlayan dönemin KOM Şube Müdürü Nazmi Ardıç da daha sonra FETÖ üyeliğinden tutuklan isimler arasındaydı.

Ardıç’ın ekibi, 2013 boyunca Gezi Parkı protestoları ile ilgili geniş çaplı teknik takip ve dinlemeler yaptı. Gezi Parkı Davası’nda yargılananlara yönelik verilen cezalarda FETÖ’cü Ardıç’ın ekibinin topladığı deliller etkili oldu.

Yasadışı dinleme kayıtları, sonraki yıllarda hukuki tartışma konusu oldu. İlk yargılamayı yapan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi bu tapelerin usulsüz elde edildiğine hükmetmişken, sonradan davayı gören İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise bunları “yeniden kıymetlendirme” adı altında yasal delil saydı. 

KOM Şubesi’nin hazırladığı fezlekeye dayanarak İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, 2014 yılında Gezi Parkı olaylarına ilişkin ilk iddianameyi düzenledi. FETÖ mensubu olduğu ortaya çıkan Akkaş da 17-25 Aralık soruşturmalarındaki rolü nedeniyle ihraç edildi ve yurt dışına kaçtı. 

İlk Gezi Davası’na bakan mahkeme heyetinde yer alan hakim Muzaffer İren’in de daha sonra FETÖ üyesi olduğu tespit edildi. 

ÖNCE BERAAT SONRA CEZA

2015’te beraat kararı ile sonuçlanan ilk dava ile Gezi Parkı defteri kapanmadı. 2016’daki darbe girişiminin ardından FETÖ’nün yargı ve emniyette kurduğu kumpaslar birer birer ortaya çıkıp bu davalar iptal edilirken, Gezi soruşturması dosyası ise rafa kaldırılmış halde bekliyordu. 

Ta ki, 2017’de iş insanı Osman Kavala başka bir soruşturmadan tutuklanana kadar…

Bu gelişmenin ardından savcılık Gezi Davası’nı raftan indirdi. Yeni delil bulunmadığı halde, 2013’te FETÖ’cü polislerin topladığı eski iletişim kayıtları ve belgeler arşivden çıkarıldı. 

Savcılık, 2019 tarihli Gezi iddianamesinde FETÖ elinden geçmiş delillerin geçerliliğini koruduğu öne sürdü. 2019’da başlayan yeni Gezi davasında Kavala ve 15 kişi “Hükümeti cebir ve şiddet kullanarak devirmeye teşebbüs” ile suçlandı.

2020 Şubat’ında ilk derece mahkemesi tüm sanıklar için yine beraat kararı verse de, bu karar istinafta bozuldu. Yeniden görülen davada İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Nisan 2022’de Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, aralarında Mücella Yapıcı ve şehir plancısı Tayfun Kahraman ile avukat Can Atalay’ın da bulunduğu 7 isme 18’er yıl hapis cezası verdi. 

FETÖ bağlantılı polis ve yargı mensuplarının ilk aşamada yaptığı yasadışı dinlemeler, fezleke ve iddianame hazırlıkları, sahada şiddetin tırmandırılması gibi gelişmeler Gezi Davası’nın gidişatını belirleyen en kritik unsurlar oldu. 

“DAVA KAPSAMI GENİŞLEYECEK” İDDİASI

Gezi Davası kapsamının bir süredir genişletileceğine dair iddialar iktidara yakın kişiler tarafından dillendiriliyordu.

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur’un yazısı ile başlayan süreç sonunda menajer Ayşe Barım, gözaltına alındı ve Gezi Parkı’nda "olayları planlayan, örgütleyen ve yönlendiren, iradesi sorularak bu yönde kendisinin karar bildirerek yön verici ve belirleyici kişilerden olduğu" iddiasıyla tutuklandı.

Yine Türkiye gazetesinden Cem Küçük, bir süredir Gezi Parkı Davası’nın iş insanları nezdinde genişleteceğini belirterek, Cem Boyner gibi isimler hakkında soruşturma başlatılacağını iddia ediyordu.

Gazeteci İsmail Saymaz da bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen yeni Gezi soruşturması çerçevesinde, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla gözaltına alındı.

Haber Kaynağı : 12punto

İlgili Haberler

Ekrem İmamoğlu'na gözaltı! 19 Mart’a adım adım nasıl gelindi?

Medya'ya 'Gezi Parkı' incelemesi! RTÜK'ten arşiv açıklaması geldi

Gezi Parkı soruşturmasında medya incelemesi: Savcılıktan yayın kayıtları talebi