İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurulu’nda neler yaşandı? Tepkiler, alkışlar, protestolar…

Haber: 12punto.com.tr

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan Davaname ile Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerinin görevlerine son verilmesi, yeni baro başkanı ve yönetim kurulu üyeleri seçilmesi talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açılması üzerine, İstanbul Barosu 23 Şubat Pazar günü seçimsiz bir Olağanüstü Genel Kurul topladı. Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan genel kurulda tepkiler ve protestolar dinmedi. Milliyetçi Avukat Hareketi üyelerinden, emekli tuğgeneral Veli Küçük’ün kızı ve aynı zamanda avukatı Zeynep Küçük, yabancı hukuk kurumlarına tepki gösterdi, salon karıştı…

Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan seçimsiz kongreye, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Erinç Sağkan’ın yanı sıra Türkiye’nin birçok ilinden baro başkanı ile avukatların yanı sıra siyasi parti temsilcileri ve dünyanın çeşitli ülkelerinden çok sayıda hukuk temsilcisi katıldı. Genel Kurula İstanbul Barosu üyesi 6 bin civarı avukatın katıldığı belirtildi. Yaklaşık 65 bin üyesi bulunan Baronun genel kuruluna katılımın yüzde 11 civarında bir oranda kalması ise dikkat çekti.

Divan Başkanlığını avukat Hasan Fehmi Demir’in yaptığı genel kurulda gün boyu Grupların Temsilcileri ve çok sayıda avukat söz alarak konuşma yaptı. Baronun kurumsal kimliğine sahip çıkılan konuşmaların yanı sıra Baro yönetimine ve söylemlerine yönelik tepkiler de yer aldı, zaman zaman tansiyonun yükseldiği görüldü.

“PROVA YAPILMAKTADIR”

İstanbul Barosu Başkanı Av. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, yaptığı konuşmada “Türkiye, son iki aydır yargı yoluyla savunmanın nasıl dizginlendiğinin provasını yapmaktadır” dedi.

Kaboğlu, “Birlik hukukta. Hukuk, şiddeti dışlar. Biz şiddeti asla kabul etmiyoruz, etmedik ve etmeyeceğiz. Buradan bir ortak payda çıktı, ‘Seçimle gelen seçimle gider.’ Avrupa’dan gelen meslektaşlarımız, bizim avukatlık yasasında yazan insan haklarını korumak ve hukukun üstünlüğü adına destek sunmuşlardır. Lozan’dan önce Osmanlı’dan bu yana Türk hukuk sistemi, Avrupa hukuk sisteminin içerisine gelişmiştir. Avrupa ve Akdeniz havzasında ortaya çıkan siyasal rejimler ve hukuk düzeni, bu bakımdan Türkiye’nin hukuk devleti yolunda, insan haklarının korunması ve hukuk üstünlüğünün sağlanması, savunulması yolunda bize katkıda bulunmuşlardır. Bu bakımdan kendilerine teşekkür borçluyuz. Mücadelemiz ortaktır” şeklinde konuştu.

“SUSMA HAKKIMIZ YOK”

TBB Başkanı Av. Erinç Sağkan konuşmasında “Hukukun üstünlüğünü savunmak için, bir aradayız demek için buradayız. Seçilmiş olan baro yöneticileri görevden alınmak isteniyor. 2013 yılında da yargının ve baroların özgürlükleri kısıtlanmak istemişlerdi. O gün yargılanan baro yöneticileri bugün bu salondalar. Peki, onları yargılayanlar neredeler? Adları yok, hatırlanmıyorlar ve hatırlanmayacaklar. Zulme ve baskıya boyun eğmeyiz, biat etmeyiz. Çünkü, biliyoruz ki biz susarsak, adalet susar. Ülkemizin geleceği için susma hakkımız yok” ifadelerini kullandı.

“BİZİM ÜZERİMİZDEN TEST ÇÖZMEYE ÇALIŞMAYIN”

İstanbul Barosu’nun eski Başkanlarından Av. Mehmet Durakoğlu, “İstanbul Barosu olarak yargıyı önemsiyoruz ve bu konuda yapılan tartışmaların akılcı olması gerektiğini düşünüyoruz. Aklınızı başınıza alın. Bizim üzerimizden test çözmeye çalışmayın. Hukuk devleti olmanın asgari ilkesi saydığımız yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığı için mücadele ediyoruz ve bunu mutlaka tesis edeceğiz” dedi.

“SEÇİLMİŞ YÖNETİMİ GÖREVDEN UZAKLAŞTIRAMAZSINIZ”

İstanbul Barosu Önceki Başkanı Av. Filiz Saraç, konuşmasında “Biz avukatlar, savunmanın etkisiz kılındığı bir dönemde demokrasi ve adalet mücadelesi veriyoruz. Yargının tarafsız ve bağımsız, adil yargılamaların yapıldığı bir memleket olmadığı sürece de yaptığınız hiçbir işlemin haklılığına inandırmazsınız. İstanbul Barosu’nun seçilmiş Yönetimini görevden uzaklaştıramaz, yargı eliyle seçime götüremezsiniz” ifadelerini kullandı.

Saraç, Baro Yönetimini “4 aylık süreçte bu noktaya gelinmesine ilişkin eleştirilerimizi Genel Kurul’a bırakıyoruz” sözleriyle eleştirdi.

“İKTİDARIN İSTANBUL BAROSU’NU TAHAKKÜM ALTINA ALMAYA ÇALIŞMASINA KARŞIYIZ”

İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu (İMAG) adına konuşan Av. Hakan Çatak da şunları belirtti: “Mevcut baro yönetimi, genel kuruldan almış olduğu yetkiyi kötüye kullanarak, baromuzu kendi siyasi ajandasına kalkan yapma gayreti içerisine girmiştir. İMAG olarak, iktidarın siyasi saiklerle İstanbul Barosu’nu tahakküm altına almaya çalışmasına karşı olduğumuz gibi, gelinen noktada iktidar ile kendisinden başkasını yok sayma noktasında aynileşen Yönetimin tutum ve davranışlarına da karşıyız. Baro yönetiminin seçim kazanmak uğruna ana muhalefet partisi ile girdiği minnet ilişkisini de kökünden reddediyoruz. Bir kez daha vurgulamak gerekirse; İstanbul Barosu’nda asıl olan genel kurul iradesidir. ‘Seçimle gelen seçimle gider’ anlayışı ortak demokrasi kültürümüzün bir gereğidir.”

SALON KARIŞTI!

Genel Kurulda aralarında Almanya, Fransa, Cenevre’nin de bulunduğu bir yabancı baro ve hukuk kurumu temsilcilerinin konuştuğu sırada salon karıştı. Ergenekon Davası’ndan iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 99 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün kızı ve aynı zamanda avukatı Zeynep Küçük, yabancı hukuk kurumlarına yönelik, “Bize demokrasiyi bu emperyalistler mi öğretecek. Bu adamlar mı bize insan haklarını öğretecek? Filistin için tek laf etmeyen biri hangi hukuktan bahsediyor? ” şeklinde bağırdı.

Tepkisini yüksek sesle sürdüren Milliyetçi Avukat Hareketi üyesi Küçük’e salondaki bazı avukatlar ise “Faşizme karşı omuz omuza” sloganıyla karşılık verdi. Avukatlar arasındaki tartışmalar sonrasında Zeynep Küçük salondan ayrıldı. Yabancı baroların temsilcileri de kürsüden indi.

“İSTANBUL BAROSU BÖLÜCÜLÜĞE KALKAN OLAMAZ!”

Milliyetçi Avukat Hareketi Sözcüsü Av. Ayberk Çakalır da kürsüden yaptığı konuşma sırasında salondan tepkiler yükseldi. Çakalır konuşmasında, “Anayasamızın 14. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca, Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Baromuza sahip çıkıyoruz. Türkiye varsa Baro var. Vatan bütünlüğünün olmadığı yerde Baro kalmaz, İstanbul Barosu bölücülüğe kalkan olamaz!” dedi.

“HUKUK YOLUNDA MÜCADELEDEN GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ”

Genel Kurulu kapatmak için sonuç bildirgesini İstanbul Barosu Genel Sekreteri Av. Hürrem Sönmez okudu. Bildirgede, “Açıktır ki, masumiyet karinesini ve anayasayla güvence altına alınmış hakları sistematik olarak ve sürekli ihlal eden, adil yargılama gereklerini yerine getirmeyen yargı mensupları hukuku çiğnemektedir. Biz buna izin vermeyeceğiz, hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceğiz. Ülke olarak bir uçurumun kıyısındayız, hukuk devletine ve demokrasiye dönüş, toplumsal barış için huzur için zorunludur. Avukatlar ve barolar olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Hukuk yoluyla demokrasi, ancak anayasaya ve hukukun genel ilkelerine saygı çerçevesinde inşa edilebilir. Biz avukatlar, yaşadığımız çağa ve topluma karşı görevlerimizi daima yerine getirdik, getirmeye de devam edecek ve hukuk yolunda mücadeleden asla geri adım atmayacağız” ifadeleri yer aldı.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Barosu’nun 21 Aralık tarihinde Suriye’nin kuzeyinde öldürülen iki gazeteci hakkında yapmış olduğu açıklama sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yazdığı davaname ile Baro Başkanı ve yönetim kurulunun görevden alınması ve yerlerine yeni yönetim seçilmesi talebiyle dava açmıştı. İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi de duruşma için 4 Mart 2025 tarihini belirlemişti.

Mahkemenin duruşma günü verdiği 15 Ocak’ta Türkiye Barolar Birliği’nin de katılımıyla İstanbul Barosu’nda yapılan toplantıda olağanüstü genel kurul kararı alındı.

Haber Kaynağı : 12punto