Eğitim-İş Başkanı’ndan öğretmen ve velilere ÇEDES çağrısı: "İzin vermeyin, bunları asla yapamazlar!"

Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, her geçen gün bir skandal imza atan laik ve bilimsel eğitimi hiçe sayan ÇEDES programına ilişkin 12punto’ya açıklamada bulundu. Öğretmen ve velilere çağrıda bulunan Özbay, “Asla dersinize giremezler, asla dersten öğrenci alamazlar! Veliler çocuklarını yakından takip etmeli! İzinleri olmadan asla çocuklarıyla bir faaliyette bulunamazlar! Eğitim-İş olarak eğitimcilerimizin ve velilerimizin yanındayız. Yaşadıkları her türlü baskılara karşı örgütlü gücümüzle yanlarındayız. Cesurca çocuklarımıza ve laik bilimsel eğitime sahip çıkmalıyız” dedi.

12punto

Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesinin skandallarına bir yenisi eklendi. Birgün’ün haberine göre; Isparta’da bir okulda öğrencilerin eline bıçak verilerek ‘kurban kesme’ öğretildi. Yine birkaç gün önce Kars Merkez İmam Hatip Ortaokulu’nda ‘sabır’ konusunu işlemek için maket mezar kurulmuş, bir öğrencinin maket mezar başında ağıt yaktığı görüntüler tepkilere sebep olmuştu.

“ADETA PEDAGOJİK CİNAYET”

Yaşananlara ilişkin 12punto’ya konuşan Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, ÇEDES’i, Bakanlığın tarikat ve cemaatlere okulları açması, yetkinliği olmayan, ne yaptığı ne yapacağı belirsiz kişilerin çocuklarla buluşturulması olarak nitelendirdi ve yapılan uygulamaları adeta ‘pedagojik bir cinayete’ benzetti.

Okulların fiili işgal ve tam bir gerici kuşatma altında olduğunu belirten Özbay, 'Din, ahlâk ya da değerler eğitimi’ adı altında çocuklara siyasal islamcılık empoze edilmek istendiğini kaydetti.

“İSTENEN; ITAATKÂR, SORGULAMAYAN NESILLER!”

Eğitim-İş Başkanı Kadem Özbay şöyle devam etti:

“Amaçları; kendi tarif ettikleri şekilde dininin, kininin takipçisi bir nesil yetiştirmek. Gerçek anlamda dindarlık da değil, dinci ve itaatkâr bir nesil yetiştirmek; yaptıklarını, yıktıklarını örtebilecekleri bir nesil yetiştirmek. Cumhuriyet’in özgür yurttaşları yerine AKP’nin istediği itaatkâr, sorgulamayan nesiller!..”

‘Siyasal iktidarın anladığı şekilde bir dinin ve uygulamalarının dayatılması çocuğun zihninde anlam veremediği düşünceler oluşmasına ve gelişimsel olarak ilişkilendiremeyeceği bu dayatmalar sebebiyle de gelecek yaşamını etkileyecek korkuların oluşmasına, stres ve kaygının artmasına psikolojik sorunlarının oluşabilmesine yol açacaktır’ diyen Özbay,

“Gelişimsel özellikleri nedeniyle, çocuklardan erken çocukluk döneminde, bu olguları bu kavramları anlamalarını ve hatta belli dini kurallara göre hareket etmelerini beklemek genel eğitim yaklaşımının amaçlarına da uymaz.

Laik bilimsel eğitime taban tabana zıttır! Anayasa’ya, evrensel insan haklarına, çocuk hakları sözleşmelerine aykırıdır! Anayasal ve evrensel insan hakları ihlalilidir, suçtur!” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’NİN TARAF OLDUĞU SÖZLEŞMELER…

Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin, çocuğun din ve inanç özgürlüğünün güvence altına alınmasını, çocukların dini dayatmalara karşı korunması gerektiğini belirttiğini hatırlatan Özbay, “İnanca yönelik dayatmalar geçmişte olduğu gibi toplumsal gerilimlere ve ayrışmalara da neden olur. Bir arada yaşama kültürüne, Cumhuriyet’in ortak idealine zarar verir” uyarısında bulundu.

“ÇOCUKLARIMIZA VE LAIK BILIMSEL EĞITIME SAHIP ÇIKMALIYIZ”

Öğretmen ve velilere de çağrı yapan Kadem Özbay, “Asla dersinize giremezler, asla dersten öğrenci alamazlar! Veliler çocuklarını yakından takip etmeli! İzinleri olmadan asla çocuklarıyla bir faaliyette bulunamazlar! Eğitim-İş olarak eğitimcilerimizin ve velilerimizin yanındayız. Yaşadıkları her türlü baskılara karşı örgütlü gücümüzle yanlarındayız. Cesurca çocuklarımıza ve laik bilimsel eğitime sahip çıkmalıyız” dedi.