‘Yenidoğan Çetesi’ mağduru bir aile daha: ‘Bebeğim kurban edildi’ diyerek 12punto’ya anlattı

Haksız kazanç sağlamak için bebeklerin ölümüne neden oldukları iddiasıyla yargılanan "Yenidoğan Çetesi" davası sürerken 12punto’ya konuşan bir aile daha yenidoğan bebeğin benzer şekilde öldürüldüğünü ifade etti. Anne Merve Çınar, çocuğu Sare Çınar için ‘Kurban edildi’ dedi.

Beste Çelik

Beste ÇELİK - 12punto.com.tr

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davada, Sare Çınar isimli bir bebeğin daha dosyada adı geçen sanıklar tarafından öldürüldüğü iddia edildi. 12punto’nun ulaştığı anne Merve Çınar, yaşadıkları süreci tek tek anlattı.

“BEBEĞİN BEYNİNDE PARLAKLIK GÖRÜLDÜ”

Gebelik sürecine Esenler Medipol Hastanesi’nde başladığını ifade eden Çınar, “Başta herhangi bir sıkıntı yoktu sonra doktorum hamileliğimin 3. ayında bebeğimin beyninde bir parlaklık gördü, orada doktorum çok iyiydi. Beyninde parlaklık görüldüğü için büyük bir hastaneye geçmek istedim. Sonrasında hemen hangi hastaneye geçeceğime karar veremedim ve yönlendirmelerle hamileliğimin 5. ayında Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne geçtik. İlk olarak kurula girdim, kurulda beynindeki parlaklık ve kalbindeki sıkıntı konuşuldu” ifadelerini kullandı.

“BEYLİKDÜZÜ MEDİLİFE HASTANESİ’NE SEVK ETTİLER”

Doğum anını ve sonrasında dosyada adı geçen hastanelerden Medilife Hastanesi’ne sevk edilme sürecini anlatan Çınar, “Doğum çam sakurada 23.08.2021’de oldu. Bebeğimde kalp anomalisi, bir damarında hipertansiyon olduğundan doğumdan sonra yenidoğan ünitesinde kalması gerekiyordu. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde benim doğumumu yaptırıp odaya aldıktan sonra hemşire bebek için yer olmadığı ve sevk işlemi gerektiği bilgisini verdi. Çocuğumun dışarda kalmaması için hemşirenin söylediği hastaneyi kabul ettim ve aniden bebeği Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne sevk ettiler. Ben öyle bir hastanenin varlığını bile bilmiyordum. Çam Sakura Devlet Hastanesi’nde 2 gün yatış verdikleri için ben önce bebeğimin yanında değildim, ambulansın arkasında eşim vardı. O başka bir doktorun olduğunu söyledi. Sonra farklı bir doktor ilgilenmiş. 3 gün sonra ben toparlanınca yoğun bakımdaki bebeğimin doktoruyla ve bebeğimle görüştüm” dedi.

“3 YIL ÖNCEKİ PARAYLA 500 TL ÖDEDİM”

Hastaneye bir miktar ödeme yatıklarını belirten Çınar, “Bebeğimin görme engelli olacağı da söylendi o nedenle doktor dışardan geldi, o hastanenin doktoru değildi. 3 yıl önceki parayla 500 lira ödendi. Direkt doktora iban attım ama doktoru hiç görmedim. Çocuğu muayene ettiği söylendi. Sadece telefonda konuştum. Sonrasında hastane görme engeli yok dedi” ifadelerini kullandı.

“DOKTOR ÖLÜMDEN SONRA GELDİ”

Çınar, Sare bebeğin ölüm anını şöyle anlattı:

“04.01.2022’de gece 4’te hemşireler tarafından arandık ve yolda giderken 04.40’ta tekrar arayarak kalbinin durduğunu söylediler. Gittiğimizde ölmüştü makineler sökülmüştü. Doktor bey bizden sonra haber verildi. Nöbetçi doktor da yoktu, sadece hemşireler vardı. Doktorumuz geldiğinde ölüm haberine çok şaşırdığını söyledi. Epikriz raporunu doktor yazdı.”

“BEBEĞİM KURBAN EDİLDİ”

 Bu süreçte bebeğinin 4 buçuk ay boyunca yoğun bakımda kaldığını ifade eden Çınar, “Bebeğim kalp anomalisi idi. Bebeğim şişti, tedavi edilemedi, ihmalkarlık var, başka hastaneye sevk işlemi için çok uğraştım ama 4 buçuk ay yoğun bakımda kaldı ve sevk işlemi olmadı. Bebeğimin ihmal edildiğini düşünüyorum, kurban edildi” açıklamasında bulundu.

(Sare Çınar bebek)

“BU DOSYADA YER ALMALIYIZ”

Ailenin avukatlarından Av. Burcu Yıldız Alver de “Yenidoğan Çetesi” davasına dahil olmak istediklerini belirterek, “Biz bu davanın iddianamesinde yer almayan ama bu iddianamenin sanıkları tarafından doğrudan zarar görmüş olan annenin 20.10.2024 tarihinden itibaren avukatlıklarını üstlenmiş durumdayız. Olaylar Medilife Hastanesi’nde meydana geliyor. Bebek yenidoğan ünitesinde hayatını kaybediyor. Bu dosyada örgüt lideri olmakla suçlanan üyelerinin adının geçmiş olduğu hastanelerde bu zarar meydana getiriliyor. Biz suçtan doğrudan zarar gördüğümüz için de bu dosyada yer almamız gerekiyor. Ancak mahkeme başkanlığı henüz bu konuya ilişkin bir karar vermediğini, sanıkların sorgulamaları bittikten sonra buna karar vereceğini söylemekte. Ancak bizce ceza usulü açısından uygun bir durum değil. Çünkü biz eğer duruşma sıralarında yer alırsak o zaman sorgusu yapılan sanıklara da sorular yöneltebileceğiz. Adil bir yargılamanın da meydana çıkması, somut bir gerçekliğe herkesin ulaşması konusunda biz de savunma makamı olarak üzerimize düşeni yapmış olacağız” dedi.

“ÖNCELİKLİ OLAN İNSAN CANI”

Sanıkların olayı farklı bir zeminde yansıtmaya çalıştıklarını iddia eden Av. Alver, “Biz bu görevi gönüllü üstlendik çünkü birer anne ve babayız. Bu çocuklara bugün sahip çıkmazsak arkalarından gelenler bunu emsal alacaktır. Diğer yandan sanıklar sanki kimseyi öldürmemiş gibi kimsenin ölümünden sorumlu değilmiş gibi olayı niteli dolandırıcılık gibi lanse etmeye çalışmaktalar. Burada öncelikli olan insan canıdır. Yaşam hakkı kaynağını anayasadan alır” diyerek sözlerini noktaladı.