Afet Yasası, yaşamımıza ve mülklerimize etkileri (3)

Arabulucu Avukat Nurdan Heris, Afet Yasası hakkında bilinmeyenleri, merak edilenleri 12punto için yazdı.

12punto

BAŞKANLIK/İDARE/TOKİ İLK İŞLEMLERİ

Uygulamanın hangi birim tarafından yapılacağına göre değişmek üzere; Başkanlık, İdare ya da TOKİ tarafından bir silsile izlenmesi gerekmektedir. Öncelikle imar ve yapılaşmanın sağlanabilmesi için bir program oluşturulması, yeni yapılaşmanın planlanması için, en azından mevcut durumu korumak ve yeni yapılaşmaların önüne geçmek gerekmektedir. Bu amaçla, belirlenecek rezerv alanlar üzerinde imar ve yapılaşma işlemlerinin geçici olarak durdurulması gerekmektedir.

Başkanlık veya uygulamayı yürütmesi hâlinde TOKİ veya İdare, riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini İKİ YIL süre ile geçici olarak durdurabilir. Uygulamanın gerektirmesi hâlinde imar ve yapılaşma işlemlerinin geçici olarak durdurulması BİR YIL daha uzatılabilir. Aslında, pek çok sürenin oldukça kısa tutulmuş olduğu dikkate alınacak olunursa, bu sürenin oldukça uzun tutulduğu görülmektedir. 

Tahsis ve devir tarihinden itibaren üç yıl içinde ve gerekli görülen hâllerde uzatılan süre içinde maksadına uygun olarak kullanılmadığı Başkanlıkça tespit edilen taşınmazlar, devir işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar satılamaz, kiraya verilemez, tahsis edilemez, ön izne veya irtifak hakkına konu edilemez. Bu hükmün uygulanmaması durumunda, yeni hukuki sonuçlar ortaya çıkabilecek ve aşılması gereken bir prosedürün daha yaşanması ihtimali olabilecektir. O nedenle, mevcut durumu korumak esas alınarak, bu düzenleme getirilmiştir. 

Uygulama sırasında Başkanlık, TOKİ veya İdare tarafından talep edilmesi hâlinde, hak sahiplerinin de görüşü alınarak, bu Kanun kapsamında bulunan alanlardaki yapılar ile riskli yapılara elektrik, su ve doğal gaz verilmez ve verilen hizmetler kurum ve kuruluşlar tarafından durdurulur. Bu insanların yaşama hak ve özgürlükleriyle yakından ilgili bir düzenlemedir. O nedenle hak sahiplerinin görüşlerinin alınması, her bölgenin kendine ait özellikleri ve mevcut binaların risk dereceleri, kişilerin tahliyeleri gerçekleşinceye kadar fiziksel ve yaşamsal ihtiyaçlarının temin edilmesi açısından önem taşıyan bir düzenlemedir.

MALİKLERE YAPILACAK DESTEKLER NE OLACAK?

Kamunun yüksek menfaati esas alındığından, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde sınırlamalar ve hatta kurum ve kuruluşlarca ilgili taşınmazlar üzerinde tasarruf edileceği hükmünden söz etmiştik.

Riskli binalar ya malikler ve hak sahipleri ile anlaşma yoluyla ya da re’sen risk durumu belirlenip tahliye ettirilerek yenilenme, yeni bir yerleşim düzeni ve organizasyon gerçekleştirme, gerekirse farklı bir coğrafyaya nakil vs pek çok unsuru gerçekleştirmek suretiyle, maliklerin hayal bile edemeyeceği farklı bir yaşamın kapılarını aralayabilecektir. Riskli kabul edilen binaları, herşeyden önce tasarruflarından çıkacak, yıkılacak, belki yerinde dönüşüm olacak ama belki de yaşadıkları bölgeyi terk etmek durumunda kalacaklardır. Kulağa hiç hoş gelmese de, bu tür olayların gerçekleşmesi ihtimali bulunmaktadır. Bu uygulamanın gerçekleşmesi için bazı prosedürler öngörülmüştür.

Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esas kabul edilmiştir. 

Anlaşma ile tahliye edilen yapıların *maliklerine, *kiracılarına ve *yapıda ikamet etmek şartıyla sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı "ve yapım için yardım" yapılabilir.  

"Yapım için yapılacak yardımın usul ve esasları Cumhurbaşkanınca belirlenecektir."  Geçici işyeri veya konut tahsisi için uygun mekanları ilgili kurum teklif edecektir. Kira yardımı, güncel şartlara göre belirlenmesini umut ettiğimiz bir bedel olmalıdır. Özellikle felaketlerin yaşandığı ortamlarda, kıt kaynakların değerlerinin artması söz konusu olacağından, sağlam kalabilen binalar için ne yazık ki kiralama bedelleri fahiş rakamlara ulaşmaktadır. Kira yardımı olarak belirlenecek rakamın da bu gerçeklere uygun olarak güncellenmesi uygun olacaktır.

Uygulamanın gerektirmesi hâlinde, *malikler, *kiracılar ve *yapıda ikamet etmek şartıyla sınırlı ayni hak sahipleri dışında olup,  Kanun kapsamındaki yapıları kullanmakta olan kişilere de geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı "ve yapım için yardım" yapılabilir. Bu şahıslar kimler olabilir? Örneğin, çocuklarıyla birlikte oturan anne/babalar, başka yerleşim olanağı olmadığı için kardeşinin yanına sığınmış kişiler, aile bireyi olmadığı halde, yardımlaşma amacıyla bir ailenin yanında ikamet eden uzak akraba veya akraba olmayan şahıslar,…vs şeklinde sıralanabilecektir.

Malik, ayni hak sahibi veya az önce ifade edilen grup ile yapılacak olan anlaşmanın, bunlara yardım yapılmasının, enkaz bedeli ödenmesinin ve bankalardan kullanacakları kredilere dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere faiz desteği verilmesinin usul ve esasları yine Cumhurbaşkanınca belirlenecektir.

Riskli yapıların yıktırılması için, bu yapıların maliklerine DOKSAN GÜNDEN fazla olmamak üzere süre verilir. Bu süre içinde yapı, malik tarafından yıktırılmadığı takdirde, yapının idari makamlarca yıktırılacağı bildirilir. Verilen bu süre içinde de maliklerince yıktırma yoluna gidilmediği takdirde, bu yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ve yıktırma işlemleri, yıktırma masrafı ile gereken diğer yardım ve krediler öncelikle dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere, mahallî idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafından yapılır veya yaptırılır. Her şart altında risk tespiti, tahliye, yıkım giderleri maliklerden hisseleri oranında talep ve tahsil edilecektir. 

Yukarıda izah edilen usule göre süresinde yıktırılmadığı tespit edilen riskli yapıların yıktırılması, Başkanlıkça yazılı olarak İdareye bildirilir ve bu yapılar, İdarece yıkılır/yıktırılır. Uygulamanın gerektirmesi hâlinde Başkanlık, yukarıdaki fıkralarda belirtilen tespit, tahliye ve yıktırma iş ve işlemlerini bizzat da yapabilir. Kanun kapsamındaki yapıların tahliyesinin engellenmesi durumunda; Başkanlıkça/İdarece talep edilmesi hâlinde, mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izne istinaden yeterli kolluk kuvveti marifetiyle kapalı kapıları/alanları açmak veya açtırmak suretiyle tahliye yapılır/yaptırılır. Başkanlık veya İdare tarafından yapılan veya yaptırılan riskli yapı tespit, tahliye ve yıktırma masrafları, hisseleri oranında maliklerden 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edilir.

Olayın aciliyeti gerekçesi ile ve hatta belki de afet nedeniyle tebligatların olanaksızlaşması şartları göz önünde bulundurularak, tebligatlar konusunda da mevcut mevzuattan çok farklı bir uygulama bu yasada düzenlenmiştir.

Kanun kapsamındaki yapıların tahliyesine ve yıktırılmasına ilişkin olarak ayni ve şahsi hak sahiplerine yapılacak tebligat, tahliye ve yıktırmaya ilişkin tutanağın yapıya asılması, maliklere e-Devlet Kapısı üzerinden bildirilmesi ve ilgili muhtarlıkta on beş gün süre ile ilan edilmesi suretiyle yapılır. Tahliye ve yıktırmaya ilişkin işlem, muhtarlıkta yapılan ilanın son günü ayni ve şahsi hak sahiplerine tebliğ edilmiş sayılır. Tahliyesi istenilen yapılar, ayrıca Başkanlığın internet sayfasında on beş gün süre ile ilan edilir. 

Sürelerin çok kısa tutulması, bizzat bildirimin değil de ilanın esas alınması, mevcut şartlar altında internet erişiminin olanaksız olabileceği ihtimalinin yüksek olmasına rağmen, e-devletten bildirim gönderilmesi gibi işlemler, esasen, kişilerin gerçek anlamda tebligata konu tahliye ve yıkım işlemini öğrenmesi için yeterli olmayacaktır. Kural, imza karşılığı tebligatın yapılmasıdır. Bu kural dışındaki işlemler gerçek anlamda tebliğ için risk oluştursa da, şartların  olağanüstülüğü nedeniyle diğer hususlar göz ardı edilmek durumunda kalınmıştır. Bunun da mağduriyetlerin yaşanması riskini barındırdığı açıktır. 


Arabulucu Avukat NURDAN HERİS