Avukatlık Meslek İlkeleri: Mesleğin saygınlığı ve vakar içerisinde hareket edilmeli
Av. Aydın Davran, avukatlık mesleğini ve meslek ilkelerini, ekranlardaki hukukçuları 12punto için yazdı.
12punto
Türkiye’de avukatlık mesleği 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile düzenlenmiştir. Mesleğe kabul koşullarından başlayarak mesleğin icrası sırasında sahip olunan hak ve ödevler kapsamlı olarak düzenlemiştir. Aynı kanun ile Baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin kuruluşları ve görevleri de ayrıntılı olarak tanımlanmışlardır. İlgili kanunun yanı sıra Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları da mesleğin icra esaslarını yazıya dökmüştür. Bu metinde yer alan esaslar mesleğin icrasında uyulması istenen nezaket kuralları, mesleki usulleri ve ahlak ilkelerini belirlemiştir. Kamu hizmeti olan avukatlığın son derece sıkı meslek kurallarına tabi olmasının yanı sıra avukatlık faaliyetini icra ederken bir takım görgü/davranış/etiket kurallarına ve özellikle ahlaka uygun davranmanın da önemini unutmamak gerekiyor.
Mesleğin iştigal alanlarına baktığımızda karşımıza çıkan kavramlardan birkaçını zikretmek isterim; kişi hürriyeti, can ve mal güvenliği, ifade özgürlüğü, toplum sağlığı, doğa ve çevrenin korunması. Hukuk tarafından korunan ve hukuk sisteminin kurucu unsurlarından olan avukatlarca önceki cümlede sayılan ve bunlarla sınırlı olmayan hakların savunulması esnasında izlenecek yol, mesleki ve bireysel usul/üslup nasıl olmalıdır?
Kanun ve Meslek Kuralları yazılı metinler olarak çerçeveyi çiziyorlar. Mesleki bilgi ve yeterliliğin de eğitimle, sınavlarla, staj ile sağlandığını düşünelim. Bunların yanında mesleğin tarihinden bugüne kadar birikerek gelen bir davranış mirası mevcut. Bunların toplamı bence avukatın sahip olması gereken özellikleri oluşturuyor; toplumda saygın bir birey olmak, mesleği vakar içerinde yapmak ve en önemlisi ahlak.
SAYGINLIK, VAKAR VE AHLAK
Yalnız avukatlık için değil her meslek için, hayat için insanın çok okuması gerekiyor. Mesleki yayınla sınırlı olmaksızın, edebiyat, sanat, tarih, coğrafya, siyaset. Aklınıza ne gelirse. Genel kültür sahibi olmak, başka bir deyişle “okur-yazar” olmak çok önemli. Avukatların da kendilerini geliştirmeleri son derece önemli. Bir hukuki ihtilafın kavranması ve çözümü yalnızca mevzuatta olmayabilir, bireyin entelektüel kapasitesi de son derece önemli bir yardımcıdır.
Neredeyse her akşam tv ve internet sitelerinde karşılaştığım manzarayı paylaşmak istiyorum. Tartışılan konulardan örnekler şu şekilde; sınır ötesi askerî harekât, orta vadeli ekonomi programı, ana muhalefet partisi kurultayı, deprem, covid aşıları, İsrail- Hamas çatışması. Her olayın elbette hukukla bir bağlantısı var ancak yukarıda saydığım konu başlıklarının herhalde ağırlık noktaları hukuk değil. Bu konular tartışılırken ekranlarda, kimi kadrolu diyebileceğim, avukatlar görüyorum. Kendilerinin bu konulardaki bilgi düzeylerini görünce biraz da öykünerek izliyorum. Sahip oldukları hukuki donanımın yanı sıra özel uzmanlık gerektiğini düşündüğüm alanlarda söz söyleyebiliyor olmak çok önemli.
Bununla birlikte görüşlerini hararetle, kimi zaman bağırarak ve karşısındaki kişinin lafını keserek dile getirdikleri zaman mesleğin saygınlığı ve vakar içerisinde hareket edilmesi geliyor aklıma. Ekranlarda hukukla ilgili/ilgisiz konularda bu kadar çok boy göstermenin acaba avukatların reklam yapma yasağı ile ne kadar uyuştuğunu düşünüyorum. Karşı karşıya geldikleri davalar sonucu neredeyse toplumda kendi “fan”ları oluşan bu meslektaşların mesleğin itibarına, saygınlığına nasıl katkı yaptıklarını ve avukatların birer medya figürüne dönüşmelerinin nasıl sonuçlar doğuracağını, mesleğe adım atacak gençleri nasıl etkileyeceğini tahmin etmeye çalışıyorum.
Aslında zamanın ruhunu anlamaya ve kabullenmeye çalışıyorum.
Av. Aydın Davran