Faruk Bildirici yazdı: Jakuziyi araştırmak ne kadar zor olabilirdi?

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Sancaktepe Belediyesi'ndeki jakuzi iddialarıyla ilgili muhalif medyada yapılan haberlere ilişkin kaleme aldığı "Jakuziyi araştırmak ne kadar zor olabilirdi?" başlıklı yazısında "Jakuzi vakasında belediyede varlığı doğrulanan büyük israf, gerçek dışı olduğu ortaya çıkan jakuziye kurban gitti. Gazeteciliğin, özellikle de 'muhalif gazeteciliğin' itibarı zedelendi" değerlendirmesini yaptı.

12punto

Aslında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kampanya direktörü Necati Özkan, Sancaktepe Belediyesi'nin 6 bin metrekarelik “Başkanlık katı”nda bir de jakuzi olduğunu ilk olarak Emin Çapa’nın Halk TV’deki programında söylemişti. Özkan’ın, 5 Nisan akşamı yayımlanan programdaki sözleri, haber yapılmamasının etkisiyle olsa gerek ki sosyal medyanın ve medyanın dikkatini çekmedi.

Ama Medyascope, Özkan’ın, Ruşen Çakır’ın 6 Nisan öğleden sonra yayımlanan programındaki konuşmasını sitesinde haber de yaptı. Özkan’ın “jakuzi” ve “Başkanlık katı” konusundaki sözleri Medyascope’un haberinde başlığa çıkarılmamıştı.

Fakat görebildiğim kadarıyla -eğer bu arada paylaşıp da silen olmadıysa- Özkan’ın “jakuzi”ye dair sözleri yayından kısa süre sonra önce gazeteci Kenan Başaran tarafından kaynak gösterilerek paylaşılmış. Ama “jakuzi”nin sonradan çok tartışılan fotoğrafı gazeteci Mehmet Andaç’ın paylaşımında kullanılmış, asıl ondan sonra yayılmış.  Andaç, 25 dakika sonra “Jakuzi görseli arşiv görseldir” uyarısında bulunsa da ona aldırış eden olmamış.

Andaç’ın “AKP'den CHP'ye geçen Sancaktepe Belediyesi'nin başkanlık katına Jakuzi yapıldığı ortaya çıktı” ifadesini ve görselini Aykırı sitesi, X’te saat tam 21.00’de paylaşıma sokmuş. Aykırı’yı, Haberreport ve Haber Aktif hesapları izlemiş.

Bunu fark eden Medyascope’da bir saat kadar sonra Özkan’ın “Alper Yeğin’i kutlamak için Sancaktepe Belediyesi’ne gittim. Belediyenin başkanlık katı 6 bin metrekare. Bir sürü dinlenme odası, jakuzi, yemek odası ve 200 metrekare mutfak var” sözlerini öne çıkaran bir paylaşımda bulundu.

Bu paylaşımların ardından sosyal medya ayağa kalktı. “Jakuzi” paylaşımları, hızla X’in gündeminde ilk sıralara taşındı. Haber sitelerinde de birbiri ardına haber yapıldı. (Bu arada Özkan’ın bu iddiayı Emin Çapa’nın programında da söylediğinin farkında olmayan Halktv.com.tr’nin yayımladığı “jakuzi” haberini Medyascope’a dayandırdığını belirteyim.)

Aynı akşam ilerleyen saatlerde Sancaktepe Belediyesi’nin AKP’li eski başkanı Şeyma Döğücü, “jakuzi” iddiasını iftira olarak nitelendirdi; Necati Özkan’dan iddiasını ispatlamasını istedi.

Özkan, “Benim ‘jakuzi’ diye tarif ettiğim kocaman banyo teşkilatı. Bir kelime üstünden tepineceğinize, bu akıl almaz israfı nasıl yapabildiğinizi söyleyin” yanıtını verdi. Bu aslında bir düzeltmeydi; zira ne kadar büyük olursa olsun bir “banyo teşkilatı”, “jakuzi” olarak adlandırılamaz.

İki taraf arasında atışmalar sürerken X’te dolaşan jakuzi fotoğrafının stok sitelerinden alındığı, gerçek olmadığı da ortaya çıktı.  Bunun üzerine iktidar medyasında çok sayıda “jakuzi yalanı” haberi yayımlandı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de meseleye el atarak “jakuzi yalanlaması” paylaştı; haberdeki jakuzi fotoğrafının da “temsili bir jakuzi görseli” olduğu vurgulandı.

GAZETECİLİK DERSİ

Sonuç olarak, belediyenin başkanlık katında “jakuzi” olduğu doğrulanmamış oldu. Ancak Özkan’ın, “Başkanlık katı”nın 6 bin metrekare olduğu ve müthiş şatafatlı bir bina olduğu hakkındaki diğer sözleri yalanlanmadı. Nitekim CHP’li yeni Belediye Başkanı Alper Yeğin de “(Şeyma Döğücü’den) önceki Belediye Başkanı (İsmail Erdem) lüks bir banyo ve belediye başkanının ihtiyacı olmayacak şekilde bir kat tasarlamıştır. Jakuzi meselesinin çok değersiz kalacağı lüks ve batırılan bir belediye hikayesini yakın zamanda sizlerle paylaşacağım” açıklaması yaptı.

Bu “jakuzi” vakasından da geriye gazetecilik dersleri kaldı. Sözü dolaştırmadan hemen söyleyeyim; Özkan’ın sözlerini haber yaparken sadece onun dedikleriyle yetinmek yanlıştı.

“6 bin metrekare” ve “jakuzi” gibi hayret verici bir iddiayı duyan gazetecinin yapması gereken ilk iş hemen klavyeye sarılmak değil, bu iddiayı doğrulamak için ilgilileri aramak, “Başkanlık katı”nın görüntüsünü almaya çalışmak olmalıydı. Bu da çok zor olmasa gerek.

Madem internette son dönemde moda olan yaklaşımla araştırmadan, soruşturmadan ve sadece Özkan’ın sözleriyle haber yapıldı; yalanlamalar gelince hemen, hiç beklemeden bu bilgilerin de eklenmesi ve haberlerin düzeltilmesi gerekirdi.  

YANLIŞI DÜZELTME VE GÜNCELLEME ZORUNLU

Ne yazık ki, aradan günler geçmesine rağmen eski başkanlar Şeyma Döğücü ile İsmail Erdem’in açıklamasının eklenmediği, sadece Özkan’ın sözlerini içeren “jakuzi” haberlerine rastlıyorum.

Örneğin Cumhuriyet’in “CHP’nin kazandığı AKP’nin yönettiği Sancaktepe Belediyesi’nde lüks içinde yaşamışlar”, Artı Gerçek’in “İmamoğlu'nun kampanya direktörü Sancaktepe Belediyesi'ni anlattı: Jakuzi var”, T24’ün “AKP'den CHP'ye geçen Sancaktepe Belediyesi'nin 6 bin metre karelik başkanlık katında jakuzi varmış”, Yeniçağ’ın, “Sancaktepe Belediyesi başkanlık katından jakuzi iddiası” haberleri hâlâ güncellenmemiş, sonraki açıklamalar eklenmemiş durumda.

Her ne kadar son yıllarda “iddia” ve “dedi” haberciliği yaygınlaşmış olsa da gazetecilik, doğrulanmış bilgiyi yayımlamaya dayanır.  Kontrol edilmesi gazetecilik olanakları içinde olan bir iddiayı ya da söylemi doğrulamadan yayımlamak, dijitalleşmenin hızına kurban etmek gazeteciliğin güvenilirliğine zarar verir.

Nitekim “jakuzi” vakasında belediyede varlığı doğrulanan büyük israf, gerçek dışı olduğu ortaya çıkan jakuziye kurban gitti. Gazeteciliğin, özellikle de “muhalif gazeteciliğin” itibarı zedelendi.