Gazeteci Seyhan Avşar: 'Çocuğum polis baskınının travmasını unutamıyor'
Gazeteci Seyhan Avşar, evine yapılan polis baskısının ardından yaşadığı süreci ve küçük kızının maruz kaldığı travmayı anlattı.
12punto
Gazeteci Seyhan Avşar, evine yapılan polis baskınının ardından yaşadığı süreci ve küçük kızının maruz kaldığı travmayı kaleme aldı. Avşar, kişisel sosyal medya hesabında paylaştığı uzun metinde, yaşananların hem kendisi hem de çocuğu üzerindeki etkilerini anlattı.
Avşar yazısında şu ifadeleri kullandı:
*"Türkiye'de basına yönelen baskının Yazıp yazmamak arasında gidip geldim. Ama gazetecilere yönelik baskıların her geçen gün arttığı bu dönemde susmak, kendime de çocuğuma da mesleğime de haksızlık olurdu. Bu yüzden en iyi yapmayı bildiği şeyi yapmaya karar verdim.
Aylar önce bir sabah kapım çalındı. Gelen polisti. Tesadüf bu ya, o gün kızım yüksek ateşle kıvranıyordu. Memurlara rica ettim, önce çocuğumun ateşini düşürmek istedim. Sağ olsunlar beklediler. Ben onlarla konuşurken kızım kapıya dikildi. Yüzü ateşten kıpkırmızıydı. Polisleri görünce, küçücük dudaklarından şu sözler döküldü:
'Siz Çaki’siniz.'
O günden sonra kızım on beş gün boyunca altını ıslattı. Ne zaman o gün üzerimde olan kıyafetleri görse, 'Polisler geldiğinde bunu giymiştin' dedi. Dayanamadım, o kıyafetleri yok ettim. Pedagog dostum, 'Islatma zamanla geçer' demişti. Öyle de oldu, ya da ben öyle sandım.
Dün gece kızımı 21.30’da yatağa yatırdık ama bir türlü uyuyamadı. Gün içinde çalışma arkadaşlarımızla sık sık kurduğumuz bir cümle dudaklarımdan yine döküldü:
'Anneciğim, çalışmam lazım. Hata yaparsak polislik oluveririz.'
Benim için sıradan, gülüp geçilen bir sözdü bu. Ama o an odada ağır bir sessizlik çöktü. Dakikalarca sustu. Sonra bir hıçkırık sesiyle irkildim. Kızım hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
— Ne oldu anneciğim, dedim.
— Hani daha önce kapıya polis gelmişti ya, aklıma o geldi. Unutamıyorum…
O anda karşımda bir çocuk değil, bir yetişkin vardı sanki. 'Unutamıyorum' dediğinde içim parçalandı. Dün gece, kendi çocuğumun taşıdığı travmayla yüzleştim.
Oysa ben, kızım ve bütün çocuklar daha güzel bir dünyada yaşasın diye mücadele ettiğime inanıyordum. Ama demek ki bazen, en çok sevdiklerimizi de incitebiliyoruz."*
Avşar, yazısını “Gazetecilere yönelik baskıların arttığı bu dönemde susmanın mesleğine de çocuğuna da haksızlık olacağını” vurgulayarak sonlandırdı.