HMS Bristol’ün ardından: En tehlikeli gemiler Aliağa’da mı sökülüyor?

İngiliz donanmasının bir döneme damga vuran savaş gemisi HMS Bristol'ün Aliağa'da sökülecek olması, gözleri bir kez daha Türkiye'deki gemi söküm tesislerine çevirdi. Askeri gemilerdeki yüksek asbest yükü ve çevresel riskler endişe yaratıyor.

12punto

İngiliz donanmasının amiral gemisi HMS Bristol’ün sökülmek üzere Aliağa’ya getirilmesi, Aliağa’daki gemi söküm sektörünü yeniden tartışmaya açtı. Savaş gemileri, diğer gemilere kıyasla çok daha yüksek miktarda asbest barındırıyor. Aliağa Belediyesi, mart ayında yaptığı açıklamada son 10 yılda 1004 geminin Aliağa’da söküldüğünü söylemişti.

HMS Bristol isimli İngiliz savaş gemisi, sökülmek üzere Aliağa’ya getirildi. Gemi, 1967’de inşa edildi ve bir dönem filonun en iyi silahlanmış ve en donanımlı gemisi oldu.

MEŞHUR SAVAŞTA AMİRAL GEMİSİYDİ

HMS Bristol, Arjantin’deki Leopoldo Galtieri rejiminin Falkland Adaları’nı işgal etmesiyle başlayan Falkland Savaşı’nda amiral gemisiydi. Kanadalı gazeteci Naomi Klein’in Şok Doktrini isimli kitabına göre, Birleşik Krallık Başbakanı Margaret Teatcher, savaş döneminde sağladığı otoriteyi kullanarak, yoğun bir anti demokratik dönem başlattı.

SON 10 YILDA EN AZ 1004 GEMİ ALİAĞA’DA SÖKÜLDÜ

Aliağa Belediyesi, gemi söküm tesislerinin, belediye şirketi olan Aliağa Belediyesi Petrol A.Ş. tarafından satın alınması üzerine mart ayında bir açıklama yaptı. Açıklamada Aliağa’da son 10 yılda 1004 geminin söküldüğü belirtildi.

Bu gemiler arasında, içerdiği maddelerin miktarından sebebiyle ticari gemilere kıyasla daha tehlikeli olan savaş gemileri de yer alıyor.

EN TEHLİKELİ GEMİLER ALİAĞA’DA MI SÖKÜLÜYOR?

BBC tarafından yayınlanan habere göre, 2009-2024 arasında emekliye ayrılan 31 İngiliz donanma gemisinin 25'i Aliağa'ya gönderildi. Habere göre İngiltere Savunma Bakanlığı, bu tercihin hem maddi açıdan avantaj, hem “sorumlu bertaraf” amacı taşıdığını savundu.

İskoçya'daki Strathclyde Üniversitesi Gemi Mühendisliği bölümünden Dr. Sefer Anıl Günbeyaz’a göre Türkiye'de iş gücü ve çevresel maliyetler, bu tercihte belirleyici oluyor(1).

Savaş gemileri, görevleri ve inşa edilme şekilleri nedeniyle diğer gemilerden daha fazla tehlikeli madde barındırabiliyor. 2010 yılında Dünya Bankası tarafından hazırlanan, “Ship Breaking and Recycling Industry in Bangladesh and Pakistan” isimli rapora göre askeri gemiler, yangın ve patlama riskini önlemek için, ticaret gemilerinden farklı özelliklere sahiptir ve bu nedenle tehlikeli maddelerin oranı daha yüksektir. Ticari gemilerde 510 tona kadar kullanılan asbest, askeri gemilerde 17 bin tona kadar çıkabilir.

NGO Shipbreaking’e göre ise ticari gemilerde 10 tona kadar “asbest içeren malzeme” bulunabilirken, Nae Sao Paulo veya Clemenceau gibi askeri gemilerde bu oranın 900 tona kadar çıkabileceği tahmin ediliyor(2).

Kuruluşların üzerinde çalıştıkları örnekler, çalışma şekilleri ve envanter genişliği verilerin arasında çok büyük bir fark yaratsa da iki çalışma da, askeri gemilerin diğer gemilere kıyasla çok daha tehlikeli olduğunu vurguluyor.

NAVLUN MASRAFINDAN KAÇMAK İÇİN TÜRKİYE’YE GÖNDERİYORLAR

HMS Bristol’ün 195 metre olduğunu ve bu büyüklükte pek çok geminin Türkiye'ye geldiğini söyleyen, eski iş müfettişi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı Profesörü O. Alp Ergör, "İngiltere, bu gemileri kendisi sökebilecek olanaklara sahip olmasına rağmen Aliağa'ya gönderiyor. Navlun masrafından kurtulmak için de Bangladeş, Hindistan ve

Pakistan yerine Aliağa'yı tercih ediyor. Yakın zamanda Ankara'da yapılan bir toplantıda, Avrupa Birliği Komiserliği'nden gelen görevliler, sorumuza cevaben, bu tarz gemilerin Avrupa Birliği ülkelerinde, kuru havuz olmayan yerlerde sökülmediğini belirtti. Öyleyse bu gemiler neden kuru havuzu olmayan Aliağa'ya gönderiliyor? Kuru havuzsuz yerlere neden AB sertifika veriyor?"

2022’de Aliağa’daki toplam 22 gemi söküm tesisinin ikisinde AB sertifikaları iptal edilmiş, sertifikalı tesis sayısı 9’a düşmüştü.

“BÖLÜMLERİNİN TAMAMININ ARASINDA ASBEST OLMASI MUHTEMEL”

Tehlikeli gemilerin sökümü sırasında tehlike ve risklerin doğru yönetilmesi gerektiğini, Aliağa'da ise zaman ve kâr odaklı hareket edildiğini vurgulayan Ergör, şu ifadeleri kullandı:

"HMS Bristol gibi askeri gemilerde, yangın tehlikesinin önlenmesi için, bölümlenmelerin tamamının arasında asbest bulunması muhtemeldir. Asbestin sökümü sırasında ana hatlarıyla, önce asbestin bulunduğu yerlerin saptanması, ardından bu bölmelerin izole edilmesi, asbestin sökülüp berataraf edilmesi, izolasyonun ancak bundan sonra kaldırılması gerekir. Aliağa'da ise ilk olarak gemideki her şey sökülür. Ardından olağanüstü yetenekli kesiciler, gemiyi ekmek dilimler gibi keser"

Gemilerde, henüz sökülmemiş radyoaktif madde de bulunabildiğini vurgulayan Ergör, risk değerlendirmesi konusunda kuşkuları bulunduğunu da ifade etti.

“HAYAT ODAKLI DÜŞÜNÜRSENİZ ASBESTİ KONTROL EDEBİLİRSİNİZ”

Öte yandan Ergör, sektörün değerlendirmesinin, tek tek gemilerin özelliklerinden çok sürecin tamamı gözetilerek yapılması gerektiğini sözlerine ekledi. Ergör, son olarak "Belli bir yaşın üzerindeki gemilerin tamamında asbest var ve çevre sağlığı, halk sağlığı ve emek güvenliği açısından bir bütün olarak doğru yöntemler izlenmiyor. Savaş gemilerinde asbest yükü fazla, fakat kâr değil hayat odaklı düşünürseniz bu büyüklükte bir asbest yükünü de kontrol edebilirsiniz” dedi.

BANGLADEŞ VE PAKİSTAN’DA BELİRSİZLİK HAKİM: TÜRKİYE’YE YANSIR MI?

Büyük gemi söküm sektörüne sahip olan ve güvensizliğin hakim olduğu diğer ülkeler ise Bangladeş ve Pakistan. Aralık 2024 yılında uluslararası yayınlarda, Pakistan’da bulunan ve bir zamanlar Dünya’nın büyük gemi söküm tesislerinden biri olan Gadani’nin, artık kullanılmaz hale gelebileceği belirtilmişti. Nedeninin ise, Gadani’nin, 2009’da kabul edilen Hong Kong Sözleşmesi’ne uyum sağlamaması olduğu vurgulanmıştı(3).

NGO Shipbreaking Politika Sorumlusu Ekin Sakin, Bangladeş ve Pakistan'daki tesislerin işletmeye devam edip etmeyeceği konusunda hala bir netlik olmadığını söyledi. Sakin, “Bu konuda büyük bir belirsizlik var. Ancak Güney Asya'daki tesisler zaten yıllardır hem Basel Sözleşmesi’ne, hem de kendi ülkelerindeki yasalara aykırı olarak işletmelerine devam ediyorlar.

Bangladeş, 2 yıl kendilerini geliştirmek için süre sınırı olduğunu iddia ediyor. Ancak bu konuda nasıl bir yol alacaklarını net bir şekilde açıklamadılar.

Diğer yandan Hong Kong'un Türkiyedeki etkilerine baktığımız zamansa şunları söylemek mümkün: Hong Kong Güney Asya'daki kumsalda söküm pratiğini meşrulaştıran bir sözleşme. Tamamen gemi söküm ve gemicilik endüstrisinin desteklediği ve oradaki faaliyetleri legalize etmek için dizayn edilmiş bir konvansiyon. Mevcut standartları yükseltmek yerine düşürüyor. Bu kapsamda kumsalda söküm meşrulaşmış oluyor.

Dolayısıyla Türkiye’ye bir kazanım sağlayacağını söyleyemeyiz.”

Sakin, Bangladeş ve Pakistan’daki belirsizliğin Türkiye’deki yansımasını değerlendirmek için henüz erken olduğunu sözlerine ekledi.

2024’TE ALİAĞA’DA SÖKÜLEN GEMİ ORANI ARTIŞ GÖSTERDİ

NGO Shipbreaking Platform isimli sivil toplum kuruluşu, 2012’den başlayarak her yıl, sökülen gemilerin ve söküm yerlerinin listesini yayınladı. 2012’de yayınlanan ilk listede, söküldüğü tespit edilen 1254 geminin 153’ü, yani yüzde 12’si Aliağa’da söküldü. Listede Aliağa’da sökülen gemilerin oranı 2024’e kadar yüzde 10 ve yüzde 18 arasında değişse de, 2024’te sıçrama gösterdi. Son listedeki 412 geminin 84’ü, yani yüzde 27’si Aliağa’da söküldü(4).

DİPÇE;

1- İngiltere donanma gemilerini neden Türkiye'de söküme gönderiyor? - BBC News Türkçe https://share.google/eIpJRBaOpOfxNjBcC

2- https://shipbreakingplatform.org/issues-of-interest/why-ships-are-toxic/asbestos/?utm_sourc e=chatgpt.com

3- https://www.dawn.com/news/1879035/shipbreaking-faces-crucial-deadline?utm_source

4- Annual Lists - NGO Shipbreaking Platform https://share.google/fZtRzlzkMbyMQNkG2