İlk öykü kitabı çıkan 12punto yazarı Aydın Tonga: 'İnsan ne kadar okursa, yazma isteği o kadar artıyor'
İslam tarihi ve dinler tarihi üzerine yaptığı akademik çalışmalarla tanınan Aydın Tonga, ilk öykü kitabı “Menevşe” ile edebiyat dünyasına adım attı. Tonga, kitabının ortaya çıkış sürecini, öykülerini ve yazarlık serüvenini 12 Punto’ya anlattı.
12punto
12punto yazarlarından Aydın Tonga'nın ilk öykü kitabı ''Menevşe'' okuyucularıyla buluştu. Tonga, kitabı ile ilgili merak edilen soruları 12punto'ya anlattı.
İşte o söyleşi:
Soru: Sizi İslam tarihi ve dinler tarihi alanında yaptığınız çalışmalarla tanıdık. Daha önce edebiyat alanında bir eseriniz olmadı sanırım. Öykü fikri nasıl oluştu, bizlerle paylaşır mısınız?
Aydın Tonga: Öncelikle bana bu fırsatı sunduğunuz için teşekkür ederim. İfade ettiğiniz üzere genel olarak teolojik konular üzerine çalıştım. Özel olarak da İslam’ın erken dönemlerini inceledim. Öte yandan çocukluğumdan beri kitaplarla aramın iyi olduğunu söyleyebilirim. Çocukluğum köyde geçti. Kitaplara pek erişim fırsatımız yoktu ama ben yine de elimden geldiğince okumaya çalıştım. İlerleyen yıllarda okuma pratiğim gittikçe gelişti ve her türden kitaplar okumaya, farklı kalemlerle tanışmaya gayret ettim. Bütün bunları şunun için söyledim: İnsan ne kadar okursa içindeki kitap sevgisi ve o sevgiyi kendi kalemiyle üretme ihtiyacı da o kadar artıyor. En azından benim açımdan böyle oldu.
Soru: Peki öykü yazım süreciniz nasıl gelişti, nasıl karar verdiniz bu türde bir eser vermeye? Açıkçası biraz da cesaret isteyen bir iş olarak görüyorum ben bunu.
Aydın Tonga: Yaklaşık beş yıl öncesiydi sanırım. Pandeminin ilk dönemleri olabilir. Ben de birçok insan gibi Covid illetine yakalanmıştım. Yine uyuyamadığım gecelerin birinde aniden gelişen bir fikirle kitapta da yer verdiğim “Azap” isimli öyküyü yazdım. Fakat yayınlanması düşüncesiyle kaleme aldığım bir hikaye değildi bu. Tamamen o anın psikolojisi altında kaleme aldım. Akabinde öyküyü sevdiğim ve düşüncelerine önem verdiğim birkaç yakın arkadaşımla paylaştım. Çok güzel geri dönüşler oldu. Hatta benim de üslubunu sevdiğim bazı yazarlara benzettiler. Sonrasında da arkadaşlarım öykü yazmamı önerdiler. Açıkçası bu düşünceler aklımda kaldı ama kitap çıkarmak bugüne kısmet oldu diyelim. Nihayetinde “Menevşe”nin hikayesi o günlere kadar uzanıyor.
Soru: Kitap 16 öyküden oluşuyor ama kitaba ismini veren hikayeniz “Menevşe”. Bu hikayenin sizin için özel bir anlamı mı var? Neden Menevşe?
Aydın Tonga: Şöyle söyleyeyim kendi adıma özel bir önemi yok. Yani yaşanmış bir olaydan yola çıkarak kaleme aldığım bir hikaye olmadı Menevşe. Peki, neden bu hikaye: Ben sevdanın büyüsüne inanıyorum. Dostluk gibi sevda da iki insan arasında kurulan görkemli bir bağ ve bence bu bağın yerini tutacak bir varoluş hali yok. Bu bağın içinde şefkat, merhamet, saygı, empati, sevgi ve daha pek çok duygu/düşünce hali var. Eşsiz bir armağan gibi sevda.. Para, şöhret, güç vs yerini hiçbir şey tutmuyor. Dolayısıyla dilim döndüğünce bir sevda hikayesi ile bu duyguyu görünür kılmak istedim. İsmin arkasında yatan temel düşünce buradan kaynaklanıyor.
Soru: Öykülerinizi belirlerken özel bir seçim yöntemimiz oldu mu, hikâyeler sizden yazıya nasıl evirildi?
Aydın Tonga: Özel bir seçimim olmadı ama bir biçimiyle bende de iz bırakan farklı konuları işlemek istedim. İnanç, bu konuların başında geliyor. Ahmet Efendi, Abdullah ve Oğlu, Silahın Gölgesinde Din gibi öykülerim, inanç teması içerisinde şekillendi. Bu hikâyelerin yazılmasına, tanık olduğum ya da yaşanmış kimi olaylar etki etti diyebilirim. Aslında diğer öyküler de benzer biçimde, aynı duygularla vücut buldu kitabın içinde.
Soru: “Türbedeki Gözyaşları” hikâyenizde de inanç ile insan yaşamındaki ilişkiyi ele alıyor, inancın insan yaşamı üzerindeki etkisini irdeliyorsunuz. Nihai olarak Selim hikayenin sonunda inanç adına bir dönüşüm mü geçiriyor, tam olarak burada yaşanan nedir?
Aydın Tonga: Dönüşüm, değişim adı her ne ise Selim’in geldiğini noktanın ne olduğuna okurun karar vermesini istiyorum. Fakat benim açımdan mesele, olaylara bakış açımız ve bu açının yarattığı sonuçlarla ilgili. Şöyle ki bu açı ne kadar geniş bir yerden kuruluyorsa, sonuçları da o kadar zengin olabiliyor. Bu yanıyla Selim’in inanç adına sabitlediği bir bakış açısı vardı, bu yanıyla hadise onun adına bitmişti. Fakat gerek kendisinin yaşadığı olaylar, gerek annesi özelinde tanık olduğu hadise Selim’in kendisini gözden geçirmesine sebep olmuş olabilir. Sonuç olarak türbeye gelmeden önceki Selim ile türbeden sonraki Selim aynı değildi artık.
Soru: Çöp Tesisi isimli öykünüzde de oldukça çarpıcı olaylara değiniyorsunuz. Burada hikayenin detaylarına değinmeyeceğiz ama insanlar politik olarak neden saf değiştirmede zorlanıyorlar, sizin bu konudaki düşünceniz nedir?
Aydın Tonga: Dediğiniz gibi Çöp Tesisi hikayesi çarpıcı detaylar içeriyor. Asıl çarpıcı olan husus ise bunun gerçekte yaşanmış olması. Elbette nihai olarak bu bir kurmaca, karakterler, diyaloglar ve akış benim açımdan üretildi. Fakat sonuç olarak bu hikayenin bir benzeri gerçekten yaşandı. Sorunuza gelirsek. Zor bir soru. Politik görüşlerin öncesinde insanlar içinde yer aldıkları kümeyi, grubu, aidiyeti ve bir bütün olarak o kimliği değiştirmek istemiyorlar sanırım. Asıl zor olan kısım burada. Çünkü bir taraftan yıllar içerisinde o kimliğe yapılan manevi bir yatırım var diğer taraftan da o kimliğin yıllar içerisinde öteki kimliklere karşı bir pozisyonu, söylemi var. Tabi o söylemin güçlü etkileri, izleri insan belleğinde yer edindiği gibi, nesilden nesile de aktarılıyor. Sonuç olarak yıllar içerisinde kültür, medya ve benzeri sosyal dinamiklerin etkisi altında şekillenen kimlik dinamiği bir anda değişmiyor. Bu öykü de anlattığımız duruma bir örnek oluşturuyor. Öte yandan ifade ettiğim üzere bu durumun daha geniş bir zamanda konuşulacak başka sebepleri de var elbette.
Soru: Son olarak sevdiğiniz öykü yazarları kimlerdir?
Aydın Tonga: En başa Çehov’u yazabilirim sanırım. Dostoyevski, Gogol, Kafka.. Yine bizim topraklardan Aziz Nesin, Osman Şahin, Mahmut Şevket Esendal, Sebahattin Ali, yakın dönemden Sema Kaygusuz, Behçet Çelik, Zehra Çelenk, Yalın Gündüz, genç yaşta kaybettiğimiz Yücel Balku. Uzayıp gider liste.
Teşekkür ederiz.
Aydın Tonga: Ben teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.