İran’da tarihi bir dönem: Cumhurbaşkanlığı seçimi ve olası seneryolar
Doç. Dr. Yeşim Demir, "İran’da tarihi bir dönem: Cumhurbaşkanlığı seçimi ve olası seneryolar" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
12punto
DOÇ. DR. YEŞİM DEMİR
İbrahim Reisi’nin helikopter kazası sonucu ölümünün
ardından 28 Haziran’da İran’da cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı.
Başvuru yapan 80 kişiden 6’sı aday seçildi.
Son anda Tahran Belediye Başkanı Alireza Zakani ile Emir Hüseyin Kadızadehaşimi
adaylıktan çekildi.
İçişleri eski bakanı Mustafa Purmuhammedi’nin
de yarıştığı seçimde rekabet Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, İran
Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi Said Celili ve Tebriz Milletvekili Mesud
Pezeşkiyan arasında devam etti.
Seçimde adayların %50+1 oy alamamaları seçimin
ikinci tura kalmasına neden oldu.
Anketlere göre, katılım oranı yüksek olursa önde
olan reformcu ve Türk kökenli Pezeşkiyan’ın kazanma şansı bulunuyor.
Katılımın diğer yıllara göre düşük olduğu
seçimde Kirmanşah, Tahran ve Kürdistan eyaletlerinde (Ostan) katılımın yüksek
olmaması dikkat çekti
Söz konusu eyaletler aynı zamanda Mahsa
Amini’nin ölümüne verilen tepkinin de yoğunlaştığı yerler.
Bu durum halkın hala rejime yönelik tepkisinin
azalmadığını göstermektedir.
İkinci tura kalan Celili, seçim
propagandasında da görüldüğü üzere daha muhafazakâr bir adaydır. Başörtüsü, ABD
ile diplomatik ilişkiler ve bazı sosyal konularda daha muhafazakâr yapıya sahip
açıklamalar yapmıştır. Geçen dönem adaylığının veto edilmesi nedeniyle Dini Lider
Ali Hamaney’i ve izlediği politikalar nedeniyle Reisi’yi eleştiren tek kişi
olan Pezeşkiyan’nın seçim propagandasında yaptırımların üstesinden gelebilmek
için ABD-İran arasında diplomatik ilişkilerin geliştirilmesine vurgu yaptığı ve
başörtüsü konusunda daha ılımlı olduğu görülmektedir.
Pezeşkiyan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi
durumunda devletin daha reformcu sisteme dönüşeceği ve sorunların çözümü için
stratejik bir değişim olacağı yönünde değerlendirme yapılabilir.
5 Temmuzda yapılacak 2. tur seçimde muhafazakâr
oyların Celili’ye gideceğinin büyük ihtimal olduğu söylenebilir. Ancak ilk tura
katılmayanların ve Celili’nin politikalarını beğenmeyenlerin tepki olarak
sandık başına gitmesi ve Kalibaf’ın oylarının tamamı olmasa da menfaatleri için
oy verenlerin Pezeşkiyan’a kayması ile durum biraz değişebilir.
Kısacası ekonomik durum ve özgürlük
belirleyici olacaktır.
Buna karşın Pezekşiyan’ın kazanması durumunda seçim
kampanyası sürecinde eleştiren Dini liderin ve toplumun tutumu merak konusu
olmaktadır.
Pezeşkiyan ya da Celili, kim cumhurbaşkanı
olursa olsun İran’ın iç ve dış politikası ile güvenliği etkilenecektir.
Bir olasılık: seçim sürecinde veya sonrasında
Pezeşkiyan’ın başına bir şey gelirse, İran’ı ne bekler?
Cumhurbaşkanı
adaylarına bakıldığında bu adayların belirlenmesi, bazılarının adaylıktan
çekilmesi, dört muhafazakâr ve bir reformcu aday olması aslında rastlantı
olarak değerlendirilemez.
Geçmiş
yıllarda olduğu gibi muhafazakâr adayın kazanması, reformcu aday
belirlenmesiyle de seçime katılımı artırma yönünde bir yol izlendiği
görülmektedir.
Resmi
olmayan verilere göre katılım yüzde 40 civarında ve dolayısıyla da seçim ikinci
turda Celili ile Pezekşiyan arasında devam edecektir.
Seçime
katılımı artıracağına inanılan ve sistemle uyumlu çalışan ama kendi doğruları
da olan Pezeşkiyan seçilmesi durumunda İran’ın Türk
kökenli ilk cumhurbaşkanı olacaktır. Ayrıca bunun 1979’dan beri İran
Türklerinin birleştiği nokta olduğu söylenebilir.
Seçimden hemen önce bir milyon kişinin desteğini
alan Pezeşkiyan, Fars Eyaletinin merkezi Şiraz’dan, Horasan’dan önemli destek aldığı
gibi “Pezeşkiyan kalbimde ve onun zaferi için dua ediyorum” ifadesi ile Sünni
Beluci dini lider Abdülhamid Mevlevi’nin olumlu yaklaşımıyla gücünü arttırmıştır.
Buna karşılık İran rejimine karşı faaliyet
gösteren ve yurtdışından Farsça yayın yapan medya organlarında seçim ile ilgili
yorumların Pezeşkiyan karşıtı olduğu görülmektedir.
1970’lerde sol görüşlülüğü ile bilinen
Pezeşkiyan’a şu anda pantürkist olduğu ile ilgili propaganda yapılmaktadır. Bu
durum aynı zamanda İran’ı iki cepheye bölmek anlamına da gelmektedir. Bir
taraftan Türklere mesaj verilirken diğer taraftan da Türk olmayan kesime
pantürkist olduğu iddia edilerek tersi yönde bir mesaj verilmeye
çalışılmaktadır.
Kürtlerin yoğun olduğu Mahabad’da doğan ve
diğer etnik unsurların da desteğini alan Mesud Pezeşkiyan’ın bu seçim sırasında
veya sonrasında herhangi bir saldırıya maruz kalması Türklerin ruhuna darbe
vurmak gibi algılanabilir ve Reisi’nin ölümünden çok farklı bir toplumsal
tepkiye yol açabilir. Tebriz’in başını çekeceği İran tarihini değiştirecek
ayaklanmalara neden olabilecek söylemler tehdit yaratmaktadır.
Tarihi bir dönem yaşanan İran’da kaosa sebep olabilecek böyle bir olası durum, ülkeyi iç savaşa da sürükleyebilir. Sonrasında ise “Büyük Kürdistan” projesi ve İran’ın toprak bütünlüğünü istemeyen güçler için de fırsat doğabilir.