Kocaeli/Dilovası kozmetik fabrikası iş cinayeti üzerine: Annem iyi ki yanarak ölmedi, dumandan zehirlenerek öldü yoksa onun çığlıklarına dayanamazdım

Dilovası'ndaki kozmetik fabrikası yangınının üzerinden günler geçmiş olmasına rağmen yaşananların üzüntüsü bölge halkını etkilemeye devam ediyor. Özellikle yangında yakınlarını kaybedenlerin duyduğu üzüntü onlarca kat fazla... Yangın alanında incelemelerde bulunan Avukat Pınar Akbina Karaman, yaşadıklarını tüm çarpıcılığıyla aktardı.

12punto

Yangının üzerinden günler geçti ama araçtan iner inmez kesif bir koku yakıyor genzimizi…

Parfüm kokusuna karışmış yanmış insan eti, kimyasal ve acı kokusu…

Parfümün kalıcı kokusu ölüm bu sefer! 

Mahallenin üzerine kara bulutlar çökmüş. Dağılmıyor bir türlü…

O ölüm binası, cinayet işyeri her tarafından akan simsiyah döküntülerle insanların acısını unutturmamacasına, bir utanç anıtı gibi mahallenin ortasında duruyor öylece.

Önce yanan cinayet işyerine yöneliyoruz. Polis sarmış çevresini kimseyi yaklaştırmıyor. 

“Avukatız, inceleme yapacağız” diyoruz, birkaç adım içeri geçip fotoğraf çekebiliyoruz ancak.

O sırada çevrede üzgün gözlerle gezen mahalle halkından gencecik kızlarımızı görüyoruz. İş cinayetinde katledilen çocuklar Nisa ve Cansu’nun yaşlarındalar. “Biz de çalışmak için başvurduk ama bizi almadılar” diyorlar. “İyi ki almamışlar güzel kızlarımız, iyi ki almamışlar.” 

Bir grup 10-13 yaşlarında çocuk görüyoruz sonra. Ölüm işyerinin etrafında dolaşıyorlar. Yanımıza geliyorlar. “Abla yangın için mi geldiniz?” “Evet biz avukatız, araştırma yapmak için geldik.”“Abla biz gördük yangını” 

Başlıyorlar anlatmaya gözleri dolu dolu…

Birisi çok durgun ve sessiz… Kömür gözleri doluyor ama ağlamıyor…

“Babam oraya gitme dedi abla ama kafam dağılsın diye arkadaşlarımla dolaşıyorum. Hava almak için çıktım.” diyor.

Yangını, alınmayan önlemleri, şikayetleri anlatıyor ama bir türlü dili varmıyor söylemeye

Uzun uzun anlatıyor olayları…

Nice zaman sonra bir anda dökülüveriyor ağzından o kahredici cümleler:

“Annem de öldü” diyor, “ama  iyi ki yanarak ölmedi, dumandan zehirlenerek öldü, yoksa onun çığlıklarına dayanamazdım!” diyor 13 yaşındaki kömür gözlü Muhammed.

Biricik anneciğini, en büyüğü 13 en küçüğü 9 yaşındaki çocuklarını öpmeye, koklamaya kıyamayan annesi Esma’yı kaybetmiş kahrolası yangında! 

Derin bir sessizlik ve gözyaşlarına boğuluyoruz o anda…

Ne desek, ne yapsak boş!

Muhammet bozuyor sessizliği yine. “Daha önce de annemin eli kesilmişti çalışırken. Yara bandı bile vermediler. Ben de o yüzden patronun üzerine yürüdüm. Beni tuttular! Ben dik duracağım, mücadele edeceğim. Arkadaşlarım da bana destek veriyor.”

Ahh küçüğüm,  ahh kömür gözlü Muhammed sen nasıl güzel, nasıl akıllı, nasıl yiğit bir çocuksun böyle!

Öyle güzel çocuklar var ki etrafında. Gözleri dolu dolu hepsinin. Ağlıyor biri ve “Abla biz arkadaşımızı yalnız bırakmıyoruz. Onun yanında olacağız hep” diyor.

Yüreğimizi orada bırakarak ayrılıyoruz çocukların yanından.

Yanan ölüm işyerinin çevresinde sıra sıra cenaze evleri var. Ziyaret ediyoruz evleri ama kafamda hep o cümle:

“Annem iyi ki yanarak ölmedi, dumandan zehirlenerek öldü. Yoksa onun çığlıklarına dayanamazdım!”

Bu ses hiç gitmiyor kulaklarımdan. Ailelere başsağlığı diliyoruz, konuşuyoruz ama duymuyorum kimseyi. Hep Muhammed’in o cümleleri yankılanıyor kulaklarımda…

“Annem iyi ki yanarak ölmedi, dumandan zehirlenerek öldü. Yoksa onun çığlıklarına dayanamazdım!”

Yüreğimizde acı, öfke ve bu zalim parababaları düzenine karşı mücadele sözü ile dönüyoruz evlerimize. 

Gelir gelmez çocuğuma sarılıyorum ama utanıyorum sarılmaktan. 

Muhammed’in cümleleri hala kulaklarımda…

İnsan çocuğuna sarılmaktan utanır mı? Anneleri ölen çocukları düşündükçe utanıyorum…

Oyy kömür gözlü Muhammed, oyy Nisa, oyy Cansu, oyy güzelim çocuklar…

Okuyacak, oyun oynayacak, gülecek, eğlenecek yaşta çalıştırıldınız, katledildiniz, annesiz, babasız bırakıldınız. 

Cennet ülkemizi yangın yerine, cehenneme çeviren bu körolası düzeni hiçbiriniz hak etmediniz ve hak etmiyorsunuz.  

Emin olun sizi annesiz, babasız bırakan bu acımasız, insanlık dışı sömürü düzenine karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. 

Size söz! 16.11.2025

Av. Pınar Akbina Karaman

Kocaeli/Dilovası