Matta Kuralı
Prof. Dr. Hasan Yazıcı, ekonomik krizi, "Matta Kuralı" üzerinden değerlendiren bir yazı kaleme aldı.
12punto
Dr. Hasan YAZICI- İÜ, CTF Emekli Profesörü
“Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek, bolluğa kavuşturulacak. Ama kimde yoksa, o elindeki dahi alınacak.” (Matta, İncil)
Yıllar önceydi. Tıp Fakültesinde öğrenciydim. Gazetede
okumuştum. Yine bir ekonomik kriz vardı ve bir Amerikalı ekonomist, yerini iyi
hatırlıyorum, Marmara Otelindeki bir toplantıda krizden çıkış yolumuzun başlığa
aldığım görüşün, yani Matta (Matthew) kuralının olduğunu savunmuştu. Ertesi
günkü gazeteler bu küstah Amerikalıya demedik bırakmamışlardı. Yoksa
herifçioğlu bizimle dalga mı geçiyordu?
Romatoloji uzmanlık eğitimim boyunca Matta kuralını çok sık
duydum. Hocam İngiliz kökenli PD Saville hem ünlü bir osteoporoz araştırıcısı
hem oldukça sivri dilli bir toplam
eleştirmeniydi. Ondan ilk öğrendiğim ve yıllarca gerek öğrencilerime aktardığım
ve gerekse de hala hasta bakarken çok işime yarayan bir bilgi kortizon
kullanımı ve Matta kuralı ilişkisiydi. Duymuşsunuzdur. Kortizon doğru kullanıldığında
çok yararlı ancak yanlış kullanıldığında çoğu kez zararlı olabilen bir ilaçtır.
Bu arada hemen belirteyim. Özellikle romatolojik hastalıklarda, kimi durumda
günde 1-2 mg’lık bir kortizon doz değişimi hastanın ilaçtan yarar veya zarar görmesi
arasında büyük fark yaratabilir. Biraz
da utanarak söylüyorum, ileri Batı ülkelerinde yarım asıra yakın bir zamandır
bulunan ve hasta bakımını çok kolaylaştıran düşük doz içeren kortizon
tabletleri hala ülkemizde bulunmaz. Ana
konuya dönersek, kortizonun önemli bir yan etkisi osteoporoz, kemik, erimesi değil,
azlığıdır. İşte Matta kuralı burada şöyle işler. Diyelim 1.50 m. boyunda, 45 kg
ağırlığında, ufak tefek 70 yaşlarında romatoid artritli (en sık görülen iltihaplı romatizma
türü) bir hanım hastanız var. İşte bu hastaya günde kabaca 5mg dolayında prednisolon
(sık kullanılan bir kortizon türevi) verirseniz hem hastanıza çok iyi gelir ve
bu ilacı hemen hiç yan etki olmadan uzun süreler kullanabilirsiniz. Ancak aynı
hastanın yakınmalarına 5 mg’ lık doz iyi gelmiyor diye dozu günde, diyelim 7.5 –
10 mg’a çıkarsanız bir kaç ay içinde gerek hastanızın kemik yoğunluğu azalmaya
başlar gerekse de kortizon kullanımının özel bir yan etkisi olan aydede yüzü
ortaya çıkar. Öte yandan hastanız 40 yaşında 1.90 boyunda 80 kg, kasları
gelişmiş bir erkek. İşte bu hastanın romatoid artritini günde 5 mg prednisonla kontrol altına
alamadığınızda ilacın dozunu günde 10, hatta 20 mg’a çıktığınızda hastanızın
hem iyileştiğini hem de, önceki ufak tefek, 70 yaşındaki teyzenin başına gelenlerden
hemen tümüyle masun kaldığını gözlersiniz.
Hekimlik kadar doğanın adaletsizliğini yakından bilen bir
meslek herhalde yoktur. Size anlattığım kısa öykü buna bir örnek. Hekimin ana
uğraşı, çabası bu adaletsizliğe
olabildiğince çare veya bir nebze de olsa engel olabilmektir.
Öte yandan Internette bir tarayın. Matta kuralını iş çevreleri,
sanayiciler, holdingler ve doğal olarak ekonomistlerin de çok iyi bildiğini hemen
göreceksiniz. Anladığım kadarıyla onlar da doğanın adaletsizliğinin kesinlikle farkındalar.
Ancak, kusura kalmasınlar, bu konuda, hadi aklıma geleni vazgeçmeden söyleyeyim,
söz ettiğim doğa adaletsizliğine değil karşı çıkmak maalesef seyrek olmayarak ondan
yararlanmaya soyunuyorlar.
Tekrar Matta kuralına
bir dönelim. Söz konusu kural İncil’de Matta Müjdeleri (Gospels) arasında yer alır. Matta bu
müjdelerini Hz. İsa’dan naklen verir. Anlyabildiğim kadarıyla Hz. İsa, özetle ‘İnsanlar arasında zenginler
ve fakirler olduğunu hatta zaman içinde zenginlerin daha zengin, fakirlerin de
daha fakir olacağını kabul edin ve – benim çıkartmam- Tanrı’nın yarattığı bu
düzene pek ses çıkartmayın.’ demektedir. Nitekim yine bu Matta müjdeleri
arasında, yine İncil’de, “Uysallar kutsallanmıştır, günü geldiğinde dünyayı onlar
sahiplenecektir.” de vardır. Bu, açık seçik, bir düzene karşı çıkmama uyarısıdır.
Unutulmaması gereken ise sabırla beklenecek o kasıt edilen gün uysalların ergeç
ödüllendireceği mahşer günü olduğudur.
Değinmeden bitirmeyeyim. Güncel ve derin geçim açmazımızın ana nedeni olarak düşük faizler bağlamında yanlış Nas uygulamamız görüldü. Başımıza gelenlerin, acaba diyorum, ağırlığı en azından eşit bir nedeni olarak – ağzımdan yel alsın - gidi gavur Matta’ nın dillendirdiği ünlü kural da olamaz mı? Alın size, diyorum, dört dörtlük bir dış güç. Ne dersiniz, başımıza gelenlerden tek çıkış yolumuz ise, belki de gerçekten, Matta’nın sözünü dinleyip, milli birlik, beraberlik içinde uysallaşmak!?