Nebil İlseven yazdı: Partinin gerçek sahibi olarak 'üye' ve CHP Tüzük Kurultayı

Toplumcu Düşünce Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı Nebil İlseven, CHP'nin eylül ayındaki tüzük kurultayına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

12punto

PARTİNİN GERÇEK SAHİBİ OLARAK "ÜYE" ve CHP Tüzük Kurultayı

Nebil İLSEVEN, Toplumcu Düşünce Enstitüsü

CHP Eylül ayı başında bir zamandır beklenen Tüzük Kurultayını yapmak üzere yola çıkmış bulunuyor.  2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra Parti içinden gelen "Değişim" hamlesi ile başlayan sürecin, yaklaşan Kurutay'da tam olarak ne anlama geldiği belirginlik kazanacaktır. CHP'nin önümüzdeki dönemde ilerici, radikal demokrat ve kararlı bir çıkış yaparak, toplumun beklediği güven ve umut atmosferini yeniden oluşturmak gibi bir siyasal sorumluluğu, tarihsel görevi vardır.  Bunun için de diri, enerjik, nitelikli ve herşeyden önce inançlı kadrolara ve bir örgüte ihtiyacı vardır. Kurultay işte bu yapılanmanın "el kitabını" oluşturmak için toplanmaktadır.      

Bu Kurultay'ın yapacağı Tüzük öncelikle CHP'nin sahibinin kim olduğu sorusuna açık, net, amasız, fakatsız yanıt getirmek durumundadır. Yapılacak olan Tüzük yöntemsel olarak Parti'nin asıl sahibini ilk adım olarak belirledikten sonra  diğer konuların bu "merkez" etrafında oluşturulması, örülmesi daha anlamlı ve sürdürülebilir bir yapı oluşturulmasını mümkün kılacaktır.

Bu bağlamda; 

CHP gibi Milli Mücadele'nin siyasi örgütlenmesini yapan, Türkiye'de çok partili demokratik hayata geçişi sağlayan, ilerici ve sosyal demokrat iddiası olan bir partinin tartışmasız sahibi "Üye"dir.  Tüzüğün de buradan hareketle parti üyeliğini tahkim eden, nicel bir üyelik yapısı değil, üyelerin nitelikli partililer olarak görev yapmalarını hedefleyen düzenlemeler getirmesi beklenmelidir.  

Üye'nin bir ağırlığı olduğunu gösteren, bu konumu ile sorumlu ve etkin bir partili olarak faaliyet göstermesine yönelik mekanizmalar öngörülmelidir. Üyelerin yerel yönetimlerde her kademedeki yöneticilerden, Genel Başkan belirlenmesine kadar tüm parti faaliyetlerinde doğrudan söz sahibi olduğu uygulamalar Tüzük kuralı olarak belirlenmelidir.  Dolayısıyla Üye'den başlayarak tabandan tavana bir yapılanma Tüzük çalışmasının omurgası olarak kabul edilmelidir.

Üyeliğin bir önem düzeyinde tanımlanmasının bir sonucu olarak Parti yapılanması "Sandık Esasına" göre yeniden düzenlenmelidir.  Sandıkların güvenlik kaygısı ile seçimden seçime görevlendirme yolu ile gündeme geldiği bir düzenlemenin önemli aksaklıkları olduğu bir gerçektir. Öte yandan her sandıkta yüksek nitelik parti üyelerinin varlığı, ilgili sandık bölgesinde sandık güvenliği sorununu önemli ölçüde gidereceği gibi, daha da önemlisi, o sandık bölgesindeki siyasal temsil ve seçmenle temasın sürekliliği açısından da etkili olacaktır.

Tüzük çalışmasında parti görevlilerinin belirlenmesinde parti üyeleri nezdinde yapılacak önseçim uygulamasının değişmez ve bazı sınırlı istisnalar dışında koşula bağlanamaz bir biçimde düzenlenmesi uygun olacaktır. Sandık esasına göre tabandan tavana şekil bulan bir yapının aksamadan ve sarsılmadan varlığını sürdürmesinin önemli bir koşulu, parti üyelerinin partinin yerelde ve ulusal düzeyde görev alacak olan üyelerinin belirlenmesinde doğrudan, katıksız, katışıksız söz sahibi olmalarıdır.  

Evet, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanının belirlenmesinde üyelerin tümünün eğilim ve irade gösterdiği ortamların düzenlenmesi, Tüzük çalışmasının kritik bir konusudur. CHP'de Genel Başkanlar, Siyasi Partiler Kanunu hükümleri saklı kalmak koşulu ile, tüm üyelerin katılımı ile yapılacak doğru örgütlenmiş eğilim yoklamaları ile belirlenebilmelidirler. Böylece Kurultaylar, yanlızca partinin belirli pozisyonlarına belirli kişilerin seçimine odaklı değil, Parti'nin politikaları ve uygulamalarının da ağırlıklı gündem oluşturduğu etkinlikler olacaktır.  

Doğaldır ki, en iyi niyetlerle kurulan bir işletme modeli, uygulamada ancak bu modeli benimseyen ve bu metinde amaçlanan hedeflere olan inancı ile davranan kişilerin elinde anlamlı sonuçlar verecektir. Tüzük Çalışmasına değişik kademelerde katkı sunan partililerin ve Kurultayda bu çalışmaya son şeklini verecek olan yöneticilerin ve delegasyonun özgüvenli, uzak görüşlü yaklaşımları ile Tüzük metninin zamana dayanaklı ve etkin bir rehber olarak ortaya konulması mümkündür.  

Yaklaşan Tüzük Kurultayı ile ilgili olarak Toplumcu Düşünce Enstitüsü'nün Temmuz 2024'de sonuçlandırdığı bir çalışmada 7 ana başlık altında 85 madde ile ilgili görüş ve öneriler belirlenmişti. (http://www.toplumcudusunceenstitusu.org) Bu ve benzeri çalışmaların da dikkate alınması durumunda, yeni tüzük ile ilgili olarak yürütülen çalışmanın gayet zengin ve etkin bir yapılanma ile sonuçlandırılması mümkün görünmektedir.  CHP bu çalışması ile diğer siyasetlerden ve siyasi kadrolardan farklı olduğunu gösterme, topluma gerçek anlamda bir dönüşümün umudunu yaşatma noktasındadır.

Nebil İlseven