Spor yorumcusu Oktay Haluk Doğan Süper Kupa krizini 12punto’ya değerlendirdi: TFF’nin akıbeti ne olacak?

Spor yorumcusu ve Avukat Oktay Haluk Doğan, Suudi Arabistan’la yaşanan Süper Kupa skandalını 12punto'ya değerlendirdi.

12punto

SÜPER KUPA VE TÜRK FUTBOLU

Son birkaç ayda Türk futbolu yine skandallarla anılıyor. Önce Halil Umut Meler ve bu olay tazeliğini korurken üstüne Suudi Arabistan’da ülke insanının hassasiyetleri ile oynanması buna iki kulübün resti. 

Burada ta başından beri TFF’nin akıl tutulması yaşaması her zaman olduğu gibi siyaseti karşı karşıya getirdi. Ülke bir anda tasvip edenler ile tasvip etmeyenler ve ülkenin beka sorunu haline getirildi. Takdir edenler ile linç edenler saflarını oluşturdular.

Kendi penceremden olaya baktığımda bu iş çok düşündürücü şeyler akla getirdi.

TFF yayın ihalesi öncesi Katar ile Suudiler arasında işi kızıştırma sevdası ile kendisini oraya getiren siyasetin talimatıyla daha başında ülkece kabul görmeyen bir şeye takımları zorladı. 

Üstüne ülkenin kurucu değerlerine saldırıda son ana kadar duruş sergileyemedi. 

İki kulübün net tavrı ise her zaman kendilerine soğuk baktığım Suudi Arabistan’ın ateşle oynamasına ve elini yakmasına neden oldu. Kulüplerimizi duruşundan dolayı gönülden kutluyorum. 

Bu kupanın FIFA talimatlarının haricinde iki ülke arasında belirlenecek kurallarla oynanabileceğini bilmesine rağmen suçu üzerinden atmak isteyen beceriksiz TFF, günah keçisi olarak Fenerbahçe ve Galatasaray’ı ilan etme çabası istediği neticeye varmaya çalıştığı açık. 

Ama burada şeytanın avukatlığını yaparsak, siyasi otoritenin ülkemizde gelecekte oluşturmak istediği rejim değişikliğine ilişkin bir planı da olabilir mi? TFF aracılığıyla bu değişikliklerde en büyük engel olan bu hassasiyetleri test etmek istemiş olabilir mi? Umarım öyle değildir ve burada iyimser olmak istiyorum.

Bunlardan bağımsız Türk futbolu ve onu yönettiğini iddia edenler, önceki federasyon başkanları gibi siyasi irade tarafından yönetim listeleri ile belirlenen bir yöntem ile o makama geliyorlar. 

Her kararı tartışılır, her hafta hatalar içinde olan TFF yüzünden, sahadaki futboldan başka şeylerin konuşulduğu bir futbol dünyasına tanıklık ediyoruz. Bu yüzden futbolu yönetenlerin gerçek görevlerini unutması, her aldığı kararı yenisiyle değiştiren yaz boz tahtasına çevirmesi yüzünden, Avrupa ölçeğinde kulüpleri batağa götüren harcamalara rağmen marka değeri olmayan, anlık başarıların olduğu kötü bir lige sahibiz. 

Emir talimatla kötü tacir kıvamında işlerin halledilmesine çalışıldığı Türk futbolu tüm paydaşları ile birbirinden kopuk, birbirine düşman, gücü gücüne yetene anlayışı içinde yuvarlanarak gitmektedir.

Bunlara sebep olan TFF ve yönetimi ise, herkese parmak sallayarak her skandalda herkes suçlu ben sütten çıkmış ak kaşığım diyerek sesini yükseltmeyi maharet saymaktadır.

TFF kendisi açısından duvara çarptığının farkında olmasına rağmen kendisini o göreve getiren irade henüz çek git demediği pamuk ipliğine bağlı olarak varla yok arası bir durumu yaşarken, özellikle kulüpler ve basın ve halk önünde önemsiz bir kurum haline gelmiştir. Değişmesi gerekir.

Ama bu bir çözüm olacak mı? O da büyük bir soru işaretidir.

Sözde özerk bir konumda olan TFF’de bu yapı zihniyet değişmediği sürece biri gelir diğeri gider, gelen gideni aratır ve kaybeden Türk futbolu ve itibarı olur.

Bir an evvel çekip gitmesi gereken TFF’nin ben Almanya’daki turnuvaya kadar ömrünün olamayacağını düşünüyorum, İzlemede kalalım.

4 Ocak 2024