Tekirdağ Barosu Başkanı Av. Egemen Gürcün, Çorlu Tren Kazası Davasını ve süreci anlattı...
Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmayı aileler ile birlikte takip eden Tekirdağ Barosu Başkanı Av. Egemen Gürcün gelişmeleri 12punto’ya değerlendirdi.
Şenol Çarık
Şenol ÇARIK - 12punto.com.tr
“Bu süre zarfında sanıklar 1 gün bile görevden alınmadılar. Yol bekçileri kaldırılmıştı, onların yerine bir sistem kurulmadı. Alt yapı yenilenmedi. Hava durumunu dahi kazanın olduğu dönemde Meteoroloji ile takipleşerek, bilgileri dahilinde, sistemde işlemiyorlardı. Bakım ve onarım için ihale açmamışlardı. Açılan ihaleleri iptal etmişlerdi. Tanıkların mahkemedeki ifadelerinden de üst yönetimi kollamaya çalıştıklarını zaman zaman gördük. Ne yazık ki bir hukukçu bir yurttaş olarak bunlara da şahit olduk. Benim güvenmem gereken kurumların başında olan, canımızı emanet ettiğimiz bu kurumlarda menfezlerin halen düzgün olmadığı, kontrollerin sağlanamadığına ilişkin sanıkların beyanlarını duyduk.”
Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018 tarihinde meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının 18. duruşmasından da karar çıkmadı. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmayı aileler ile birlikte takip eden Tekirdağ Barosu Başkanı Av. Egemen Gürcün gelişmeleri 12punto’ya değerlendirdi.
-Sayın Gürcün, süreci ve davanın seyrini sizden dinleyebilir miyiz?
"Bölgemizde yaşanan ve Türkiye tarihindeki en büyük kazalardan birisidir Çorlu Tren kazası. 7’si çocuk 25 vatandaşımız hayatını kaybetti, 317’den fazla yaralımız var. Bu süreç zarfında ailelerin talepleri en başından bu yana sürekli adalet olmuştu.
Önceki günkü duruşmanın neticesini biraz daha iyi değerlendirmek açısından süreci anlatmak isterim."
“SESSİZ ADALET NÖBETİ…”
"2018 yılındaki kazadan sonra soruşturma devam ettirildi ve ilk etapta 2019 yılı Mart ayında bu dosyanın sadece 4 şüphelisi için dava açıldı. Kamu görevlileri için dosya ayrıldı. Bu durum ailelerde ve mağdurlarda çok ciddi bir üzüntü yaratmıştı. Biz o gün Tekirdağ Barosu Yönetimi olarak ailelerle birlikte olmuş ve onların taleplerinin kamuoyuna duyurulması açısından, onların yanında ve onlarla beraber yürüttüğümüz ‘Sessiz Adalet Nöbeti’ni Çorlu Adliyesi’nde gerçekleştirmiştik.
İtiraz sürecimizde 15 gün boyunca yürüttüğümüz bu Adalet Nöbeti neticesinde itirazlar reddedilmişti. Bu alt düzey görevli 4 kişi için davanın yürütülmesine karar verilmişti.
“AİLELERİN TALEPLERİ DİNLENMEDİ!”
Bu dava yürüdüğü sırada tabii yeni gelişmeler de oldu. Baroların ve avukatların etkin takibiyle beraber yeni sanıklar dosyaya eklendi. Daha üst düzey yöneticilerin de dosyaya girmesi talep ediliyordu sürekli olarak. Nihayetinde 9 sanık daha geldi, ancak buradaki sanıkların tamamı neredeyse Bölge Müdürlüğü düzeyindeydi. Genel Müdürlük düzeyinde hiçbir sanık dosyaya eklenmedi. Ailelerin bu dosyanın bakanlığa ulaştırılması, dönemin Ulaştırma Bakanına çıkartılması noktasında talepleri vardı. TCDD Genel Müdürlüğü yetkililerinin dosyaya sanık olarak girmesi ve siyasilerin de bu dosyada bulunması talepleri vardı. Ancak, bunlarla ilgili süreç ilerlemedi."
“ERTELEME HİÇ BEKLENMİYORDU!”
-Davanın 18. Duruşması görüldü. Karar bekleniyordu ama çıkmadı…
"Yargılamada esasen kamuoyuna karar duruşması olarak duyuruldu. Yine uzun bir duruşma gerçekleşti. Müşteki avukatları söz aldılar. Sanıklar söz aldılar. Müştekiler söz aldı. Sanık avukatları savunmalarını yaptılar. Ortaya çıkan yeni deliller, savunmaların ışığında mahkeme de zannediyorum dosyayı yeniden bir incelemeye almak gerekliliği hissetti. Bu bakımdan da duruşmayı 29 Şubat gününe ertelemiş oldu."
“İNANIYORUZ Kİ SON DURUŞMA OLACAK…”
-Beklenmeyen bir erteleme değil mi?
"Evet, hiç beklenmiyordu. Dosya uzun bir süredir kamuoyunun da gündeminde. Artık dosyada yeni bir delilin, yeni bir evrakın çok da değişikliğe gidebileceğini düşünmediğimiz bir aşamada mahkemenin bu anlamda almış olduğu karar tabii takdirdir. Belki de dosyaya daha etraflıca bir gerekçe oluşturmak için de ertelemiş olabilirler.
Bu bakımdan biz de 29 Şubat’ta yapılacak, inanıyoruz ki son duruşmayı, merakla bekliyoruz. Burada ceza yargılaması kapsamında usulen son bir sözler alınır ve karar taraflara bildirilir.
Açıkçası bu şekilde cereyan edecek bir duruşma bekliyoruz."
“ADALET, MİLYONLARIN TALEBİ”
"Türkiye’de adalet arayışı milyonların talebi. Hemen hemen her gün mahkemelerde, adliyelerde, değişik alanlarda yurttaşlarımız adalet için mahkeme kapılarına çıkmakta. En son Amasra’da bir maden faciası yaşanmıştı. Bizler orada da bulunmuştuk. Orada söylediğimiz bir söz vardı, burada da söyledik. “Adalet madende, ocak altında kalmasın!” demiştik, Çorlu’da da “Adalet tren raylarının altında kalmasın” diyoruz.
Barolar olarak bizlerin, hukukun üstünlüğünü korumak, insan haklarını korumak gibi önemli görevleri de yüklenmiş bir misyonumuz var. Bu anlamda bütün Barolar olarak davaları takip ediyoruz. Toplumsal davaları elimizden geldiğince takip ediyoruz.
“SANIKLAR 1 GÜN BİLE GÖREVDEN ALINMADILAR”
Burada özellikle yurttaşların bilmesi gereken husus şu. TCDD çok köklü bir kurum. Hepimizin güvendiği, ailelerimizi, canımızı emanet ettiğimiz bir kurum. Ancak, biz bu yargılamalarda ne yazık ki bu kurumun içinin liyakatla ve bilgiyle donatılmadığını maalesef bu kaza sonucunda üzüntüyle öğrenmiş olduk.
Bu süre zarfında sanıklar 1 gün bile görevden alınmadılar. Yol bekçileri kaldırılmıştı, onların yerine bir sistem kurulmadı. Alt yapı yenilenmedi. Hava durumunu dahi kazanın olduğu dönemde Meteoroloji ile takipleşerek, bilgileri dahilinde, sistemde işlemiyorlardı. Bakım ve onarım için ihale açmamışlardı. Açılan ihaleleri iptal etmişlerdi. Tanıkların mahkemedeki ifadelerinden de üst yönetimi kollamaya çalıştıklarını zaman zaman gördük. Ne yazık ki bir hukukçu bir yurttaş olarak bunlara da şahit olduk. Benim güvenmem gereken kurumların başında olan, canımızı emanet ettiğimiz bu kurumlarda menfezlerin halen düzgün olmadığı, kontrollerin sağlanamadığına ilişkin sanıkların beyanlarını duyduk.
“ÜMİT EDİYORUM Kİ ADALET YERİNİ BULACAK”
Bu açıdan ciddiyetle ele alınması gereken bir süreç var. Ailelerimizin, yurttaşlarımızın yanında bu davayı takip ettik, bundan sonra da karar sürecinde de takip edeceğiz. Ümit ediyorum ki en kısa sürede de adalet yerini bulacak.
Öte yandan ailelerin Anayasa Mahkemesi’ndeki adalet arayışları da devam ediyor. Oradan gelecek yanıt da yargılamanın seyrini değiştirebilir."
“CAN ATALAY’I DA BU DURUŞMADA GÖRMEYİ ÇOK ARZU ETTİK!”
-Av. Can Atalay da bu davanın müşteki avukatlarındandı değil mi Sayın Gürcün?
"Evet, öyleydi. Biz açıkçası bu duruşmada Can Artalay’ın burada olmasını çok arzu ettik. Hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının çok önem kazandığı şu günlerde, içinden geçtiğimiz zor zaman rağmen biz ümidimiz ve mücadele azmimizi kaybetmedik. Bu anlamda da ümit ediyorum ki meslektaşımız Av. Can Atalay da en kısa sürede hürriyetine kavuşacak ve ülkemizin arzu ettiğimiz hukuk devleti kavramının işlerlik kazandığı bir dönemini hep beraber göreceğiz."