TKH Hatay adayını açıkladı! AKP ile sağcılık yarıştıran muhalefet: Hatay halkı ikileme mahkum ediliyor
Lütfü Savaş’ın yeniden Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına aday gösterilmesi, sosyalist partileri Hatay’da kendi adaylarını çıkartmaya mecbur bıraktı. 12punto’ya konuşan Türkiye Komünist Hareketi adayı Nuray Yenil, Hatay halkının bir ikileme mahkûm edildiğini, emekçilerin gerçek seçeneğini yaratmak istediklerini söyledi.
Ercan Küçük
Ercan KÜÇÜK - 12punto.com.tr
Yerel seçimler yaklaşırken en çok konuşulan illerden birisi de Hatay oluyor. CHP’nin Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına mevcut başkan Lütfü Savaş’ı yeniden aday göstermesiyle tartışmaların odağına oturan Hatay da bir aday da Türkiye Komünist Hareketi’nden (TKH) geldi. TKH, Hataylı sağlık emekçisi Nuray Yenil’i Hatay’dan aday gösterdi.
Yenil, 12punto’nun sorularını yanıtladı. Hatay’da doğan, üniversite eğitimi için Hatay’dan İstanbul’a gelen Yenil kendisini şu sözlerle tanıttı:
"1978 yılında Hatay'ın Arsuz ilçesinde doğdum. 1995 yılında İskenderun Lisesi’nden mezun oldum. Lisans eğitimimi İstanbul Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü'nde 2000 yılında tamamladım. Sağlık emekçisiyim."
EMEKÇİLERİN GERÇEK SEÇENEĞİ
"Üniversite öğrencisiyken 1997 yılında Sosyalist İktidar Partisi (SİP) saflarında sosyalist mücadeleye katıldım. 2001 yılında SİP öncülüğünde Türkiye Komünist Partisi'nin yeniden kuruluş sürecinde yer aldım ve partinin örgütlenmesinin her kademesinde görev aldım. 2015 yılından itibaren Türkiye Komünist Hareketi'nde Merkez Komitesi üyeliği ve Kadın Bürosu sekreterliği dahil olmak üzere çeşitli görevler aldım. 2015 yılında kadınların eşitlik mücadelesinde önemli bir mirası devralan İlerici Kadınlar Derneği'nin (İKD) kuruluşunda yer aldım. İKD'de Genel Sekreterlik görevini üstlenmeye devam ediyorum. Gazete Manifesto ve Yurtsever Haber Portalı ile Sosyalist Cumhuriyet ve Yurtsever gazetelerine yazılarımla katkı koydum. Evli ve bir çocuk annesiyim.
Komünistler toplumsal sorunların temelinde eşitsizliği ve sömürü düzenini görür. Dolayısıyla komünistlerin temel amacı bu sömürü düzenini değiştirmek ve eşitlikçi bir toplumsal düzen inşa etmektir. Seçim dönemlerini de bu bütünlük içerisinde değerlendiriyoruz. Bugün Hatay’a baktığımızda sadece enkaza dönmüş bir kent görmüyoruz, aynı zamanda rant ve yağma politikaları ile on binlerce yurttaşımızı yaşamdan koparan çürümüş bir düzen görüyoruz. Seçimlerde toplumcu belediyecilik bildirgemizle çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve emekçilerin gerçek seçeneğini, sosyalist seçeneği güçlendireceğiz."
SAĞCILIK YARIŞI
Alacakları oy oranı sorusunu yanıtlayan Yenil, Hatay halkının ikileme mahkum edildiğini vurguladı. Yenil şu şekilde konuştu:
"Hatay halkı bugün bir ikileme mahkûm ediliyor. Bir yanda halkı alenen tehdit eden AKP iktidarı, öte yanda AKP ile sağcılık yarıştıran bir düzen muhalefeti var. Hatay halkı geçmişte olduğu gibi bugün de tehditlere boyun eğmeyecek, sağcılık yarışına girenlere prim vermeyecektir. Bu açıdan 31 Mart’ta sosyalist seçeneğin güçlü bir destek bulacağından kuşkumuz yok."
TOPLANTILAR YAPILDI İTTİFAK KURULAMADI
Yıllardır solun sosyalistlerin birleşmesi konuşulup tartışılıyor. Bu tartışma Hatay için de yeniden gündeme geldi. Yenil “Sol Hatay'da nerede ayrışıyor?” sorusuna verdiği cevapta, sosyalist parti ve kurumlar arasında bir dizi görüşme ve toplantı yapıldığı ancak bir ittifak kurulamadığını söyledi.
Yenil şu şekilde devam etti:
"Öncelikle şunu söylemek isterim bugün sağ ve sol kavramlarının yeniden tarif edilmesi gerekiyor. Burada bilinçli bir tahrifat yapıldığını ve ideolojik açıdan bulanıklık yaratıldığını düşünüyorum. Sol kamuculuktur, aydınlanmacılıktır, bağımsızlıktır. Sermayenin kar hırsına karşı emeğin yanındadır sol. Bu açıdan sermaye düzeninin bir kanadını temsil eden, NATO’nun genişlemesine evet diyen, laikliği sahiplenmekte ikircikli davranan CHP’yi sol bir parti olarak değerlendirmeyi doğru bulmuyoruz. CHP geçtiğimiz seçimlerde sağ bir ittifakın mimarı olmuştur. Bu ittifak ile birlikte Meclis’e taşınan milletvekilleri bugün aslına rücu etmiş, AKP’nin dümen suyuna girmişlerdir. CHP’nin Hatay’daki aday tercihi ve ısrarı da sol ilkelerle taban tabana zıttır."
NE SAĞCIYIZ NE SOLCU, FUTBOLCUYUZ FUTBOLCU
"Bunun dışında sosyalistlerin ittifakı elbetteki her düzlemde tartışılmaya değer bir gündem. Yerel seçimlerde sosyalist parti ve kurumlar bu doğrultuda bir dizi görüşme ve toplantı gerçekleştirdi. Bizler de bu süreçte yer aldık. Ancak farklı yaklaşımlar ortay çıktı ve ne yazık ki bir ittifak kurulamadı. Bu uzun bir tartışma konusu, burada hakkını vererek tartışmanın sınırı var. Kısaca şunu söyleyebilirim başta ifade etmeye çalıştığım ideolojik bulanıklık sosyalist harekete de ne yazık ki sirayet etmiş durumda. Özellikle Gezi eylemleri sonrası siyasetin sandığa endekslendiği ve AKP’ye kaybettirme siyaseti solun kısmen düzen muhalefetine eklemlenmesine neden oldu diye düşünüyorum. Buradan aynılaşma- benzeşme çıkar, ilkelerin bir kenara bırakılması çıkar. Program tartışmalarının yerini pazarlıklar almaya başlar. Popülist siyaset başat hale gelir. Dolayısıyla dün sağ bir partiden aday olanlar bugün sol bir partiye transfer olabilmektedir. Bakın burada ideolojik ya da programatik bir tercih yok, sözüm meclisten dışarı ama bir tabir vardır ne sağcıyız ne solcu futbolcuyuz futbolcu anlayışı bu. Buradan apolitizm çıkar, sağ güçlenir, sol siyaset silikleşir. Biz Türkiye Komünist Hareketi olarak bu yaklaşımı reddediyoruz. Bugün Hatay’da emekçi halkın çıkarlarını ve refahını başa yazan sol bir program etrafında bir araya gelinmeli."
AKP İLE SAĞCILIK YARIŞTIRMA: LÜTFÜ SAVAŞ
Yenil, CHP’nin Lütfü Savaş’ta ısrarının sebeplerini ise şu şekilde değerlendirdi:
"Lütfü Savaş ısrarı CHP’nin siyaset tercihi ve AKP ile sağcılık yarıştırması. Yıllardır şunu anlatıyorlar, seçmen sağcı, dolayısıyla sağa hitap etmek lazım. Bakın bu, memlekete yabancılaşmak ve memleketten umudu kesmektir. Değişim diye yatıp kalkıyorlar ama aslında değişime hiç inanmadıklarının ilanıdır bu siyaset. Türkiye halkı sağcılaştırıldı, sağcılığa mahkûm edildi. Bu süreç yeni değil, 1980’den bu yana aynı senaryo devrede. Darbe hukukuna karşı demokrasi adına ANAP’ın desteklenmesi ile başladı, askeri vesayete karşı yetmez ama evet çizgisine gelindi ve bugün devam ediyor."
30 BÜYÜKŞEHİR 50 İLDE ADAY
Yenil, Lütfü Savaş adaylıktan çekilirse alacakları tavrı şu şekilde açıkladı:
"Lütfü Savaş CHP’nin izlediği siyasetin en tipik sembolü oldu. Ancak sadece bir sembol. Aday değişse de CHP’nin siyaseti özünde aynıdır. Bizim seçimlerdeki tutumumuz sadece Hatay’da değil bütün Türkiye’de nettir. Türkiye Komünist Hareketi toplumcu belediyecilik bildirgesi ve programıyla sosyalist seçeneği güçlendirmek için 30 büyükşehir ve 50 ilde adaylarıyla seçimlerde yerini alacaktır. Dolayısıyla adaylıktan vazgeçmemiz söz konusu değil." Hatay deprem sonrası birçok sorunla da karşı karşıya kaldı.
Yenil, Hatay’da yapılması öncelikli yapılması gereken, çözülmesi gereken sorunları şu şekilde sıraladı:
"Hatay depremde en büyük yıkımın gerçekleştiği illerden biri. Depremden sonra çok sayıda yurttaşımız başka illere göç etti. On binlerce yurttaşımız konteynerlerde, çadırlarda yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bölgede artan kiralar barınma sorununu daha da arttırıyor. Öte yandan depremle birlikte alt yapı önemli ölçüde zarar gördü. Sık sık yaşanan elektrik kesintileri gibi, temiz suya erişim, ulaşım, iletişim, eğitim, sağlık gibi en temel hizmetler aksıyor. Kentte devam eden yıkımlar nedeniyle yükselen moloz yığınları ve bunlara bağlı pek çok sorunla karşı karşıyayız. Hatay halkı büyük bir belirsizlik ile karşı karşıya. Kentin bir an önce yeniden inşası için kamu kaynakları seferber edilmelidir."
HATAY ASIL AYAĞA KALKAR?
“Hatay’ın yeniden ayağa kalkmasının yolu kamucu bir programla, emekçi halkın örgütlü gücünün buluşmasıdır. Yerel yönetimler, sermayenin egemenliğinden, patronların kamu kaynaklarını yağmalamasından ve kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesinden kurtarılmalıdır. Bütün sorunlar kamusal bir anlayışla ele alınmalıdır. Toplumcu belediyecilik bildirgemizde ifade ettiğimiz gibi: ‘’Komünistlerin yönetiminde piyasa anarşisi ve sermayenin yarattığı yıkım karşısında bütün hizmetler kamu eliyle yürütülecek, kamusal işletmeler kurulacaktır. Taşeron işçilik tamamen kaldırılacaktır. Bütün yerel hizmetler, belediye eliyle sağlanacak, hiçbir kamusal hizmet ihale edilmeyecektir. Yolsuzluk ve rüşvetin kaynağı kurutulacaktır.
Deprem felaketi yaşanan bütün illerde her yurttaşımıza insanca yaşanacak konutlar bizzat devlet eliyle ücretsiz verilecektir. Deprem felaketi yaşayan bütün kentlerin yeniden imarı bizzat kamu kaynaklarıyla ve kamucu bir planlamayla hayata geçirilecektir. "Kamucu bir anlayışın yanı sıra halkın yönetime örgütlü katılımının sağlanması da önemli bir diğer başlık.
Yine bildirgemizde belirttiğimiz gibi: ‘’Komünistlerin yönetiminde halkın yerel yönetimlerde söz sahibi olması kalıcı hale getirilecek, yönetim üzerinde denetleme, söz, yetki ve karar hakkı güvence altına alınacaktır. Her mahallede mahalle meclisleri kurulacaktır. Mahalle meclislerinden, işyerlerindeki örgütlü sendikalardan ve meslek örgütlerinden temsilciler ile ilçe meclisleri oluşturulacaktır. Emekçi halkın ihtiyaçları, talepleri ve sorunları yerel meclisler aracılığıyla aşağıdan yukarıya katılımla sağlanacaktır. Kaynakların etkin olarak kullanılması ve toplumsal ihtiyaçların planlanması için bütün yerelliklerde planlama merkezleri kurulacaktır. Yerel yönetimler, meslek örgütleri, üniversiteler, bilim insanları tarafından oluşturulacak planlama merkezleriyle şekillenecektir.’’