TKH’tan Hilafet açıklaması: Yobazın karanlığına geçit vermeyelim

Yeni yılın ilk gününde düzenlenen Filistin’e destek yürüyüşü, açılan bayraklar ve yapılan konuşmalarla hilafete destek yürüyüşüne dönüştü. Türkiye komünist Hareketi (TKH) Genel Başkanı Aysel Tekerek yaptığı açıklamada, yapılan yürüyüşlerin Cumhuriyet’e karşı yapıldığını belirtti.

12punto

Yeni yılın ilk sabahında İstanbul'da Filistin'e destek eylemi yapıldı. "Şehitlerimize Rahmet, Filistin'e Destek, İsrail'e Lanet" yürüyüşü için toplanılan Galata Köprüsü'nde hilafet bayrakları açıldı. Filistin’e destek yürüyüşünde hilafet bayrakları açılması tepkilere neden oldu. 

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek yapılan hilafet çağrıları ile ilgili basın açıklaması yaptı. Düzenlenen miting için, AKP iktidarının İsraille yürütülen ticari ilişkilerin üzerini örtme çabası değerlendirmesi yapan Tekerek, laik Türkiye diyenleri direnç göstermeye çağırdı.

Tekerek’in açıklaması şu şekilde:

1 Ocak sabahı Galata Köprüsü’nde düzenlenen gösteri, tarihe Filistin’e destek yürüyüşü olarak değil hilafete destek yürüyüşü; yapılan miting ise AKP iktidarının ve sermaye sınıfının İsrail’le yürütülen ticari ilişkilerin üzerini örtme mitingi olarak geçmiştir.

Gazze ve Filistin gündeminde iktidarın hamasetle dolu yalanı ve yalandan döktükleri gözyaşının sahteliği, doğrudan AKP kadrolarının işgalde dahi İsrail’den esirgemediği ticari ilişkileri ile açığa çıkmıştır. 

Açık olan şudur ki, 2 ay ara ile önce Atatürk Havalimanı ardından Galata Köprüsü’nde düzenlenen gösteriler İsrail’den çok laikliğe, Cumhuriyet’e karşı yapılmıştır. 28 Ekim ve 1 Ocak tarihleri bu açıdan özel olarak tercih edilmiştir.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu TÜGVA ve İlim Yayma Vakfı Yöneticisi Bilal Erdoğan’ın, huzur hakkı adı altında çifter maaş aldığı bilinen Fatmanur Altun’un, İsrail için çelik üretimine hız veren patronların üyesi olduğu MÜSİAD’ın başkanının, 1 Ocak sabahı uyuyanlara lanet okuyan Memur-Sen başkanın konuşma yaptığı bu gösteri, tencerenin buharını almaktan ziyade, tencerenin altını daha fazla harlayarak çıkan buharın yoğunluğundan AKP’nin ikiyüzlülüğünün görülmesini engelleme çabasından başka bir şey değildir.

NATO’nun genişlemesine onay veren, İsrail’le ticareti kesmeyen ve hepsinden önemlisi emperyalizmin Büyük Ortadoğu Eş Başkanlığını yapan AKP, gerçek yüzünü ancak böyle maskeleyebiliyor. 

Yürüyüşte ve mitingde ortaya çıkan görüntüler bu yürüyüşün ve mitingin niyetini de gözler önüne sermiştir. Terör örgütü kapsamına alınmış olan gerici örgütlerin bu miting aracılığı ile rahatlıkla şeriat ve hilafet çağrıları yapması, Gazze’ye destek görüntüsü altında açıkça laikliğe ve Cumhuriyet’e meydan okuma sayılmalıdır.

AKP, birlikte yürüdüğü bu gerici yapılanmalara ‘meydan sizin’ demiştir. İstanbul’da gösteri, yürüyüş, basın açıklaması konusunda yasaklarla, engellemelerle gündeme gelen İstanbul Valiliği miting alanları içerisinde yer almayan Galata Köprüsü’nü miting alanı ilan etmiştir. Bunun adı “kişiye özel meydan tahsisi”dir. İşçiler 1 Mayıs’ı aynı şekilde Beyazıt’tan yürüyüşlerle Galata Köprüsü üzerinde kutlamak istese emin olun ki izin verilmeyecektir.

Yaklaşan her seçim sürecinde, örneğin daha önce İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesinde olduğu gibi, tarikat ve cemaatlerin istekleri yerine getirilmiş, yerel seçim çalışmasının başlangıcı bu gösteri ile yaparak “Nasıl bir Türkiye” istediklerini bir kez daha ilan etmelerine izin verilmiştir.

“Hilafet geri gelecek, laiklik kalkacak, tarikat ve cemaatler tekrar yasal hale gelecek, kadınların adı anılmayacak, karma eğitim kalkacak, Anayasa istedikleri gibi olacak, yurttaşlık yerine ümmet geçecek…”

İstedikleri Türkiye’yi onlara vermeyeceğiz!

İktidardan aldıkları para desteği ve dokunulmazlık zırhı ile kendilerini Türkiye sanan bu gericilere Türkiye’nin istedikleri kaba sığmayacağını göstereceğiz.

“Tarihi yürüyüş” masalını anlatanların değil, milyonların katıldığı Gezi Direnişi’nin, 1 Mayıs’ların, 15-16 Haziran Direnişleri’ni görenlerin ülkesidir Türkiye...

İşte bu Türkiye’yi, böyle bir Türkiye’yi artık hatırlamak değil yeniden yeniden göstermek zorundayız. Laiklik mücadelesini yükseltmeli, emeğin kavgasını büyütmeli, yurtseverlik bayrağını dalgalandırmak zorundayız. Tüm ilericileri, emekçileri laiklik mücadelesini yükseltmeye; laik Türkiye diyenleri direnç göstermeye çağırıyoruz.

Yobazın karanlığına, yabancının roketine, paranın padişahlığına geçit vermeyelim. Laikliği kazanacağız.