Türkiye'nin Suriye politikasına tepki: İki ucu da savaş

Prof. Dr. Hasan Ünal, Türkiye’nin Suriye politikasının çıkmaza sürüklendiğini belirterek, İsrail, PKK/PYD, Rusya, İran ve Şam yönetimi ekseninde oluşan tabloya dikkat çekti. Ünal, olası askeri senaryolarda Türkiye’nin karşı karşıya kalabileceği riskleri değerlendirdi.

12punto

Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal, Türkiye’nin Suriye’de izlediği politikanın uzun süredir sorunlu bir zeminde ilerlediğini ifade etti. Ünal’a göre, yaklaşık 14 yıl boyunca Suriye yönetimini devirmeye yönelik yürütülen süreç, cihatçı yapıların önünün açılmasına ve ortaya çıkan boşlukta PKK/PYD’nin güçlenmesine doğrudan ya da dolaylı şekilde zemin hazırladı.

“FETİH SÖYLEMLERİ GERİDE KALDI”

Ünal, bir yıl önce televizyon ekranlarında dile getirilen “Suriye’yi fethettik” yönündeki söylemlerin bugün tamamen geçerliliğini yitirdiğini belirtti. İsrail’in, Türkiye’nin izlediği politikalar sonucunda Suriye sahasında geniş bir hareket alanı bulduğunu vurgulayan Ünal, İsrail’in 1948’den bu yana kendisine karşı duran Suriye devletinin zayıflatılmasından yararlandığını kaydetti.

Değerlendirmesinde İsrail’in fırsatçı bir politika izlediğini ifade eden Ünal, Suriye’nin parçalanmasına yönelik girişimlerin hız kazandığını ve İsrail’in bu süreçte zorlanmayacağını dile getirdi.

Türkiye açısından en kritik başlığın Fırat’ın doğusundaki PKK/PYD varlığı olduğunu belirten Ünal, bu sorunun artık daha karmaşık bir noktaya geldiğini söyledi. Ünal, geçmişte Şam yönetimiyle uzlaşma yoluna gidilmesi, Rusya ve İran’ın sahadaki varlığı sürerken PKK/PYD üzerinde siyasi ve askeri baskı kurulması halinde sonuç alınabileceğini savundu.

RUSYA VE İRAN İLE GÜVEN SORUNU

Ünal’a göre, Türkiye’nin bir dönem Suriye’den uzaklaştırdığı Rusya ve İran’la yeniden temas kurma çabaları güven sorunu nedeniyle sınırlı sonuç veriyor. İsrail’in ise mevcut tabloda Rusya’yı Türkiye’ye tercih eden bir pozisyonda olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Şam’daki yeni güç dengelerine de değinen Ünal, Ahmet El Şara’ya ne ölçüde güvenilebileceğinin belirsiz olduğunu ifade etti. Ünal, El Şara’nın zamanla ABD ve İsrail çizgisine daha fazla yaklaşabileceğini ve Türkiye’yi bu denklem içinde dengelemeye çalıştığını belirtti.

ORTAK OPERASYON İDDİALARI

Fırat’ın doğusuna yönelik olası bir askeri harekâtla ilgili sosyal medyada yer alan iddialara değinen Ünal, bu operasyonun Şam yönetimiyle koordinasyon içinde yapılmasının gündemde olduğunu söyledi. Son dönemde Şam’a gerçekleştirilen üst düzey ziyaretlerin de bu kapsamda değerlendirilebileceğini aktardı.

İSRAİL’İN OLASI MÜDAHALESİ SENARYOSU

Ünal, en kritik sorunun İsrail’in olası bir ortak operasyon sırasında Suriye güçlerine yönelik hava saldırısı düzenlemesi ihtimali olduğunu vurguladı. İsrail’in daha önce Şara güçlerine ve Türkiye’nin askeri üs kurmayı planladığı bölgeleri bombaladığını hatırlatan Ünal, benzer bir durumun yeniden yaşanabileceğine dikkat çekti.

Bu senaryoda Türkiye’nin zor bir tercihle karşı karşıya kalacağını belirten Ünal, İsrail’in saldırılarına karşılık verilmemesi halinde Türkiye’nin bölgedeki caydırıcılığının sorgulanacağını, karşılık verilmesi durumunda ise İsrail’le doğrudan çatışma ve ABD’nin ekonomik baskıları gibi risklerin ortaya çıkacağını ifade etti.

Ünal'ın açıklamaları şu şekilde: 

Türkiye'nin Suriye politikası tam bir batağa doğru gidiyor. Orta Doğu politikasında da ciddi sorunlar olduğu açık ama bunun böyle olacağı baştan belliydi. Fevkalade dostane/kardeşçe ilişkiler içinde olduğumuz bir Suriye yönetimini devirmek için yaklaşık 14 yıl uğraşıp Cihatçıların önünün açılmasına ve boşluktan PKK/PYD kukla devletçiğinin çıkmasına dolaylı/doğrudan sebep olduk.

Bir yıl önce televizyonlarda ablalar ve abilerin Suriye'yi fethettik hikayeleri çoktaaaan geride kaldı. İsrail kelimenin tam anlamıyla bizim sayemizde Suriye'ye çöktü. İsrail fırsatçıdır. Kurulduğu 1948 yılından bu yana her zaman kendisiyle savaşan ve savaşanlara destek olan Suriye devletinin bizim büyük gayretimizle göçmesini sağlayıp şimdilerde parçalanması için uğraşıyor. Bu işte pek de zorlanmayacak görünüyor.

Bizim açımızdan en önemli sorun olan Fırat'ın doğusundaki PKK/PYD bölgesinin tasfiyesi meselesi iyice sarpa sardı. Suriye'ye karşı giriştiğimiz yanlış savaştan belli bir noktada da olsa geri dönüp, Şam ile uzlaşarak ve Rusya ile İran oradayken PKK/PYD üzerinde önce psikolojik baskı kurup gerekirse askeri güç kullanma yoluna gitseydik mutlaka sonuç alırdık ve bu bütün bölge için çok daha hayırlı olurdu.

Şimdi adeta Suriye'den kovduğumuz Rusya ve hatta İran'ı bile geri getirmeye çalışıyoruz ama görünen o ki, her iki ülke ile de aramızda güven sorunu var. İsrail ise Rusya'yı bize tercih eder pozisyonda. Ahmet El Şara'ya ne kadar güvenebileceğimiz ise epeyce tartışmaya açık. Yavaş yavaş Türkiye'ye gülücükler atarak tam anlamıyla Amerika/İsrail çizgisine yönelmesi an meselesi gibi. Özellikle Amerika üzerinden bizi de kendince idare eder diye düşünüyor olmalı.

Fırat'ın doğusundaki PKK/PYD'ye karşı askeri harekat yapılacağına dair sosyal medya haberleri doğruysa bunun Şam ile yani Ahmet El Şara güçleriyle koordine edileceği anlaşılıyor. Yani ortak bir operasyon yapılacak. Belki de geçtiğimiz günlerde Şam'a giden bakanlar ve istihbarat başkanı bunun için oradaydı.

Öte yandan İsrail bize karşı Rumlar ve Yunanistan ile ortak cephe oluşturuyor. Böyle bir ortamda bizimkilerin Tahran ile yaptıkları görüşmelerden ne sonuç alınabileceği meçhul ama esas soru şu: Biz operasyona başladığımızda ve Şara kuvvetleri de aynı amaçla harekete geçtiğinde İsrail Suriye kuvvetlerini ağır bir bombardımana tabi tutmaya başlarsa ne olacak? Yani doğrudan bize değil ama 'dolaylı müttefikimize' yönelik ...  İsrail daha önce Durzilere katliam yapan Şara kuvvetlerine karşı şiddetli bombardıman yapmaktan çekinmedi. Bizim askeri üs yapacağımız söylenen yerleri de bombaladı. Bunu da yapabilir...

Bize yönelik olmadığını söyleyip geri durursak ne Suriye ne de bölgede başka bir devlet bizi ciddiye alır. Aksine bir şeyler yaparsak İsrail ile savaş... Amerika'nın açıktan veya dolaylı olarak zaten feci haldeki ekonomimizi tehdit etmesi vs... İki ucu da tertemiz bir değnek... Bakalım işler nereye evrilecek?