Fransa'da sol ittifak seçimi nasıl kazandı? Kira, emeklilik yaşı, vergiler...

Fransa'da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un kararı ile yapılan erken genel seçimlerin dün gerçekleşen ikinci turunda sandıktan birinci çıkan solcu Yeni Halk Cephesi ittifakı, Ulusal Meclis'te 178 sandalye elde etti.

İçişleri Bakanlığı'nın açıkladığı seçim sonuçlarına göre, 7 Temmuz'da ikinci turu yapılan erken genel seçimde Mecliste en fazla sandalyenin sahibi solcu 4 partinin oluşturduğu Yeni Halk Cephesi ittifakı oldu. Yeni Halk Cephesi 178 milletvekili çıkardı. Macron'un ittifakı 150, aşırı sağcı Ulusal Birlik İttifakı (RN) ise 125 milletvekili ile Meclise girdi.

Seçimlere katılım oranı ise yüzde 66,6 olarak kayıtlara geçti. Bu sonuçlarla hiçbir ittifak ya da parti mecliste salt çoğunluk olan 289 milletvekili sayısına ulaşamadı.

MACRON 100 SANDALYE KAYBETTİ

Böylece milletvekili sayısı şu an 250 olan Macron ittifakının Meclis'teki sandalye sayısı 150’ye düştü. Aşırı sağcı RN ittifakının milletvekili sayısı 89’dan 125'e yükseldi. Sol ittifak ise 150 olan sandalye sayını 178'e çıkardı.

İTTİFAK NASIL KURULDU?

BirGün'ün derlediği habere göre; 10 Haziran'dan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Fransa'da aşırı sağın birinci çıkmasının ardından Cumhurbaşkanı Macron, ülkeyi erken seçime götürme kararı almıştı.

Ülkedeki sol-sosyalist partiler ise aşırı sağa karşı birleşme iradesi göstermişti. Bu irade, AP seçimlerinin ardından halkın meydanlara inip sola birleşme çağrısı yapmasının ardından gelişmişti.

Yeni Halk Cephesi İttifakı'nda ülkenin önde gelen sol partilerinden Sosyalist Parti (PS), Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), Fransa Komünist Partisi (PCF) ve çevreci parti Yeşiller (EELV) yer aldı.

Fransa’da 30 Haziran’da yapılan genel seçimlerin ilk tur oylamasında, aşırı sağcı RN ittifakının yüzde 33 civarında oyla birinci çıkmış, sol ittifak Yeni Halk Cephesi yüzde 28, Macron'un destekleyen Cumhuriyet İçin Hep Birlikte İttifakıise yüzde 20 oy almıştı.

SEÇİM ZAFERİ NASIL GELDİ?

Dün yapılan ikinci turda seçimin kazananı solcu Yeni Halk Cephesi, seçim kampanyası döneminde aşırı sağ tehlikesini vurgularken, ekonomi alanında dikkat çeken vaatlerde bulundu.

Seçim kampanyasında, asgari ücreti 1600 avroya çıkarma sözü veren sol ittifak, maaşları ve emekli aylıklarını enflasyon oranına göre ayarlama ve halkın satın alma gücünü artırmak için gıda, enerji ve akaryakıt fiyatlarını dondurma sözü verdi.

KİRA YARDIMI 

İttifakın vaatleri arasında kira yardımlarını yüzde 10 artırmak ve emeklilik yaşını 60'a indirmek de yer aldı.

İttifakı ayrıca seçilmeleri halinde Macron hükümetinin işsizlik yardımlarında yaptığı tartışmalı reformu yürürlükten kaldıracaklarını ve emeklilik yaşını 62'den 64'e çıkaran emeklilik reformu yasasını geri çevireceklerini vaat etti.

Sol ittifakın kampanyasında yeşil dönüşüm ve kamu hizmetlerine büyük yatırımlar yapma planı da yer aldı.

GELİR VERGİSİ

Sol ittifakın yetkililer, geçen cuma günü düzenledikleri ortak basın toplantısında, ittifakın hükümetteki ilk üç yılında kamu gelirlerinin ilk olarak 2024'te 30 milyar euro artacağını, 2025'te 100 milyar euroya ve 2026'da 150 milyar euroya çıkacağını söyledi.

Yetkililer, kamu gelirlerindeki artışın şirketlerin kârlarına uygulanacak vergilendirme ile gerçekleştireceklerini ve kamu harcamalarındaki önemli artışın maliyetini bu şekilde karşılayacaklarını ifade etti.

Öte yandan sol ittifak bu yaz, gelir vergisi dilimlerinin sayısını 5'ten 14'e çıkararak ve Fransa'nın sabit sosyal güvenlik katkı paylarını artan oranlı bir sistemle değiştirerek vergi sistemini elden geçirecek bir maliye tasarısı sözü verdi.

Macron tarafından kaldırılan servet vergisinin geri getirilmesi, bir dizi vergi boşluğunun kapatılması ve azami miras hakkının getirilmesi sol ittifakın planları arasında yer alıyor.

FİLİSTİN'İ TANIMA SÖZÜ

Sol ittifak, Filistin'i resmi olarak tanıma sözü verirken; Gazze'de ve işgal altındaki Batı Şeria'da uluslararası hukuka uymadığı sürece İsrail'e karşı yaptırım uygulama taahhüdünde bulundu.

Yeni Halk Cephesi'nin en büyük partisi Boyun Eğmeyen Fransa’nın (LFI) lideri Jean-Luc Melenchon, hükümet olarak ulusal ve uluslararası anlamda "çok sayıda şeye kararname ile" karar verebileceklerini belirtti.

Melenchon, kampanya sürecindeki "Filistin devletini tanıma" sözünü bir kez daha dile getirerek, bu kapsamda yapacakları işler arasında "en hızlı şekilde" Filistin devletini tanımanın yer alacağını söyledi.