Rusya'nın saldırıya yanıtı ne olacak? Moskova'da terör saldırısı

Moskova'daki terör saldırısının ardından Rusya'nın nasıl tepki vereceği belirsizliğini koruyor. Crocus Concert Hall'a yapılan saldırının olası sonuçları, Ukrayna savaşının gidişatını etkileyebilir.

Suat Tekin

Suat TEKİN - 12punto.com.tr

Rusya'da Crocus Concert Hall'a düzenlenen saldırı beraberinde pek çok soruyu getirdi. Saldırıda şu ana kadar 139 kişinin hayatını kaybettiği açıklanırken, Rus yetkililer 'bedel ödetecekleri' mesajları verdi. 

Rusya tarafından yapılan açıklamalarda şu ana kadar ABD, İngiltere ve Ukrayna, 'IŞİD'in arkasındaki güç' olmakla suçlandı. ABD, saldırının ilk anlarında bu suçlamaları reddederken, Ukrayna'nın da saldırıda bir rolü olmadığını savundu.

Terör saldırısının sorumluluğunu üstlenen IŞİD, 'Hristiyanları' hedef aldıklarını belirtti. IŞİD'in yayın organlarında, saldırı anlarına dair görüntüler paylaşıldı.

Moskova'daki terör saldırısının olası sonuçlarını, Ukrayna savaşını nasıl etkileyebileceğini ve Rusya'nın 'yanıtının' ne olacağını, CGTN Türk haber koordinatörü Erkin Öncan ve harici.com.tr editörü Emre Köse ile konuştuk.

SALDIRININ HAZIRLIK AŞAMASI

Teröristlerin Moskova'daki saldırısı, bütün dünyada yankı uyandırdı. Bunun en önemli sebeplerinden biri, dünyada son yıllarda görülmüş en büyük terörist saldırının nasıl mümkün olduğuna dair soru işaretleri. Saldırının iyi planlanmış olduğunu belirten Köse, Ukrayna'da Rusya'ya karşı savaşan cihatçı grupların varlığına da dikkat çekiyor. 

"Bunun için 2021'in yaz ve sonbahar aylarında Afganistan'da gelişen olaylara ve 2022'nin ocak ayında Kazakistan'ın en büyük kenti Almatı'nın yağmalanmasına (ilk başta LPG sübvansiyonlarının kaldırılması nedeniyle başlayan bir protesto hareketi vardı) dönmek faydalı olur. O dönemde Tacik siyaset bilimci Parviz Mollayanov, Suriye ve Irak'tan Afganistan'a giden 8 bin kadar Selefi cihatçı militandan bahsetmişti. Bugün saldırının faili olarak gösterilen IŞİD-Horasan örgütü, bahsi geçen süre zarfında ciddi bir yapılanmaya gitti.

Yani elde kullanılacak çok fazla cihatçı vardı ve Rusya Kriminoloji Derneği uzmanları da "Suriye ve Afganistan’daki terörle mücadele operasyonları sırasında, başta MI6 ve CIA olmak üzere yabancı istihbarat kurumları, şifreler ve iletişim kanalları da dahil olmak üzere pek çok uyuyan hücrenin verilerini ele geçirmişti. Böyle bir hücreyi ‘uyandırın’, adım adım bir senaryo verin ve bunu anonim ya da sahte bir kişi adına yapın, işte bu kadar, bütün izleriniz kaybolur," diye bir değerlendirme yapmış. Bunlar çok spekülatif gelebilir ama hadisenin bu boyutu, Batı'nın faili direkt bulup işaret etmesinde pek iyi niyet olmadığı kanaatini güçlendiriyor.

Ve bunun iyi planlanmış bir saldırı olduğu da bariz. Saldırganların Ukrayna sınırına kaçması ve Rusya'nın sınır bölgeleri olan Bryansk, Belgorod ve Kursk'a Ukrayna'dan gelen sabotaj saldırılarında Selefi cihatçı örgütlerin de yer aldığı sır değil. Nitekim İdlib'de faaliyet gösteren Ecnad el-Kavkaz örgütünün başındaki Abdülhekim Şişani de şu anda Ukrayna safında."

Öncan saldırının hazırlık aşamasında Türkiye'de eğitim gören teröristlerin 'planlı' hareket ettiklerini vurguluyor. Öncan'a göre yaşananlar, saldırganların profesyonel olduklarına işaret ediyor.

"Saldırının hazırlık aşamasına dair şimdilik bilinenler teröristlerin sorgularından basına yansıyanlardan ibaret. Saldırıyı gerçekleştirenler, bunu ‘para için’ yaptıklarını söyleseler de, hem saldırı anına ilişkin videolar, hem de IŞİD’in resmen sahiplenmesi, saldırının planlı bir terör eylemi olduğunu gösteriyor.

Hazırlık aşamasına ilişkin ise Rus basınına yansıyan en büyük iddia, saldırganların iki ay boyunca Türkiye, İstanbul yakınlarındaki bir kampta eğitim almaları. Hatta, kimi Rus gazetecilere göre, Rus istihbaratının verdiği bilgi üzerine MİT bu kamplara dün sabah saatlerinde operasyon yapmış. Bu iddia ne Türk ne de Rus makamları tarafından henüz doğrulanmadı. Ancak teröristlerden en az birinin İstanbul’da olduğu, Rusya’ya İstanbul’dan geçtiği sosyal medya paylaşımlarından biliniyor. Yani, ortada bir Türkiye bağlantısı olduğu kesin, ancak detayları henüz bilinmiyor.

Saldırganların çok planlı olduğu ortada. Zira, Rusya Soruşturma Komitesi’nin verilerine göre, teröristler binaya saat 19.58’de girip 20.11’de terk etmişler. Yani ne yaşandıysa toplamda 13 dakikada yaşanmış. 500’den fazla mermi, 28 şarjör kullanılarak 100’den fazla kişinin öldürülmesi, binanın bir bölümünün tamamen çökmesiyle sonuçlanan bir yangın çıkarılması ve kaçış. Bütün bunların hepsinin 13 dakikada yaşanması, saldırının tamamen işini bilen profesyoneller tarafından gerçekleştirildiğini gösteriyor."

IŞİD NEDEN RUSYA'YI HEDEF ALDI?

Aktif olduğu 2010'lu yıllarda IŞİD, özellikle Avrupa'da yaptığı terör eylemleriyle adından söz ettiriyordu. Yıllar sonra dünya çapında ses getiren ilk saldırısını yapan örgüt, bu kez neden hedef olarak Rusya'yı seçti? Köse, Rusya'nın hedef alınmasının arkasındaki temel sebebin, Ukrayna savaşında Rusların acele etmesini sağlamak olduğunu düşünüyor.

"Suriye'deki vekalet savaşına dönelim. 2013 Halep kuşatmasının kırılması bir dönüm noktası olmuş ve ABD, Beşar Esad'ı devirme hedefinin gerçekçi olmadığına ikna olmuştu ve bunun ardından El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi ve çeperindeki örgütlerin güçlendiğine şahit olduk. Bunlar adım adım gelişti. Sonra Nusra liderliğindeki Selefi cihatçı örgütlerden müteşekkil Fetih ordusu İdlib'i ele geçirdi. Selefi cihadizm Batı için bir nevi imdat çekici işlevi görüyor. İşler sarpa sardığında (yani Ukrayna'daki ilan edilmemiş NATO-Rusya savaşında) kullanılmaya hazır binlerce cihatçıdan birileri seçildi ve sahaya sürüldü. Bu saldırı, sahada ezici bir üstünlüğe sahip olan Moskova'yı bocalatma ve paniğe sürükleme amaçlı bir hamleydi."

Erkin Öncan, Rusya'nın hedef alınmış olmasına dair yorumunda, cihatçı terörizminin Rusya'nın 'iç meselesi' olduğunu söylüyor. 

"Cihatçı gruplar Rusya’yı çok uzun zamandır hedef alıyor. Rusya hem içinde milyonlarca Müslüman vatandaşa ev sahipliği yapan bir bölge, hem de Suriye başta olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde cihatçı terörizme karşı yoğun operasyonlar yürütmüş bir ülke. Bugün, özellikle Ortadoğu’da faaliyet gösteren radikal İslamcı terör örgütlerinin üyelerinin çok önemli bir kısmı Rus vatandaşı. Orta Asya’nın diğer ülkelerinden olduğu gibi, Rusya’daki Müslümanlar arasından devşirilerek Ortadoğu’ya taşınan çok fazla militan var. Bu durum, Rus güçleriyle cihatçı terör arasında uzun süreli bir çatışmanın zaten devam etmekte olduğunu gösteriyor. Rus istihbaratının, hem Ortadoğu’da, hem de başka ülkelerde, Rus vatandaşı olup da cihatçı terörizme katılan vatandaşlarını sıkı bir şekilde takip ettiği de uzundur bilinen bir durum.

Dolayısıyla, cihatçı terörizm, hem Rusya’nın bir anlamda ‘iç meselesi’, hem Rusya’nın sınır ötesi operasyonlarındaki birincil hedef, hem de Rusya’nın istikrarsızlaştırılması konusunda kullanılabilecek en büyük dinamik güç. Genellikle başarıya ulaşmadığı için dünya kamuoyunda çok gündeme gelmiyor ancak Rus istihbaratının ülke düzenlediği operasyonların çoğunluğu radikal İslamcı hücrelere yönelik oluyor." 

'RUSYA IŞİD'LE DEĞİL, MÜŞTERİSİYLE İLGİLENİYOR'

Rusya saldırıdan ABD ve Ukrayna'yı sorumlu tutuyor. Putin açıklamalarında, saldırının arkasındaki güçlerin cezalandırılacağını dile getirdi. Saldırının arkasında gerçekten ABD ve Ukrayna'nın olup olmadığı bir soru işareti. Ancak şu kesin ki Rusya, şu ana kadar bu ülkeleri sorumlu tutarak, Ukrayna savaşındaki tutumunun değişebileceğine dair net mesajlar verdi. 

Köse, Rusya'nın Ukrayna'yı sorumlu tutması durumunda yaşanabilecekleri şöyle değerlendiriyor:

"Selefi cihadist örgütlerin Ukrayna'da olduğunu inkar eden yok. Buna Amerikan kamu yayın kurumu Hür Avrupa Radyosu da dahil. Bir süre önce 'Putin savaşı kaybederse etnik azınlıklar özgürleşecek mi?' başlığı altında Kiev'in safındaki Selefilere övgüde bulunmuşlardı. Mesela Çeçen Cevher Dudayev Taburu, şu anda Ukrayna'nın safında. Washington'un faili direkt bulması bile olaya şaibe katmaya yeter. Moskova nihai olarak failin Ukrayna olduğunu söylerse "özel askeri operasyon" olarak kodladığı fiili savaşın ölçeğini, seferberlik uygulamasını genişletebilir."

Öncan'ın yorumu ise şu şekilde:

"Rus devleti ve Rus kamuoyu, özellikle radikal İslamcı terör konusunda Batı’yı suçluyor. Faturanın ABD ve Ukrayna’ya kesilmesi konusunda haksız da sayılmazlar. Günümüzde, özellikle radikal silahlı örgütlerin üyelerinin aynı anda paralı asker olarak veya belirli bir hedef için para karşılığı kullanıldığı da bilinen bir gerçek. Ukayna konusunda da, çeşitli radikal İslamcı örgütlerden militanların Rusya’ya savaşmak üzere Ukrayna’ya geldikleri de defalarca kanıtlandı. 

Bütün bunların yanında, doğrudan Ukrayna yönetimiyle alakası olmasa bile, militanların kaçış rotası olarak Ukrayna’yı seçmeleri de çok doğal çünkü sahadaki mevcut durum, Ukrayna’yı kaçak geçişler konusunda önemli bir rota haline getirmiş durumda. 

Rusya, saldırıyı hangi örgüt üstlenmiş olursa olsun, asıl faili ABD olarak görüyor. Putin de, konuyla ilgili yaptığı bir açıklamada örgütle değil, ‘müşterisiyle’ ilgilendiklerini açıkça dile getirdi.

Dolayısıyla, elbette radikal İslamcı terör gruplarına yönelik ülke içi operasyonlar da artacak, ancak Rusya’nın vereceği asıl yanıtın ABD’ye yönelik olacağını ve bunun da öncelikli olarak Ukrayna sahasında gerçekleşeceğini söylemek mümkün." 

UKRAYNA'DAKİ SAVAŞ ŞİDDETLENEBİLİR

Saldırının ardından Rusya'nın ilk tepkileri, Crocus Hall saldırısının Ukrayna savaşını etkileyeceğini gösteriyor. 

Savaşın şiddetlenme ihtimalini tartışmalı gören Köse, Rusya'nın temkinli davrandığını dile getiriyor.

"Açıkçası böyle bir ortamda Rusya'nın son derece  ihtiyatlı davrandığı söylenebilir. Crocus katliamı sonrasında yakalanan dört militana yapılan işkenceye içeriden (insan hakları denetçisi Tatyana Moskalkova'dan) tepki geldi. Fakat savaşın devam ettiği Ukrayna'nın bir devlet olarak varlığı bile şüpheli hale gelmişken, savaş zaten kazanılmışken Moskova vites yükseltmeyi düşünür mü, pek emin değilim."

Öte yandan Öncan'ın savaşın gidişatına dair yorumu farklı. Öncan'a göre savaşın yoğunlaşması ihtimali düşük değil.

"Ben genel olarak, bir süredir ‘düşük viteste’ devam eden Ukrayna çatışmalarının zaten bir yerde şiddetlenmesini bekilyordum çünkü sahada hala çözülmeyi bekleyen önemli problemler var. Rusya bir süredir bekliyor, Ukrayna devletinin kendi iç çatışmalarının şiddetlenmesini, Ukrayna’ya yapılan Batı yardımlarının Batı kamuoyunda daha fazla tartışma yaratmasını..."

Öncan ayrıca Batı ve Rusya arasındaki gerilim yükselme ihtimaline de dikkat çekiyor.

"Bana kalırsa işbirliğinden ziyade gerilim artarak devam edecek. Çünkü Batı, saldırının IŞİD tarafından düzenlendiğinin altını çiziyor ve Ukrayna’yla alakası olmadığını söylüyor. Rus yönetimi ise, IŞİD’in ve radikal İslamcı terörün dünyada çoğunlukla ‘ABD’nin düşmanlarına saldırdığını’ vurgulayarak konunun siyasi arka planına dikkat çekiyor. Yani Batı silaha, Rusya ise silahı tutan ele dikkat çekiyor. Bu da, Moskova saldırısı özelinde, cihatçı terörizm konusunda Batı ve Rusya arasındaki ayrımın önümüzdeki dönemde de devam edeceği anlamına geliyor."