Uzmanlar ABD seçimini 12 Punto’ya değerlendirdi: ‘Türkiye için saatli bomba’

ABD başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin adayı Donald Trump, kazanması için gereken 270 delege sınırını aşarak ikinci kez başkan seçildi. Seçimin dünya ve Türkiye’ye yansımasını 12 Punto yazarı Bahadır Selim Dilek değerlendirdi.

Beste Çelik

type="video/mp4" />

This browser does not support the video element.

Amerika Birleşik Devletleri, 47. başkanını belirlemek üzere sandık başına gitti. Demokratların adayı Kamala Harris ile Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump arasındaki seçim sonucunda Trump ABD Başkanı olarak seçildi. 12 Punto yazarı Bahadır Selim Dilek, Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesinin ardından İran’ın hedef tahtasına oturtulacağının altını çizdi

“DÜNYA KÜRESELLEŞMECİ TERÖRÜNDEN BIKTI”

Dilek, sandıktan Trump’ın çoğunlukta çıkma nedenlerini sıralayarak,“Kamala Harris’in yarışta başa baş gidiyor gibi görünse de Trump’ın alacağı belliydi. Bunun birçok nedeni var ama psikososyal nedenleri üzerine durmak istiyorum. Dünya artık bu küreselleşmeci “teröründen” bıktı; bir yılgınlık var bu konuda. Amerika’da bunun bir tepkisi ortaya çıktı, Donald Trump’a oy vererek insanlar bunu gösterdi. Çünkü her şeyin temelinde insanların bir şekilde siyasi davranışı var. Bugüne kadar biz Amerika’da bu denli ayrımları görmezdik. Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasında bir salıncak vardı, bir sarkaç vardı. Bir bakardık önce Cumhuriyetçiler gelmiş, dünyadaki politikalar buna göre değişmiş. Sonra bu sarkaç Demokratlara doğru kayardı ama son yıllarda, özellikle 90’ların ikinci yarısından itibaren, biz bir kimlik siyaseti görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“GÖÇMEN MESELESİNE KALIN BİR ÇİZGİ ÇEKİYOR”

Kimlik siyasetinin bu dönemde yalnızca ABD’ye değil dünyaya sirayet ettiğini dile getiren Dilek, “Avrupa’da da böyle, Türkiye’de de böyle. Türkiye’de bakıyorsunuz artık sınıf siyaseti yapacağım diye iktidara gelenler bile kimlik siyasetinin peşinden koşuyor. Dolayısıyla bunun yorgunluğu, Amerika’daki seçimlere Donald Trump’ın tekrar başkan olarak seçilmesi şeklinde yansıdı diyebiliriz. İzleyeceği politikalara bakıyorsunuz; bu göçmen meselesinde daha köşeli, kalın bir çizgi çekiyor. Amerika’nın kendi içine dönmesini istiyor, kutsal aile kavramının ön plana çıkarılmasını istiyor. Dolayısıyla insanlar, küreselleşme yaklaşımına karşı duydukları yorgunluklarını, bıkkınlıklarını tepki olarak ortaya koydular ve gidip Donald Trump’a oy verdiler” dedi.

“İRAN’DAKİ KÜRTLER KIŞKIRTILABİLİR”

ABD seçimlerini uluslararası ilişkiler boyutuyla değerlendiren  Dilek, “Ukrayna’nın bugünkü pozisyonundan çok daha zayıf bir pozisyona çekileceğini düşünüyorum. Avrupa’da Ukrayna meselesini kaşıyanlar, bence tornistan edecekler, geri vites yapacaklar. Ortadoğu’da ise İran’ın hedef tahtasına oturtulması beklenebilir. Hem Irak’ın kuzeyinde hem Suriye’de PKK ve Barzani ailesi bir Kürt yapılanmasının nüvesini oluşturuyor. İran’daki Kürtler bu anlamda kışkırtılır. Etnikçilik üzerinden İran’ın daha kırılgan hale getirilmesi ve bu yolla İran’ın parçalanması ya da rejiminin değiştirilmesi söz konusu olabilir. Bu, doğrudan İran’a saldırı ile olmayabilir. İsrail meselesinde herkes Amerika’nın desteğini azalacağını falan söylüyor, ama ben onu düşünmüyorum. Donald Trump, biliyorsunuz, İsrail’in başkentinin Kudüs’e taşınmasını destekledi. Dolayısıyla Netanyahu ile aile ilişkileri de var; çok yakın ilişkileri var. O yüzden İsrail’e olan desteğinin devam edeceğini düşünüyorum” açıklamasında bulundu.

“TÜRKİYE İÇİN SAATLİ BOMBA”

Seçim sonucunun Türkiye’ye etkilerini ifade eden Dilek, “İran’da bir karışıklık çıkarsa oradan çok ciddi bir göç bekleyebiliriz. İkincisi, petrol fiyatları fırlayacak. Petrol fiyatları fırlayınca zaten bizde enflasyon aldı başını gitti. Diğer tarafta, iktidar bir Kürt açılımı peşinde. Bu Kürt açılımının nerede başlayıp nerede biteceği belli değil. Erdoğan, kendi talepleri doğrultusunda bir anayasa değişikliği yapılırsa bu Türkiye için bir saatli bomba demek. Bütün bunların hepsi bizi etkiler; yani domino taşı gibi bir yerde başladı mı sonuna kadar gider. Trump’ın tekrar o koltuğa oturduktan sonra bence ilk 3 ayını dikkatlice izlemek gerekiyor. Dünyada gelişmeler o kadar hızlı ortaya çıkıyor ki bunlara karşı bir refleks göstermek lazım” diyerek uyarıda bulundu.