Ara zam yapılmayacak denilmişti! Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu: 'Emekçilerin yaşam standardında belirgin düşüş olacak'
Türkiye’de önümüzdeki aylarda emekçi kesimlerin yaşam standardında çok belirgin bir düşüş olacağını belirten İktisatçı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “İnsanlar da bunu bir kader gibi kabul etmeyecekler. Haliyle toplumsal hareketlilikler, eylemler, protestolar artacak. Ben bunun böyle gitmeyeceğini düşünenlerdenim” ifadelerini kullandı.
Şenol Çarık
Şenol ÇARIK/ 12punto.com.tr
12punto’ya konuşan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ekonomideki yol haritamıza sıkı sıkıya bağlıyız” ve “seçim döneminde birçok baskıya maruz kalmamıza rağmen seçim ekonomisi uygulamadık” sözlerini de değerlendiren Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Erdoğan’ın bu açıklamaları Mehmet Şimşek’in kemer sıkma programını kendisinin de şimdilik desteklediğini gösteriyor” yorumunda bulundu.
Erdoğan’a muhtemelen, ‘Eğer gevşersek ekonomi tamamen çöker, enflasyon patlar. Onun için dişimizi sıkalım’ senaryosu çizildiğini belirten Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Mehmet Şimşek’in programı büyük ölçüde yabancı sermayeyi çekmeye dayanıyor. Yabancı sermaye darken ülkeye yatırım yapan üretim, mal veya hizmet üretimi gerçekleştiren ve istihdam yaratan bir sermaye değil. Sıcak para diye tabir ettiğimiz, borsaya girecek devlet senetlerine, repo hesaplarına girecek para kastediliyor. Bunlar da bir yandan TL değer kaybetsin, eurolarıyla, dolarlarıyla daha fazla TL alabilsinler, özellikle yüksek faizle kârlı vurgun vurma olanakları sağlansın. Diğer taraftan da rezervler belli ölçüde güçlensin ki yarın çıkmak istedikleri zaman bir zarara uğramadan ülkeyi terk edebilsin. Buna dayalı bir ekonomik tasarımı var Mehmet Şimşek’in” dedi.
“BU OLANAK DA DARALACAK”
Kozanoğlu, şöyle devam etti:
“Mehmet Şimşek sürekli işveren örgütlerine ‘ihracata yönelin’ diyor. Faizlerin artmasıyla özellikle kredi kartlarına ve ihtiyaç kredilerine yönelik hem aylık vade farkının artması hem limitlerin daralması hem asgari ödeme tutarının yukarı çekilmesi gibi önlemler gündemde. Bunlar peyderpey alınmaya başlandı. İnsanların zaten gelirleri, satın alma güçleri iyice düşük. Buna bağlı olarak yaşam standartları gerilemekteydi. 2023 seçimleri öncesinde borçlanarak hayatlarını sürdürmeleri belli ölçüde yaşam standartlarının daha keskin bir şekilde düşüşünü önlemeleri sağlanabilmişti. Şimdi bu olanak da daralacak. Buna bağlı olarak ekonomide mal ve hizmetlere olan talep düşecek. Onun için diyor ki; ‘siz ihracata yönelin.’ İhracata rekabet gücü kazanmalarını da büyük ölçüde ücretlerin düşüşüne bağlıyor.”
“ASGARİ ÜCRETLİNİN ENFLASYONU YÜZDE 100”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan’ın asgari ücrete Temmuzda ara zam yapılmayacağı açıklamasına da değinen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, şunları kaydetti:
“Asgari ücret Ocakta 17 bin 2 lira olarak belirlenmişti. Göreceli olarak satın alma gücünün çok düşmesini engelleyen bir noktaya çekilmişti. Ama ardı ardına yüksek enflasyonla birlikte her ay asgari ücretlilerin satın alma gücü geriliyor. Ocak ayı enflasyonu yüzde 6,5 civarında geldi. Şubat yüzde 5 civarında. Martta yüzde 3,15 açıklandı. Resmi TÜİK rakamlarının tamamen gerçeği yansıttığını dahi düşünsek; ilk 3 ayda yüzde 15’lik bir artış oldu. Siz aynı mal ve hizmetleri yüzde 15 daha pahalıya alıyorsunuz ve satın alma gücünüz yüzde 15 erozyona uğruyor. Bunun bir de alt kalemleri var. Asgari ücretlilerin en fazla bütçelerini ayırdıkları gıda, kira ve ulaştırma gibi kalemler var. Kirada yine resmi rakamlara göre son bir yıldaki artış yüzde 121 görülüyor. Gıdada yüzde 75, taze sebze meyvede yüzde 85, ulaştırmada da yüzde 95. Asgari ücretli bir insanın enflasyonu aşağı yukarı yüzde 100 civarında. Üstelik resmi rakamlarla…”
Türkiye’de önümüzdeki aylarda emekçi kesimlerin yaşam standardında çok belirgin bir düşüş olacağını belirten Kozanoğlu, “İnsanlar da bunu bir kader gibi kabul etmeyecekler. Haliyle toplumsal hareketlilikler, eylemler, protestolar artacak. Ben bunun böyle gitmeyeceğini düşünenlerdenim” ifadelerini kullandı.
“DOLAYLI VERGİLERİN FAZLA OLMASI EMEKÇİLERİN ALEYHİNE”
Genel ekonomideki tabloya da değinen Prof. Dr. Kozanoğlu, şunları kaydetti:
“İlk üç ayın bütçe rakamları açıklandı. En fazla artan kalem gelirler içerisinde dahilde alınan KDV 222 milyar liraya çıkmış ve yüzde 215’lik bir artış olmuş. Bütün dolaylı vergiler yani özel tüketim vergisi yüzde 109 artmış. İthalden alınan KDV yüzde 80 artmış. Bu üç kalemin toplamı toplam vergi gelirleri içerisinde yüzde 65’lik bir paya sahip. Dolaylı vergilerin bu kadar fazla ağırlıkta olması, emekçi kesimler aleyhine gelir ve servet dağılımını çok daha fazla bozan bir gelişme anlamına geliyor.
Şimdi siz et aldığınız zaman, pirinç, yoğurt aldığınız zaman bir KDV ödüyorsunuz veya telefonunuzu kullanırken ÖTV ödüyorsunuz. Dolar milyarderi bir insan da günde bin kilo et veya 10 tane yoğurt yemesi söz konusu değil. Sade bir yurttaş ne kadar ödüyorsa o da aynısını ödüyor ve bu sonunda gelir ve servet dağılımını daha fazla bozan bir etki yaratıyor.
‘EMEKLİLERİN İTİRAZLARI BAŞKA KESİMLERE DE YANSIYABİLİR’
Diğer vergi kalemlerine baktığımız zaman şimdi mesela gelir vergisi yüzde 120 artmış ve en ağırlıklı kalem. Ama bu da büyük ölçüde sizin gibi benim gibi çalışanların ödediği vergilerden alınıyor. Kurumlar Vergisi yüzde 85 artmış ve sadece 28 milyar lira sermayeden alınan, rantlardan alınan vergilerin ağırlığı çok düşük. Buradan da anlaşılıyor ki, Mehmet Şimşek’in modelinde yine yükü emekçilere, geniş halk kitlelerine yıkan, sermayeden hem servet vergisi gündeme gelebilir hem de borsa kazançları, faiz gelirleri, diğer sermaye kazançlarının belirgin bir şekilde vergilendirilmesi söz konusu olabilir. Çünkü bütün istatistikler, Türkiye’nin açıkladığı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) istatistikleri de emeğin toplam pastadan aldığı payın gerilediğini, yüzde 25 civarına düştüğünü gösteriyor Onun için bunu düzeltmeye yönelik bir adım atmak yerine, tam tersine ekonominin dengelerini halk kitleleri aleyhine bozacak adımlar atılıyor. Onun için de ben önümüzdeki aylarda bunun bir kader gibi kabul edilmeyeceğini, emeklilerin başlattığı itirazların başka kesimlere de yansıyacağını düşünüyorum.
‘BORÇLULAR HAREKETİ GÜNDEME GELEBİLİR’
Özellikle kredi kartı harcamalarında çok belirgin bir artış var. Önümüzdeki aylarda ödenemeyen, takibe düşen oranlar da artacak. Faizin artışıyla birlikte bu çok daha büyük bir yük olmaya başlayacak. Bir borçluların itirazının da gündeme gelmesini, hatta bir borçlular hareketinin oluşabilmesi ihtimalini de yüksek görüyorum.