İktisatçı Prof. Dr. Duran Bülbül: Türkiye ekonomide kendi yolunu Atatürk sayesinde buldu

İzmir İktisat Kongresi yeni Türkiye'nin iktisat politikasını belirlemek amacıyla toplandı. İzmir İktisat Kongresi'nin önemli bir dönemeç olduğunu vurgulamak gerekiyor. 1923 tarihli kongre, Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik temellerini attı, sanayileşme, tarım politikaları gibi konularda yol gösterici oldu. İktisatçı Prof. Dr. Duran Bülbül Türkiye'nin 100.yılında kongrenin bir önemini 12punto.com.tr'ye değerlendirdi.

Gizem Yaralı

Gizem Yaralı-12punto

İzmir İktisat Kongresi, ülke ekonomisinde yer alan ve söz sahibi olan temsilcilerin bir araya gelmesiyle oluşturulan bir kongre. 

Dr. Duran Bülbül'ün değerlendirmeleri şöyle:

Ekonomi, tarım, kalkınma, sanayi politikalarının hepsi bu kongrede belirlenmiştir. İzmir İktisat Kongresi'nin tarihsel olarak neden önemli olduğunu sorgulamamız lazım çünkü İzmir, zaferin son bulduğu, kurtuluş mücadelesinin sonlandığı, ancak kanlı bir şekilde tamamlanan ve ağır bedellerin ödendiği bir şehirdir. Bu nedenle İzmir zaferin dokunduğu yerdir.

Daha Lozan görüşmelerinin devam ettiği, Cumhuriyet'in ilan edilmediği  ve devletin ekonomik iktisat politikalarının belirlemediği bir dönemde, İzmir İktisat Kongresi öne çıktı.Temel sorun şu ki, hem Türk dünyasına, hem Türklere, hem de Lozan'daki insanlara bir mesaj iletmek isteniyor. Yani nasıl bir devlet kurulacağını ve o devletin ekonomik politikasının ne olacağı söyleniyor.

Hatta İzmir işgali, Anadolu'daki örgütlerin toparlanmasının başlangıcı olarak nitelendirilmiştir. Biz İzmir İktisat Kongresi'ni doğru kavramazsak, sanayileşmeyle ilgili süreci doğru anlamayız. Temeller orada atılıyor. Bu nedenle İzmir İktisat Kongresi'ne baktığımızda, bir süreçle karşı karşıyayız. 1923'te, Şubat'ın 10'unda işçisi, köylüsü, sanayicisi, herkesin olduğu 1135 delegenin katılımıyla toplanan 1500 kişilik bir kongreden bahsediyoruz.

Bu süreçte, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temelleri atılıyor. Mustafa Kemal Atatürk orada şunu söylüyor: "Türk devleti ekonomik bir devlet olacak." diyor. İktisadi devlet olacak ve kesinlikle çöküşe değil, yükselişe odaklanacak. Temel sorunun iktisat olduğu kanaatinde. O nedenle her koşulda, her an nefes gibi canımız gibi iktisadı doğru anlamalı ve uygulamalıyız. Bu nedenle o dönem dünyada gelişen liberal düşünceler veya sosyalist akımlar hiçbir şekilde etkilenmiyor Türkiye. Kendi yolunu, kendi hedefini oluşturuyor ve ilk defa dünyada refah devleti anlayışını Mustafa Kemal Atatürk hayata geçiriyor. 

Henüz Cumhuriyet ilan edilmemişken bir mücadele var. 1923 yılında, birçok alanda toplanan 1135 işçi, köylü, sanayici, toplamda 1500 kişi.  Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temelleri atılıyor ve kesinlikle Mustafa Kemal Atatürk orada şunu söylüyor: "Türk devleti ekonomik bir devlet olacak." diyor. İktisadi devlet olacak ve kesinlikle çöküşe değil, yükselişe odaklanacak. Temel sorun iktisat olduğu kanaatinde. O nedenle her koşulda, her an nefes gibi canımız gibi iktisadı doğru tutmalıyız.

Bu nedenle o dönem dünyada gelişen liberal düşünceler veya sosyalist akımlar hiçbir şekilde etkilenmiyor Türkiye. Kendi yolunu, kendi hedefini oluşturuyor ve ilk defa dünyada refah devleti anlayışını Mustafa Kemal Atatürk hayata geçiriyor. 

Zaten bugün dikkat ediyoruz, Çin, Fransa, İngiltere gibi ülkeler bu yola dönüyor ve Mustafa Kemal Atatürk'ün hükmettiği politikaları uyguluyorlar.

Çünkü o dönemde Türkiye'de yapılanlar, dünya üzerinde dikkate değer bir başarı olarak görülmüştür. İzmir İktisat Kongresi'nin önemli bir dönemeç olduğunu vurgulamak gerekiyor. 1923 tarihli kongre, Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik temellerini atmış, sanayileşme, tarım politikaları gibi konularda yol gösterici olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde Türkiye, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir hızla kalkınma ve modernleşme sürecine girmiştir. Atatürk'ün öncülük ettiği ekonomik politikalar, bankacılık reformları, sanayi teşvikleri, tarım politikaları ve diğer alanlardaki düzenlemeler, Türkiye'nin bağımsızlığını ve ekonomik gücünü artırmıştır. Atatürk, sadece Türkiye'nin geleceğini düşünmekle kalmamış, aynı zamanda dünya ekonomisine de örnek bir model sunmuştur.

Özellikle İzmir İktisat Kongresi'nin ardından yapılan kalkınma planları ve ekonomik reformlar, Türkiye'nin dünya ekonomisinde daha etkin bir rol oynamasına katkı sağlamıştır. Bu süreçte yapılan sanayileşme hamleleri, tarım politikaları ve işçi haklarına yönelik düzenlemeler, Türkiye'nin ekonomik anlamda güçlenmesine ve modern bir devlet olmasına olanak tanımıştır.

İzmir İktisat Kongresi'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik temellerini atan bir dönemeci simgelediği ve Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğindeki ekonomik politikaların Türkiye'yi kalkındırdığı bir gerçektir. Bu kongre, Türkiye'nin ekonomik geleceğini şekillendiren önemli bir kilometre taşı olmuştur.