TZOB Başkanı Bayraktar: Çocuklarımız süt ürünlerini yeterince tüketemiyor

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Çocuklarımız süt ve süt ürünlerini yeterince tüketemiyor, sağlıklı beslenemiyor. Bu ürünler özellikle yoksul aile çocuklarına ulaşamıyor" dedi.

12punto

Mayıs ayında üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri, hasadı başlayan hububatta yaşanan son gelişmeleri ve 1 Haziran Dünya Süt Günü dolayısıyla süt sektörüne yönelik beklentileri değerlendirdi.

"KURU İNCİRDEKİ FİYAT FARKINI YÜZDE 284,6 İLE LİMON TAKİP ETTİ"

Mayıs ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 293,9 ile kuru incirde görüldüğünü belirten Bayraktar, “Kuru incirdeki fiyat farkını yüzde 284,6 ile limon, yüzde 247,3 ile salatalık, yüzde 233 buçuk ile elma, yüzde 213,2 ile kuru soğan takip etti. Kuru incir 3,9 kat, limon 3,8 kat, salatalık 3,5 kat, elma 3,3 kat, kuru soğan 3,1 kat fazlaya satıldı. Üreticide 115 lira olan kuru incir markette 452 lira 99 kuruşa, 7 buçuk lira olan limon markette 28 lira 84 kuruşa, 7 buçuk lira olan salatalık 26 lira 5 kuruşa, 10 lira 70 kuruş olan elma 35 lira 69 kuruşa ve 6 lira 25 kuruş olan kuru soğan 19 lira 58 kuruşa satıldı” ifadesini kullandı.

Bayraktar, Mayıs ayında fiyatı en fazla artan ürünün markette havuç, üreticide patlıcan olduğunu belirtirken fiyatı en fazla düşen ürünün hem markette hem de üreticide kuru soğan olduğunu söyledi.

"Mayıs’ta markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 34,7 ile havuç oldu"

Market fiyatlarını değerlendiren Bayraktar, 35 ürünün 22’sinde fiyat artışı, 12’sinde fiyat azalışı ve 1 üründe ise fiyat değişiminin olmadığını belirterek, şunları kaydetti:

“Mayıs ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 34,7 ile havuç oldu. Havuçtaki fiyat artışını yüzde 16,6 ile limon, yüzde 16,3 ile patlıcan, yüzde 15 ile yumurta ve yüzde 13 ile Antep fıstığı takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 21,6 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 15,5 ile tavuk eti, yüzde 12,7 ile sivri biber, yüzde 9,7 ile domates ve yüzde 9,2 ile yeşil soğan izledi.”

"ÜRETİCİDE EN ÇOK FİYAT DÜŞÜŞÜ YÜZDE 34,2 İLE KURU SOĞANDA GÖRÜLDÜ"

Üreticideki fiyatları da değerlendiren Bayraktar, Mayıs ayında 27 ürünün 3’ünde fiyat artışı olduğunu, 13 ürünün fiyatında düşüş görüldüğünü ve 11 üründe ise fiyat değişiminin olmadığını dile getirerek, “Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 34,2 ile kuru soğanda görüldü. Kuru soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 31 ile salatalık, yüzde 23 ile elma, yüzde 22,2 ile kuru kayısı, yüzde 21 ile kabak ve yüzde 19,9 ile domates izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 41 buçuk ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 25 ile patates ve yüzde 19,1 ile yumurta izledi” ifadelerini kullandı.

Üreticideki fiyat değişimlerini de değerlendiren Bayraktar, şu ifadelere yer verdi:

“Kuru soğanda erkenci çeşidin hasadı Nisan ayı itibarıyla başladı. Mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen hava sıcaklıkları ile normal çeşitlerde de olgunlaşma erken oldu. Erkenci çeşidin depolanamaması ile arzda yaşanan artışla kuru soğan fiyatı geçen yılın altına düşerek 6 lira 25 kuruşa geriledi. Salatalık, kabak, domates ve yeşil soğandaki fiyat düşüşü tarla üretimine geçilmesinden dolayı arzda yaşanan artıştan kaynaklandı. Talepte yaşanan azalmadan dolayı elma ve kuru kayısı fiyatlarında düşüş yaşandı.

Patlıcandaki fiyat artışı seradan tarlaya geçiş dönemi olması sebebiyle yaşanan arz düşüklüğünden kaynaklandı. Patates fiyatlarındaki artış, aşırı yağışlardan dolayı hasadın yoğun yapılamaması nedeniyle düşen arzdan kaynaklandı. Yumurtada yaşanan fiyat artışı arz ve talepteki değişimden kaynaklandı.”

Mayıs ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimleri değerlendiren Bayraktar, şöyle konuştu:

“Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Mayıs ayında, Nisan ayına göre 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 0,1 oranında artarken ÜRE gübresi yüzde 5, DAP gübresi yüzde 1,1, amonyum sülfat gübresi yüzde 0,9 ve amonyum nitrat gübresi yüzde 0,7 oranında düştü.

Geçen yılın Mayıs ayına göre son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 56,4, ÜRE gübresi yüzde 35,6, amonyum nitrat gübresi yüzde 32,2, DAP gübresi yüzde 30,1 ve 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 29,4 oranında arttı.

Mayıs ayında Nisan ayına göre besi yemi yüzde 1,7, süt yemi yüzde 1 buçuk, son bir yılda besi yemi yüzde 43,8, süt yemi ise yüzde 45,9 oranında arttı. Elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 19,8 oranında artarken tarım ilacı fiyatları yüzde 66,6 oranında arttı. Mazot fiyatları aylık yüzde 1,7 oranında düşmesine rağmen yıllık bazda yüzde 109 oranında artarak geçtiğimiz aylarda olduğu gibi yıllık bazda fiyatı en fazla artan tarımsal girdi oldu.”

Hububat üretiminde yüzde 5,4 oranında azalma beklendiğini kaydeden Bayraktar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 1. tahmin verilerine göre, bitkisel üretimin geçen yıla göre, yüzde 0,8 oranında artarak bu yıl 138 milyon tona yükselmesi bekleniyor. Veriler hububatta toplam üretimin geçen yıla göre yüzde 5,4 oranında azalacağını gösteriyor.

Hububat içerisinde üretimin, arpada yüzde 8,7, mısırda yüzde 5,6, buğdayda yüzde 4 buçuk oranında gerileyeceği tahmin ediliyor. Son 10 yılda buğday ekim alanlarının yüzde 13,7 oranında azaldığı görülüyor. Bu azalma, buğday üretiminden kaçış olduğunu gösteriyor. Buğday ekim alanları azalırken, arpada ekim alanları yüzde 20 buçuk, mısırda yüzde 45,1 meyve alanlarında yüzde 24,7 oranında artış görülüyor.

Buğday ülkemiz insanının beslenmesinde önemli yer tutan stratejik ürünümüzdür. Ülkemizde buğday üretiminin azaldığı, ithal maliyetlerin arttığı yıllarda, halkın temel gıdası olan ekmek başta olmak üzere unlu mamullerde fiyatlar artıyor. Buğdayda ekim alanlarının artırılması, dünyada yaşanabilecek risklere karşı stokların korunması her zaman çok önemlidir.”

"ÇOCUKLARIMIZ SÜT ÜRÜNLERİNİ YETERİNCE TÜKETEMİYOR"

1 Haziran Dünya Süt Günü’ne ilişkinde açıklamalarda bulunan Bayraktar, şöyle konuştu:

“Ülkemiz dünya koyun sütü üretiminde 2’nci, keçi sütü üretiminde 6’ncı, inek sütü üretiminde 10’ncu sırada yer alıyor. Ülkemizde hayvansal üretim değerinin yarısından fazlasını süt sektörü karşılıyor. Çocuklarımız süt ve süt ürünlerini yeterince tüketemiyor, sağlıklı beslenemiyor. Bu ürünler özellikle yoksul aile çocuklarına ulaşamıyor. Okul sütü programlarıyla tüm çocukların gerek bedensel gerekse zihinsel gelişimi için çok önemlidir.

İnsan sağlığı için çok önemli olan süt, hayvancılık sektörünün de en önemli lokomotif ürünüdür. İnsan beslenmesinde ve protein ihtiyacının karşılanmasında önemli bir yere sahip olan sütte, sektörün devam eden sorunlarına çözüm bulunmalıdır.

Süt fiyatlarını baskılamak yerine, yem fiyatları kontrol altına alınmalı, küçük aile işletmelerimiz başta olmak üzere süt üreticilerimize makul fiyatlardan kaba ve kesif yem temini sağlanmalıdır. Üretimde yaşanan sorunların çözüme kavuşması ile uluslararası pazarlarda rekabetimizin önü açılacaktır. Hedefimiz, süt ve süt ürünlerinde üretimimizi artırarak, 200’e yakın peynir çeşidimiz başta olmak üzere eşsiz kalitedeki süt ürünlerimizi dünya tüketicisiyle buluşturmak olmalıdır.”