Yatırımda hangi vade hangi seviye bilmecesi

Gerileyen hisse senedi fiyatları ile birlikte BIST-100 cari F/K oranı 7,1 seviyesine kadar çekildi. Borsa İstanbul gelişmekte olan ülke borsalarına kıyasla halen yüzde 57’lik bir iskontoyla işlem görüyor. Endeksteki her geri çekilme yeniden pozisyon almak ve rekabet gücü yüksek hisseleri ucuza toplamak için yeni fırsatlar sunuyor.

12punto

Kısa vadede piyasalardaki fiyatlamalar jeopolitik riskler ekseninde şekillenmeye devam ediyor. Gerileyen hisse senedi fiyatları ile birlikte BIST-100 cari F/K oranı 7,1 seviyesine kadar çekildi. Borsa İstanbul gelişmekte olan ülke borsalarına kıyasla halen yüzde 57’lik bir iskontoyla işlem görüyor. Endeksteki geri çekilmeler yeniden pozisyon almak ve rekabet gücü yüksek hisseleri ucuza toplamak için yeni fırsatlar sunuyor.

Alternatif yatırım araçlarında ise döviz ve altından ziyade bunlara dayalı fonlar öne çıkarken, zirveyi gören 10 yıllık ABD tahvilleri de yurt dışı piyasalarda yeni fırsatları ortaya çıkarıyor. Bütün bu fırsatlara dair alım satımla ilgili belki de en kritik soru: Hangi vade, hangi seviye? Uzmanlardan oluşan bir gruptan borsa ve diğer yatırım araçları için kısa, orta ve uzun vadedeki alış-satış seviyelerini tahmin etmelerini alan ekonomim her bir seviyenin neden önemli olduğunu açıklamalarını istedi.  

BORSADA YENİ FIRSATLAR OLUŞUYOR

ALB Yatırım Araştırma Yönetmeni Uğur Aydın:

Jeopolitik riskler ekim ayında piyasalarda sert rüzgârlar estirdi. BIST-100 endeksi 3 Ekim’deki tarihi zirvesinin -8.562- ardından artan jeopolitik riskler ve kredili pozisyonların kapatılmasının tetiklediği panik satışlarla zirveden yaklaşık yüzde 13 civarında uzaklaştı.

Her ne kadar jeopolitik risklerin artması satışlar için bir gerekçe gibi görünse de daha çok; 4.400’den başlayan ve yüzde 95’e ulaşan bir ralli sonrasındaki aranan kâr realizasyonu bahanesi gibiydi. Hisse senetlerinin 12 aylık hedeflerine yaklaşması ve potansiyel getirilerinin kısıtlanması, satış için rasyonel gerekçelerden biriydi.

Hisselerde potansiyel getiriler kısıtlanırken, 3 aya kadar mevduat faizinin yıllık yüzde 45’e ulaşması ve 12 ay sonraki TÜFE artış beklentisine yaklaşması, risksiz varlıkların öne çıkmasında etkili oldu. Diğer yandan Borsa İstanbul’da haziran ve temmuz aylarında görünen yabancı alımları ağustos itibariyle yerini satışlara bıraktı ve bu da endeksin bir miktar güç kaybetmesinde önemli bir rol oynadı.

Önümüzdeki süreçte ülke riski priminin normalleşmesi, KKM’den çıkış, dezenflasyon sürecinin tesisi, döviz rezervlerinde artış ve global risk iştahının toparlanması borsaya tekrar yabancı alımlarını getirebilir. Ancak bunun zamana yayılması ve orta-uzun vadeli bir perspektifte gerçekleşmesi daha mümkün görünüyor. Diğer yandan içinde bulunduğumuz bilanço sezonu itibariyle şirketlerin operasyonel performansındaki ve kârlılık oranlarındaki artışa ek olarak gerileyen hisse fiyatları ile birlikte BIST-100 cari F/K oranı 7,1 seviyesine geriledi. Tarihsel ortalaması ve diğer gelişen ülke hisse piyasalarına göre çarpan bazında Borsa İstanbul’un iskontosunun devam etmesi, endekste geri çekilmelerin yeniden pozisyon almak ya da eklemeler yapmak için bir fırsat doğurması anlamına gelebilir. Bu bağlamda jeopolitik endişeler kaynaklı olarak görülen düşüşlerde 200 günlük ortalamanın da yaklaştığı 6.500 seviyesi önemli bir alt sınır olarak takip edilebilir. Mevcut makro projeksiyonlar ve finansal değerlemeler çerçevesinde 12 aylık hedef fiyatlara göre bu yıl için maksimum endeks beklentimiz 9.200 seviyesi… Ancak bilanço sezonunda artan şirket kârları ve 2024 hedef fiyat revizyonları ile birlikte BIST-100 için ortalama endeks hedeflerinin 11.000-12.000 bandına doğru yükselebileceğini ve koşullar uygun olursa, uzun vadeli 12.000 seviyesinin önemli bir hedefi haline gelebileceğini düşünüyoruz.

FAİZ, KISA VADELİ ALTERNANATİF

Alternatif yatırım araçlarında son dönemde faiz enstrümanları ve altın öne çıkıyor. 2024 yılında en azından ilk yarı boyunca enflasyonun yüksek seyretmesi ve hazirandan sonra düşüşe geçmesi, mevcut koşullarda en yüksek olasılık olarak görülüyor. Bu durum, mevduat faizlerinin de 2024 yılının ilk yarısı boyunca yüksek seyretmesine yol açabilir. Ve bu çerçevede mevduat, kısa vadeli bir alternatif olabilir.

ALTIN HER ZAMAN PORTFÖYLERDE OLMALI

Diğer yandan küresel belirsizliklerin ve beklenmedik jeopolitik gelişmelerin güvenli liman alımlarını tetiklediği altın, her zaman portföylerde yer verilmesi gereken bir varlık olacaktır. Önümüzdeki yılın üçüncü çeyreği itibariyle, büyük merkez bankalarının faiz indirimine başlaması senaryosuna ek olarak, beklenmedik jeopolitik risk faktörlerinin, önümüzdeki süreçte altının ons fiyatında 2.000 dolar üzerinde konumlanmayı gündeme getirebileceği kanaatindeyim. Onsta yükseliş potansiyeli dolar/TL tarafında görülebilecek yükselişlerin etkisi, gram altın tarafında da yeni tarihi zirveleri gündeme getirebilir. Sonuç olarak altın fiyatlarında yaşanabilecek her gevşeme, orta-uzun vade için bir fırsat olarak değerlendirilebilir.

Borsa halen %57 iskontolu

Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş:

Yeni ekonomi yönetiminin rasyonel politikalara yönelmesi ve şeffaflığı sağlama yönündeki beyanları yatırımcı güvenini tazeledi. Sonrasında da özellikle jeopolitik konularda ve uluslararası ilişkilerde izlenen nispeten daha yapıcı politikalar endeksin ardındaki rüzgârı destekledi. Ve 26 Mayıs’ta 4.580 seviyesinde olan BIST-100 Endeksi,  3 Ekim itibariyle yüzde 86 artışla 8.513 seviyesine ulaştı.

Ekim ayını mevcut seviyeleri sindirmeye çalışarak geçiren borsa, yukarı yönlü yeni bir hareket için güç topluyor. 18 Ekim’de yayımladığımız strateji raporumuzda da belirttiğimiz gibi önümüzdeki 12 aylık dönemde BIST-100 endeksinin yüzde 38 primlenme potansiyeliyle 11.000 seviyesine ulaşabileceğini tahmin ediyoruz.

Seçici bir hisse tercihiyle, BIST-100’deki olası yüzde 38-45 aralığında bir yükselişle yüzde 75-80’e varan getiriler elde edilebilir. Kısa vadede BIST-100 Endeksi için 8.000-9.000, 1 yıllık vadede 11.000-12.000 seviyeleri hedeflenebilir.

Türkiye borsasının gelişmekte olan ülke borsalarına göre yüzde 57 iskontolu işlem görüldüğü göz önüne alınırsa, uzun vadede ise ülke risk primini azalmasıyla birlikte BIST-100 endeksinin yukarı yönlü potansiyeli yüksek.  Önümüzdeki 3-5 aydaki doğrudan yatırım ve portföy yatırımı girişlerinin seyri piyasanın yönünü bulması konusunda belirleyici olacaktır.

Alternatif yatırım araçları içinde,  TL-faiz,  döviz -faiz,  Türkiye eurobondları,  yurt dışı hisse senedi yatırımları ve altın ön plana çıkıyor. Portföylerde yüzde 40 oranında hisse senedi bulundurulmasını makul buluyoruz. Özellikle seçici hisse alımlarıyla fark yaratılabilir.

Faizler geçmişe kıyasla bir miktar daha caiz görünmekle birlikte ortalama borsa getirisi olan yüzde 38 beklentimizin altında kalabilir. Yine de riske duyarlı yatırımcılar tarafından tercih konusu olabilir. Benzer şekilde döviz ve altın getirilerinin de borsanın altında kalabileceğini tahmin ediyoruz. Bu yüzden uzun vadeli tercihlerimizi hisse senetlerinden yana kullanıyoruz. Fakat ekonomideki olası dalgalanmaları hesaba katarak, portföylerde bir miktar faiz ve dövizin bulunmasının dengeleyici bir rolü olduğuna inanıyoruz.

REKABET GÜCÜ YÜKSEK HSİSELERİ UCUZA TOPLAMAK İÇİN FIRSAT

Ahlatcı Yatırım Hazine Müdürü Arda Coşar:

8.600 seviyesine yaklaşan endeks, Orta Doğu’da sahnelenen İsrail-Hamas savaşı, yayılma ihtimali ve olası kara harekâtına dair haber akışıyla birlikte iki haftadır geriledi. Kara operasyonunun ertelendiğine dair yeni haber akışıyla birlikte bir kez daha ivmelense de iç siyasetten yükselen sert eleştirilerle yeniden 7.500 seviyesine çekildi. Savaşa dair tüm senaryolar halen masada ve büyük oranda geçerliliğini sürdürüyor.

Diğer yandan ABD tahvil faizlerinde görülen hızlı yükseliş de başta ABD olmak üzere majör borsaları etkisi altında tutuyor ve bu baskının devam etme ihtimali de bir hayli yüksek.  

Dolayısıyla piyasalara haber akışına bağlı oynaklığın arttığı bir seyir hâkim olabilir. Endeks, 7.500 altına sarkarsa yeni bir satış baskısıyla önce 7.000’lere, şayet bu seviyeyi de aşağı yönlü kırarsa 6.500-7.000 bandına kadar gerileyebilir. Şayet bu hareket gerçekleşirse rekabet gücü yüksek hisseleri ucuza toplamak için oldukça uygun seviyeler olacağını söylemek mümkün.

Diğer taraftan savaş senaryolarının etkisini azaltan olumlu bir haber akışıyla birlikte iyimser bir tahminle endeksi 9.000 civarında da görebiliriz. 

Hali hazırda portföylerde yüzde 50 civarında bir hisse senedi varlığı korunabilir. Hisse senedi varlığında yüzde 20 civarında büyük ve özel bankalara yer vermekte fayda var. Endekste 7.000’in altına doğru kırılmalarda ise bu oran artırılabilir. Geriye kalan birikimler ise altın ve dövizde değerlendirilerek denge aranabilir. Başka bir alternatif de zirve yapan ABD 10 yıllık tahvil faizleri ya da buna dayalı fonlarda aranabilir.

SATIŞ BASKISI DAHA UZUN VADEYE YAYILABİLİR

Tuncay Turşucu Araştırma ve Danışmanlık A.Ş. Kurucusu:

Son günlerde piyasalar dalgalı seyrediyor. Ekim ayı başlarında endeks 8.500 seviyesini zorlamasıyla bu seviyede güçlü bir direnç oluşturdu. Ancak bu seviye geçilemedi. Burada 8.500 seviyesinin endeks için kritik bir direnç konumunu aldığını belirtelim. Diğer yandan aynı seviyelerde endeks ortalamalarından çok uzaklaşmıştı ve bir geri çekilme ihtiyacı oluşuyordu. Nitekim bu geri çekilme şu anda yaşanıyor. Aşağıda majör olarak izlenmesi gereken destek 22-haftalık ortalama olan 7.100-7.200 bölgesi olacak. Bu seviyede alıcılar gelebilir. Ancak bu alıcıların güçlenmesi ve daha kalıcı bir yukarı hareket olması için 8.000 seviyesinin üzerinde kalıcılık gerekecek. 8.000 seviyesinin altında kaldığı sürece BIST-100 endeksi baskı altında kalacaktır. Buna karşın, BIST-100 endeksinin 7.100 seviyesinin altına gerilemesi durumunda ise satış baskısı daha uzun vadeye yayılabilir ve 6.000 seviyesindeki 50 haftalık ortalamaya doğru düşüş riski olabilir.

Alternatif alanlarda, mesela ons altında, 1.990 direnci izlenebilir. Bu nokta aşılırsa 2.080 direncine doğru hareket oluşabilir. 2.080 direnci kritik bir seviye. Bu seviyenin geçilmesi durumunda daha yukarı seviyeler görebiliriz. Aşağıda ise 1.950 ve 1.880 destekleri bulunuyor. Daha orta vadeli ve güçlü destek ise 1.800 seviyesindeydi.

Brent petrolde 84-85 dolar seviyeleri oldukça güçlenmiş destekler olabilir. Yakın seviye olan 91 dolar seviyesi 22-aylık ortalamanın olduğu bir bölge ve bu seviyeyi geçmekte zorlanıyor. 91 dolar seviyesi geçilirse 96 dolar önemli bir direnç olacak. Petrolde 84 dolar desteğinin altında seyirler oluşursa, orta vadeli bir gevşeme süreci oluşabilir. Buna karşın 96 dolar geçilirse orta vadeli bir yükseliş süreci oluşabilir.

8.560 ÖNEMLİ DİRENÇ NOKTASI 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal:

BIST-100 endeksinde uzun vade bayrak ve Fibo hedeflerini tamamladığı seviye 8.500’ler. Bu yüzden bu seviyelerde düzeltme içine girmesi zaten teknik olarak çok normal. Haber akışı da düzeltmenin  bahanesi olmuş. Bunu anlamak endeksin önümüzdeki  orta vadede nasıl bir grafik oluşturma eğiliminde olduğunu anlamak için önemli.

BIST-100’ün aylık grafiğine baktığımızda  daha önce de  5 aylık bir düzeltme sürecine girdiğini görmekteyiz. Öncesindeki ve bu ay oluşan barlara baktığımızda acaba endeks minimum 2-3 ay sürecek bir yatay band içinde hareket eder mi sorusu gündeme gelebilir ve olasılık dahilindedir. Bu yüzden ekim ayı kapanışı önemli olacaktır.

Fibo düzeltme ve kuvvetli yatay destek 7.560 ve 7.450 seviyelerinin çalışması beklenirdi ve son gelişmelerle bu destekler kırıldı. Ve 7.450 seviyesinin altında 6.800 ana destek ve hedef oldu.  Dolayısıyla kademeli alımlar için 6.800- 7.450 seviyelerini satım içinse 7.850 -8.560 10.120 seviyelerini kısa orta ve uzun vade için 7.400 seviyesinin üzerinde yaşanan kalıcı yükselişlerde ise tarihi zirve olarak takip ettiğimiz 8.560 önemli direnç noktası olarak takip edeceğiz.

Yatay band aralığında yeterli dinlenme ve güç toplama süresi sağlanırsa 8.560 üzerinde ilk kısa vade hedef 9.600 sonrasında endekste 11.000’li seviyelere kadar uzanan teknik formasyonlar oluşabilir.

Jeopolitik riskler açısından altın en güvenli liman olarak algılanır. Jeopolitik riskle birlikte kısa vadeli 1.810 desteğinden başlayan yükseliş trendi 2.000 ve 2.071 hedeflemesine yaklaşmasını bekleyebiliriz. Jeopolitik risklerin azalmasıyla birlikte global piyasalardaki yüksek enflasyon ve tahvil faizlerinin seviyesi altında yeniden satış baskısının artmasını sağlayacaktır. Zaten FED ve ECB’de faiz indirimini konuşmak için çok erken olduğunu belirtiklerinden 1.810 seviyesi kısa vadeli, orta ve uzun vadeli olarak da 1.670 ve 1.611 seviyeleri ana destekler konumunda bulunmaktadır.

Direnç olarak baktığımızda ise kısa vadeli dirençler 2.000-2.071 bandı olurken, orta ve uzun vadeli hedeflerimiz ise 2.250 ve 2.500 seviyeleridir.

Brent petrol ise jeopolitik risklerden yeniden beslenmeye başlamış görünmektedir. Zaten arz kısıtları ve ABD stoklarındaki değişimlerden etkilenen Brent petrol’de kısa vade de 88.70 desteğinin altında 82.50 seviyesi bulunurken 50 günlük hareketli ortalama olan 82.50’nin altındaki 70 dolar seviyesi ise orta ve uzun vadeli destekler olarak dikkat çekmektedir. Direnç seviyeleri olarak baktığımızda ise 93.90 seviyesi kısa vadeli, 103.40 seviyesi orta vadeli ve de 110.40 seviyede uzun vadeli dirençlerdir.

DÖVİZ YERİNE EUROBOND TERCİH EDİLEBİLİR

Deniz Yatırım Yatırım Danışmanlığı, Bölüm Müdürü Ali Barbaros Demirer:

Jeopolitik risk temasıyla oynaklığı artan endeks, kısa vadeli belirsizliklerle birlikte yatırımcıların karar almasını zorlaştırıyor.

Kısa vadeli pozisyonlar için 7.150 ve 7.400 endekste takip ettiğimiz iki kritik destek seviyesi. Bu seviyelerden tepki alımlarının gelmesi beklenebilir. Ancak 8.000 seviyesi üzerinde kalıcı olmadan kısa vadeli satış baskısının sona ermeyeceğini düşünüyoruz. Şimdiye kadar açıklanan 3. çeyrek bilançolarının oldukça güçlü ve beklentilerin üzerinde geldiğini söyleyebiliriz. Bu sebeple endeksteki geri çekilmelerin orta ve uzun vadeli yatırımcılar için hâlâ fırsat yarattığı fikrini koruyoruz. Dolayısıyla 7.100-7.400 bandını orta ve uzun vadede alım yönünde takip ediyoruz.

Ancak tüm fırsatlara rağmen, portföylerdeki risk ağırlığının kısa vadeli mevduat ile dengelenmesi gerektiğinin altını çizmeliyiz. Dövizdeki görünümün halen enflasyonun altında bir getiriyi işaret ettiğini düşünüyoruz. Döviz varlığı olan yatırımcıların, eurobond üzerinden getirilerini bir miktar daha artırabileceğini belirtelim.

Altın ise artan jeopolitik risklerin etkisiyle cazibesini artırıyor. Ancak risk algısında oluşacak olası bir değişiklikle birlikte sert düşüş görülebileceği konusunda yatırımcılar dikkatli olmalı.

ONS ALTININ YUKARI YÖNLÜ HAREKETİ HIZLANABİLİR

İnfo Yatırım Araştırma Stratejisti Çağlar Toros:

Önceki iki haftayı yaklaşık yüzde 11 kayıpla geçen endeks, haftaya risk iştahı yüksek başlayarak yeniden 8.000 seviyesinin üstüne çıktı. Orta Doğu’dan gelen olası kara harekâtının ertelendiğine dair haber akışı ve açıklanan güçlü üçüncü çeyrek bilançolarıyla artan beklentiler hızlandırıcı bir etki yarattı.   

Kısa vadede TL bazında 7.925 seviyesini pivot, 8.080-8.170-8.330 seviyelerini direnç, 7.830 -7.675-7.585 seviyelerini destek olarak izleyeceğiz. Devam eden enflasyon temasıyla birlikte risksiz enstrümanların getirileri halen negatif faizde duruyor. Borsa getiri potansiyelini koruduğu için endeks yıl sonuna 375-400 dolar civarında girebilir.      

Diğer yandan güvenli liman geçişlerinin hızlandığı bu dönemde ABD tarafından gelecek para politikasına ilişkin olası güvercin tonda açıklamalar; ons altının yönünü daha hızlı yukarı çevirebilir. 

Orta Doğu gerilimi, TL üzerinde de kısmi değer kaybına sebep olurken ons altın ve kurun yukarı gitmesi gram altını da yukarı yönlü tetikledi. Ons altında kısa vadede 1.976-1.983 seviyeleri direnç olarak, 1.962 seviyesi ana destek olarak takip edilmeli. Gram altında ise 1.780-1.800 seviyeleri direnç, 1.774-1.769 seviyeleri destek olarak karşımıza çıkıyor.

GRAM ALTINDA ALIM SEVİYESİ

İnvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan:  

Artan risk algısı hem yerel hem de küresel borsalarda satış baskısı yaratıyor. Dolayısıyla kısa vadede borsadaki fiyatlamaların jeopolitik riskler ekseninde şekillenmeye devam etmesini bekliyoruz. Buna bağlı olarak BİST-100 endeksi için kısa vadede 7.700 ve 7.500 destek seviyeleri olarak öne çıkarken, 8 bin üzerindeki kapanışlarda 8.200, 8.350 ve 8.500 direnç seviyeleri olarak takip edilebilir.

Diğer yandan para politikalarındaki sıkılaştırıcı uygulamaların devam etmesi orta ve uzun vadede endeksi destekliyor. Her ne kadar reel pozitif faiz bölgesine geçiş, orta ve uzun vadede borsa için bir baskı unsuru olsa da makroekonomik dengelenme ve yabancı yatırımcı için TL varlıkların yeniden cazip hale gelmesiyle yükseliş trendi devam ettirilebilir. Böyle bir senaryoda BİST-100 endeksi için yıl sonu 9.500 seviyelerinin, 2024 yılsonunda ise 11.500-12.000 bandının ihtimal dâhilinde olduğunu söyleyebiliriz.

Güvenli liman varlıklarının başında gelen altın, kısa vadeli alternatif yatırım aracı olarak karşımıza çıkıyor. Gram altın için 1.750 TL kısa vadeli destek seviyesi olarak izlenebilir. Risk algısına bağlı olarak 1.850 TL seviyelerine yaklaşan gram altın fiyatlamaları görebiliriz. Orta ve uzun vadede ise değer kazanan doların etkisi ve jeopolitik risklerin ortadan kalktığı varsayımıyla ons altında aşağı yönlü baskılanmanın devam etmesi beklenebilir. Böyle bir durumda 1.650 seviyesinin altındaki fiyatlar gram altın için alım fırsatı olarak değerlendirilebilir. Yükselişlerde ise orta ve uzun vade için 2.100 seviyesi direnç olarak karşımıza çıkıyor.

DÖVİZ VE ALTINA DAYALI YATIRIM FONLARI TERCİH EDİLEBİLİR

Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Ceyhun Yavaş:

Endekste her ne kadar yeni zirveler test edilse de kredili pozisyonların yoğunluğu, artan yatırımcı sayısının büyük oranda 100 bin TL altı birikime sahip kişilerden oluşması, yükselen hisse fiyatlarının likiditeyi zayıflatması ve olumsuz haber akışıyla birlikte sert düzeltmelere neden oldu.  

Orta ve uzun vadede 7.400 ve 7.200, kısa vadede 7.500-7.700 seviyeleri ön plana çıkıyor. Yükselişler

de ise 7.900-8.000 ve 8.100 seviyeleri izlenebilir

Alternatif yatırım araçlarındaki duruma baktığımızda ise dolarda yataya yakın ılımlı, altında ise jeopolitik risklerden kaynaklanan yükseliş yönlü fiyatlanmaları takip ediyoruz. Her iki yatırım aracından ziyade bunlara dayalı yatırım fonları tercih edilebilir. Bunun yanı sıra orta vadede yatırımlar için eurobond tercih edilebilir. Tahvil ve özel sektör tahvillerde ise henüz getirilerin yeterli seviyelerde olmadığı görüşündeyiz.

YEREL SEÇİMİN ETKİLERİNİ SINIRLI TUTABİLİR

Yatırım Finansman Strateji ve Yatırım Danışmanlığı:

Küresel risk iştahı yükselen faizler ve jeopolitik risklerle gerilerken, majör borsalar da bir düzeltme sürecine girdi. Kısa vadede içeride BIST-100 endeksinde 8.500 bölgesinden kâr satışları izledik. Haftalık verilere göre bu satışlara yabancılar da eşlik etmiş görünüyor. Şimdi gözler üçüncü çeyrek finansallarında. Sonuçlar, endeksin yönüyle ilgili en net sinyallerden birini verecek.

Endekste yıl sonu hedefimizi 9.000-9.500 arasında belirlerken, 7.600-8.000’i alım aralığı olarak görüyoruz. Orta vadede jeopolitik riskler ve yaklaşan yerel seçimlerin yabancı ilgisini bir miktar azaltabileceğine dair endişelere rağmen KKM’nin sonlanmasına yönelik adımlar ve enflasyonist seyir borsanın cazibesini korumasına katkıda bulunabilir.

Böyle bir senaryoda 9.500-10.500 seviyelerinden bahsedebiliriz. Uzun vadede ise belirsizliklerin biraz daha azaldığı özellikle dezenflasyon sürecine ek olarak başta Fed olmak üzere küresel merkez bankalarının da faiz indirimine girmesinin piyasalar üzerindeki pozitif etkilerini takip edebileceğimiz yönündeki senaryomuzu koruyoruz.

Alternatif yatırım araçları, piyasa riskine kıyasla korunma amaçlı getiri ile tercih edilebilen araçlar olmakla birlikte; bu noktada enflasyon - getiri dengesi de baz alınarak alış ve satış seviyeleri ayarlanabilir. Altını ele aldığımızda son günlerde artan jeopolitik risklerin güvenli varlık niteliğindeki sarı metale olan talebi desteklediğini gözlemledik. Ons altın, 1.810 seviyesinden gelen tepki alımları ile kısa sürede yüzde 10,3 yükseliş göstererek 1.997 seviyesini test etti. Özellikle son zamanlarda yüksek seyreden ABD tahvil faizleri, Fed tarafında 2024 yılına kadar en az bir faiz artırımı daha yapılması yönündeki beklentiler ile dolar endeksindeki güçlü görünümün devam etmesi Ons altında yükselişi sınırlandıran temel unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Jeopolitik risklerin azalması durumunda oluşacak geri çekilmeler bu tarafta alım fırsatları olarak değerlendirilebilir. Öte yandan 2024 yılının ikinci yarısında küresel merkez bankalarının sıkılaştırma döngülerine son vermesi beklentisi hâkim görüş konumunda. Böyle bir durumda ise altındaki olası yükselişlerin satış fırsatı olarak değerlendirilebileceğini düşünüyoruz.