Türkiye'den Suriye'ye akın var ama tersine: İşte Türkiye'nin HTŞ raporu...
Türkiye’yi yönetenlerin Suriye’de etkili aktör olma çabaları devam ederken, HTŞ’nin (Heyet Tahrir el-Şam) bölgede giderek artan etkisi ve tehditleri dikkat çekiyor. Mahkeme kararları ve istihbarat raporları, örgütün kapsamlı faaliyetlerini ortaya koyuyor.
12punto
Suriye'de uzun yıllardır devam eden Esad rejimi sona erdi. Esad'ın devrilmesinin ardından bölgede hangi gücün etkin olacağı konuşuluyor. Bunun yanı sıra Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin kendi ülkelerine gidip gitmeyeceği merak ediliyor.
Gazeteci İsmail Saymaz, yazdığı son köşe yazısında Türkiye’den Suriye’ye yönelik devam eden yoğun hareketin Türkiye’den Suriye’ye yönelik hareketliliği olduğunu ifade etti.
İsmail Saymaz yazısında şu ifadelere yer verdi.
Türkiye’den Suriye’ye akın var.
Yanlış anlaşılmasın.
Suriyelilerin vuslatı değil bu.
Sığınmacılar başlarına ne geleceğini kestiremedikleri için temkinli davranıyorlar. Esad’tan sonra yalnızca 25 bin Suriyeli geri dönmüş.
Sınırdaki izdiham, Suriye’de şeriatçı bir iktidar kurulacağından heyecan duyan İslamcılardan kaynaklanıyor. Herhalde hiçbir Suriyeli, onlar kadar sevinmemiştir.
Sanırsın…
Emevi Camisi’inde namaz kılarken ve Kasiyun Tepesi’nde çay içerken fotoğraf çektirmeyen İslamcı’yı Türkiye’ye sokmuyorlar.
AK Partililer de geri kalmıyor.
En son Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam’a gitti.
‘Kravatlı mücahit’ Colani ile ortak basın toplantısı yaptı.
“Reis” diye hitap ettiği Colani ile Kasiyun’a çıkıp çay içtiler.
Türkiye’yi yönetenler Suriye’de aktör olmak için devletin HTŞ arşivini ve hafızasını yok sayıyor. En kapsamlı bilgiler leblebici M.’nin ceza aldığı Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında…
Devletin HTŞ hakkındaki istihbarat arşivi şöyle:
-HTŞ’nin amacı Esad’ı devirip El Kaide ideolojisine dayalı bir devlet kurmak.
-Üst düzey yönetici kadrosu Iraklı ve Suriyeli.
-Biatın hâkim olduğu gizli ve karmaşık bir teşkilatı var.
-El-Kaide’ye biat etmediğini açıklasa da felsefesi ve harekât tarzı El-Kaide ideolojisine dayanıyor.
-Suriye’de düşük yoğunluklu çatışmalar icra eden küçük hücre yapılanmalarına, hâkim oldukları alanlarda askeri birliklere sahip.
-İnsan gücünü üç kaynaktan alıyor. Bir: Suriyeli Sünni Araplar ile Libya, Tunus ve Suudi Arabistanlılar. İki: Devlet otoritesinin zayıf olduğu Afganistan, Kafkasya ve diğer Arap ülkelerinden gelenler. Üç: Avrupa’daki göçmen Müslümanlar.
-Silah ve mühimmat kaynağı; Irak silahlı kuvvetleri ve Suriye’de ganimet adı altında ele geçirilenlerden oluşuyor.
-Küresel ağdan faydalanarak elde ettiği paralar ile silah tedarik ediyor. Batılı devletlerin muhalifleri desteklemek için gönderdikleri silahları ele geçiriyorlar.
-8-10 bin arasında savaşçısı var.
-Askeri yapılanmasında 10 tugay, keşif ekibi ve keskin nişancı alayları yer alıyor.
-Saldırı kararları ‘Fethul Mubin Operasyon Odası’nda alınıyor. Bu merkezin amacı, silahlı gruplar arasında koordinasyon kurmak.
-İdlip’te askerlik şubeleri var.
TÜRKİYE'DE SAVAŞ İÇİN PARA TOPLUYOLAR
-Türkiye’de silah temini amacıyla para topluyorlar. Afganistan, Pakistan ve Suriye’de ölenlerin ailelerine maddi yardım sağlıyorlar. Dernek adıyla mescit oluşturuyorlar. Suriye’ye yasadışı yoldan geçmek isteyenlere aracılık ediyorlar.
İntihar eylemleri yaptılar
-HTŞ ılımlı muhalif görüntüsü vererek, kabul görülme arayışı içerisinde.
-Gelir kaynakları şeffaf değil. Fidye için insan kaçırmaktan ve tarihi eser kaçakçılığından gelir sağlandığı biliniyor.
-Din dışı gördüğü Hristiyanlar, Nusayriler ve diğer azınlıklara karşı da eylemlerde bulundu.
-Şehirlerde bombalı intihar saldırıları düzenlerken, kırsalda ise koordineli saldırılarla yerleşim yerlerine hâkim olmaya çalışıyor. Genellikle bomba yüklü araç patlatma, motosikletli canlı bomba ve el yapımı patlayıcı kullanıyor.
BİZİ TEHDİT GÖRÜYOR
-Ülkemizin dış politikada izlediği siyasetin uygun görülmediği ve İdlib’e yönelik politikamız konusunda bizi tehdit olarak değerlendirdikleri biliniyor.
-Suriye’de iç savaşın sürmesinde önemli bir faktör olmakla birlikte, kendisine bölgesel ve politik boşluk sağlama avantajını yaratmak için çatışmayı körüklüyor.
-El-Kaide ideolojisi benzeri istihbarat çalışmaları yürüttüğü, hücre tipi yapılanmaları ile eylemselliğini sürdürdüğü göz önünde bulundurulduğunda, bu durumun ülkemiz ve bölge ülkeleri açısından risk oluşturduğu değerlendiriliyor.
-HTŞ, bugün için ülkemiz açısından önemli ve ciddi bir tehdit olarak belirmektedir. DEAŞ eski gücünü kaybetmiştir. Böyle bir ortamda, sahip olduğu ekonomik imkânlar, insan ve silah kaynağı, ideolojisi ve bu ideolojiyi yaymak adına yaptığı propaganda faaliyetleri dikkate alındığında HTŞ’nin daha güçlü şekilde ortaya çıkabileceği öngörülüyor.
-Ülkemizde silahlı eylemi bulunmasa da taban kazanma ve eleman temini faaliyetlerini sosyal medyada ve internet aracılığı ile devam ettirmeleri, ülkemizde birçok vatandaşımızın ölmesine sebep terör saldırıları gerçekleştiren El Kaide ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle geçmişte yakın ilişkilerde bulunması, mensuplarının örgütler arasında geçiş sağlayabilmesi, aynı ideolojik kaynaklardan beslenmeleri, güç sahibi oldukları bölgelerde gerçekleştirmiş oldukları silahlı eylemler ile mahkeme kararları ve uluslararası kuruluşların ülkemizce de onaylanan kararları göz önünde bulundurulduğunda terör örgütü olduğu değerlendirilmektedir.