13 yaşındaki çocuğu istismar eden fail delillere rağmen serbest! “Yaşın büyüyünce evlendiririz, üst katı sana veririz”

13 yaşındaki çocuğa yönelik nitelikli cinsel istismar suçlamasıyla yargılanan fail M. Aras, delillere ve tanık beyanlarına rağmen hala tutuklanmadı. “Gelinimiz olursun, üst katı sana veririz, bilezik takarız” cümleleriyle kendi evlerinde tutarak çocuğu hürriyetinden yoksun bırakan sanığın aile üyelerinin yargılanması talebi de mahkemece reddedildi. Davanın avukatı Bülent Özdaman ise yaşananları 12Punto’ya anlattı ve “10 yıldır ceza avukatıyım, bu kadar açık bir dosyada ilk kez tutuklama kararı verilmediğine tanık oluyorum” diyerek yargı sürecine tepki gösterdi.

12punto

SİNEM NAZLI DEMİR

2024 yılında Bursa’dan İstanbul’a dayısının yanına gelerek fırında çalışmaya başlayan M.Aras aynı apartmandaki 13 yaşındaki bir çocukla tanışarak, 31 yaşında ve evli olmasına rağmen kendisini 20 yaşında bekar biri olarak tanıttı. Zaman içerisinde çocuk ile iletişim kurmaya çalışan ve evlerin yakınlığından faydalanan fail, çocuğa sosyal medya üzerinden mesaj atmaya başladı. Bir süre sonra çocuktan çıplak fotoğraflarını da isteyen fail, çocuğa onunla ilişki kurmak istediğini söyledi.

Fail bir gün “kulaklığımı aşağıya düşürdüm” bahanesiyle çocuğu da apartmanın aşağısına çağırdı. Çocuğu motoruna bindirip, arkadaşı E.Ç’nin evine götürdü. Bu evde, 13 yaşındaki çocuğa nitelikli cinsel istismarda bulundu. Fail, arkadaşının istismarı fark etmesi üzerine evi terk etti ve mağdurun telefonunu da arkadaşına vererek kırmasını istedi. Telefon kırıldığı için içerisindeki birçok delil de kayboldu.

İstismar suçunun işlendiği gün çocuğu alıp İstanbul’dan Bursa’ya annesinin ve ağabeyinin kaldığı eve götüren fail, burada da çocuğa istismarda bulundu. Failin aile üyelerinin bu durumu yalanlamasına rağmen çocuğun eve götürüldüğü süreç, HTS kayıtları ile ortaya çıktı.

''DEDİĞİMİZ GİBİ İFADE VERMEZSEN SENİ YURDA VERİRLER''

Çocuğun kaçırılıp istismara maruz bırakıldığı süreçte çocuğun ailesi polise gitti ve bu sırada fail M. Aras’ın İstanbul’daki dayısı da faile ulaşmaya çalıştı. Failin ağabeyi F. Aras korkup dayısını arayarak çocuğu gelip almalarını söyledi ve dayı E. Kara bu durumu polislere haber verdi. Çocuk, durumun haber verildiği kolluk kuvvetleri tarafından ailesine teslim edildikten sonra ailenin şikayeti ile soruşturma süreci başladı.

13 yaşındaki kız çocuğu, Çocuk İzlem Merkezi’nde ve ifadesinin alındığı süreçte, maruz bırakıldığı istismarın yaşandığı gün, kendisine ertesi gün hapı içirildiğini, sanığın annesi B. Aras’ın ve ağabeyi F. Aras’ın ona “üst katı sana veririz, gelinimiz olursun, yaşın büyüyünce de evlendiririz, dediğimiz gibi ifade vermezsen seni yurda verirler ve aileler birbirini öldürür” diyerek kollarına altın taktıklarını anlattı.

SOSYAL MEDYA MESAJLARI KANIT OLDU: 'KÜÇÜK OLDUĞUNU BİLMİYORDUM''

İddianame dosyasına yansıyan kanıtlarda da failin çocuğa sosyal medya üzerinden şu cümleleri yazdığı aktarıldı: “Ben senin bu kadar küçük olduğunu bilmiyordum haberim yoktu geç farkettim anlamıyor musun suç bana mı kaldı yani bugün beni mi suçlayacan''  ''kız sen nasıl 13 yaşındasın anlamadım olgun görünüyorsun'' ''vala bu kadar küçük yaşın olduğunu bilmiyordum kimlikte yanlış olmasın''

Ayrıca mahkemeye çocuğun Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı’ndan alınan biyolojik bulgu raporu sunuldu. Bu raporda, çocuğun istismara maruz bırakıldıktan sonra vücudunda sanığa aile bulgu olduğu belirtildi.

Mesajlaşma ve yargıya sunulan raporlar da göz önünde bulundurulunca, savcılığın hazırladığı iddianamede, “Şüphelinin, mağdurun yaşını 18 olarak bildiği savunmasına itibar edilmediği” gerekçesiyle fail hakkında “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı” suçlarından cezalandırılması talep edildi.

USULEN YANLIŞ KANUN MADDESİYLE TUTUKLAMA TALEP EDİLDİ: ''BANA İŞİMİ ÖĞRETMEYİN''

13 Mayıs 2025’te Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada savunma yapan fail, suçlamaları reddetti ve çocuk istediği için çocukla konuşmaya devam ettiği iddiasında bulundu:

“Bana karşı ilgisi vardı. Ben evli olduğum için oralı olmadım. Bana ulaşınca kırılmaması için konuşmaya devam ettim. Onu arkadaşımın evine götürmeye mecbur kaldım. Ben istemememe rağmen onunla olmaya mecbur kaldım. Yaşının büyük olduğunu düşündüm. Hamile kalmasından korktuğum için eczaneden hap aldım. Eşim de hamileydi o dönemde.”

Bu sırada Marmara Üniversitesi Eğitim Ve Araştirma Hastanesi, Çocuk Ruh Sağliği Ve Hastaliklari Ana Bilim Dali Psikolojik Değerlendirme Raporu’na göre çocuğun travma yaşadığı sabitlenmiş oldu. Ancak ilk duruşma sonrası savcı usulen yanlış kanun maddesinden tutuklama talep ettiği için fail tutuklanmadı. Çocuğun ailesi ve avukatı da savcıya yönelik “doğru kanun maddesiyle tekrar talep edin lütfen” dediğinde savcıdan “bana işimi öğretmeyin” yanıtını aldı.7 Temmuz’da gerçekleşen ikinci duruşmada da mahkemeye yeni başkan atandı. Ancak çocuğun ve ailesinin avukatı, mahkeme başkanının tarafsız olmadığını düşündüğü gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulundu.

ÇOCUĞUN AVUKATINDAN SANIĞA: ''MAĞDURU KORKTUĞU ZAMAN TEHDİT ETTİN Mİ?''

Mahkeme ayrıca, ikinci duruşmada İstanbul 2 Nolu Barosu’nun davaya müdahil olma talebini “doğrudan zarar görülmediği” gerekçesiyle reddetti.

Sanığın tutuksuz yargılandığı bu süreçte, çocuğun avukatı Bülent Özdaman sanığın bir an önce yakalanarak tutuklu yargılanması için mahkemeye, sanığa sorulmak üzere aşağıdaki soruları yöneltti:

“İstanbul’da arkadaşın E.'nin evine mağdur B.'yi götürdükten, kendisine cinsel istismar eyleminde bulunduktan sonra neden oradan da Bursa’ya ailenin yanına götürdün?”

“Mağdur korktuğunda ve cinsel ilişkiyi istemediğinde mağduru arkadaşının evinde olduğunuz için tehdit ettin mi?”

“Mağduru mesajlar, görüntüler ile ailesine söylemekle tehdit ettin mi?”

DELİLLER AÇIK, TANIKLAR NET, ÇOCUĞUN İFADESİ TUTARLI AMA MAHKEME HALA TUTUKLAMA KARARI VERMEDİ'' 

Dava sürecini ve yaşanan ihmalleri 12Punto’ya anlatan çocuğun ve ailesinin avukatı Bülent Özdaman, failin çocuğa, dosya iddianame aşamasındayken mesaj atmaya devam ettiğini belirtti:

“Sanığın mağdura iddianame aşamasında, yani olaydan sonra bile mesajlar attığını görüyoruz. Tanıkların ifadeleri ve ses kayıtları da mevcut. Mahkeme sanığın duruşmalara katılması, delillerin toplanması ve bundan sonra delil karartma şüphesi olmaması gerekçesiyle sanığı tutuklamıyor. Bu hukuken yanlış bir karardır. Çünkü nitelikli cinsel istismar dosyalarında, birden fazla kez istismar eylemi gerçekleşmişse 16 yılda az ceza verilmiyor. Yani yüksek bir ceza. Mahkûmiyet alma ihtimali kuvvetle muhtemel ve bu nedenle tutuksuz yargılanması ölçüsüzdür.”

''YAŞTA HATA HÜKÜMLERİ UYGULANAMAZ, TUTUKSUZ YARGILANMASI FECAATTİR''

Özdaman, M. Aras’ın “çocuğun yaşını bilmediğine” dair yaptığı savunmaya da yanıt verdi. M. Aras’ın, 13 yaşındaki kız çocuğunu yetişkin sanabileceği somut bir durumun oluşmadığının ve bu nedenle bu savunmaya itibar edilemeyeceğinin altını çizdi:

“Sanık istismar eylemini kabul etmekte ancak mağdurun yaşında yanıldığını, hataya düştüğünü söylemekte. Ancak Yargıtay kararları ve mevzuat açısından hata hükümlerinin uygulanması mümkün değil. Zira mağdur hastanede doğmuş, fiziksel görünümü ile yaşı uyumlu, talimat mahkemesi hakimi ve tüm tanıklar mağdurun yaşının 13 yaşında göründüğünü söylemekte. Sanık da dosyaya mağdurun kendisini yaşı büyük olarak tanıttığına dair herhangi bir mesaj veya başka delil de sunamamıştır. Dolayısıyla “yaşta hata hükümleri” uygulamadığında istismar ve diğer eylemler bakımından çok yüksek cezalar alacağı neredeyse kesin olan birinin tutuksuz yargılanması hukuken fecaattir, toplumsal olarak da vicdanları yaralayan ve infiale sebebiyet verecek bir karardır.”

ÜÇÜNCÜ DURUŞMA 14 EKİM'DE, AİLE KAMUOYU DESTEĞİ BEKLİYOR 

Üçüncü duruşmada failin tutuklanmasını ümit ettiklerini belirten Özdaman, çocuğun psikolojik tedavisinin devam ettiğini belirtti ve konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:

“Duruşmada sanığın öz dayısı olan tanık E. Kara dahi duruşmada sanığın daha önce 16 yaşında bir çocuğa istismar eyleminde bulunduğunu ve ailelerin araya girerek bu durumu kapattığını ve şikayetçi olunmadığını söyledi. Ben 10 yıldır ceza avukatlığı yapıyorum, ilk kez bu kadar somut delile rağmen bir istismar dosyasında sanığın tutuksuz yargılandığına şahit oluyorum. Deliller açık, tanıklar net, çocuğun ifadesi tutarlı ama mahkeme hâlâ tutuklama kararı vermedi.”

Davanın üçüncü duruşması 14 Ekim 2025’te görülecek. Duruşmada sanığı ve çocuğu Bursa’ya götüren taksi şoförü dinlenecek. 13 yaşındaki çocuğun psikolojik tedavisi ise devam ediyor.

 

Fotoğraf: Hale Güzin Kızılaslan