Ahmet Taner Kışlalı ölümünün 24. yılında anıldı
Evinin önünde park halindeki arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 21 Ekim 1999'da hayatını kaybeden gazeteci-yazar Ahmet Taner Kışlalı, ailesi ve sevenleri tarafından anıldı. Anma programına siyasiler, gazeteciler ve STK'lar katıldı.
AA
Evinin önünde park halindeki arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 21 Ekim 1999'da yaşamını yitiren gazeteci-yazar Ahmet Taner Kışlalı, ailesi ve sevenleri tarafından anıldı.
Kışlalı'nın hayatını kaybettiği yerde, Atatürkçü Düşünce Derneğince (ADD) gerçekleştirilen anma programına, eşi Nilüfer Kışlalı'nın yanı sıra siyasiler, gazeteciler, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende konuşan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Kışlalı'nın bilim insanı, siyasetçi, eğitimci, aydın, gazeteci, eş, baba ve yurttaş olarak sahip olduğu tüm sıfatların hakkını veren, örnek ve önde giden bir insan olduğunu söyledi.
Kışlalı'nın Atatürkçü düşüncenin ve cumhuriyet değerlerinin yılmaz savunucusu olduğunu ifade eden Nazlıaka, "Laik, demokratik ve aydınlık bir Türkiye mücadelesinin en ön safında yer aldığı için hain bir saldırı sonucu onu yitirdik. Onu öldürdüğünü düşünenler yanıldı. O, demokrasi aşığı bir hak savunucusuydu. Fikirleri ve örnek kişiliğiyle her daim ışık tutmaya devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kışlalı'nın, demokrasinin temel ögelerini "özgürlük, seçim ve bağımsız yargı" şeklinde sıraladığını belirten Nazlıaka, gelinen noktada bu ögelerin büyük bir saldırı altında olduğunu iddia etti.
Nazlıaka, şunları kaydetti:
"Adaleti mumla aradığımız AKP iktidarı özgürlükleri, adil seçim koşullarını ve bağımsız yargıyı resmen rafa kaldırdı. Giderek daha da kutuplaştırılarak, ayrıştırılarak ve muhalif olduğumuz için baskı altına alınarak yönetiliyoruz. Mayıs ayında kazanacağımıza çok inandığımız bir seçim geçirdik. Dublaj, montaj videolarla, eşitsiz koşullarda yarıştığımız bir seçim gerçekleşti. Umudumuz o kadar yüksekti ki sonuçlar her birimizde bir hayal kırıklığı yarattı. Bir toplumsal travma yaşanıldı."
"Peki ne yapacağız?" diye soran Nazlıaka, Kışlalı'nın, bir köşe yazısında örgütlenmenin ve mücadelenin önemine vurgu yaptığı, "Herkesin kendi koşulları içerisinde yapabileceği çok şey var. Kimimizin parası, kiminin enerjisi, kiminin bilgisi, kiminin becerisi, kiminin zamanı var. Yeter ki bunlar bir araya gelebilsin, birleşsin." ifadelerini anımsattı.
ADD Başkan Yardımcısı Sefa Yenice ise 1990'lı yılların, Atatürkçülere yönelik cinayetlerin yaşandığı yıllar olduğunu dile getirerek, "Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve diğerleri. Bu cinayetlerde amaç neydi, düşünmeliyiz. Hocamız 'Bir din devleti kurmak isteyenlerin önünde en büyük engel Kemalizmdir, Türkiye'yi etnik kökenlerine göre parçalamak isteyenlerin önünde en büyük engel Kemalizmdir.' diyordu. Tüm Kemalistler için cumhuriyet bir iddiadır. Bugün de bu iddiamızın peşindeyiz, takipçiyiz, sahibiyiz." diye konuştu.
Kışlalı, evinin önündeki programın ardından Ahmet Taner Kışlalı Parkı'nda da anıldı, parktaki heykelin önüne çelenk bırakıldı.