Babacan'dan, Bahçeli'nin Öcalan açıklamaları üzerinden 'helal değildir' çıkışı: Seçimler ve terör olayları üzerinden

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 2. Olağan Büyük Kongre’de seçilen Genel Merkez Kurul Üyeleri toplantısının açılışında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

12punto

Konuşmasında Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına ve Yenidoğan Çetesi'ne değinen Babacan şunları söyledi:

“KAYBEDECEK TEK BİR SAATİMİZ BİLE YOK"

“Çok net bir şekilde, üstüne basa basa söylüyorum, iktidara sesleniyorum: Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli; kaybedecek tek bir günümüz, tek bir saatimiz bile yok. Türkiye’yi onlarca yıl çektiği bu sorundan kurtarın. Türkiye’yi, anaların ağlamadığı, genç yaşta evlatların toprağa girmediği bir ülke yapmak için gereğini yapın. Ha siz yapmazsanız, yapamazsınız biz bunu yapmaya hazırız! Ve iktidara gelir gelmez kolları sıvayıp çalışmaya başlayacağız. Diyarbakır’dan uzanan eli İzmir’de tutmak, Hakkari’de yakılan bir ağıda Sakarya’da gözyaşı dökmek, Uşak’ta ağlayan bir anneye Şırnak’ta derman olmak mümkün. Türkiye’yi doğusuyla batısıyla bir kılacak, birlik kılacak anahtar hepimizin elinde. Bu olacak… Er geç olacak… Bunun olması için biz tüm varlığımızı, bedenimizi ortaya koymaya hazırız."

“ÖNÜMÜZDE İKİ SEÇENEK VAR”

“Türkiye yeni bir yol ayrımıyla karşı karşıya. Önümüzde iki seçenek var: Ya eski sorunlarla, eski siyasetin açmış olduğu yaralarla devam edeceğiz ya da Cumhuriyet’in 102. yılında kendimize yeni bir yol seçeceğiz. Ya onlarca yıllık meseleleri tekrar tekrar tartışacak, tüm enerjimizi buna harcayacağız ya da akla ve sağduyuya güvenecek, eskinin sorunlarından azade yeni bir Türkiye için çalışacağız. Ya tedirgin bir biçimde arkamıza bakarak yürüyeceğiz ya da özgüvenle, daima ileriye bakarak yarınlara yürüyeceğiz.”

"SİLAHLI MÜCADELE YETERLİ DEĞİLDİR"

“Bunca yıl hep ilkelerimizle ve siyasi ahlak anlayışımızla hareket ettik. İnanmadığımız hiçbir şeyi söylemedik, bugün söylediğimizi yarın inkâr etmedik. Ne dediysek kayıt altına aldık, yazdık, plan program oluşturduk. Gittiğimiz her yerde söyledik, her zaman söyledik. Tekrar ediyorum ve buradan hükûmete sesleniyorum. Terörle mücadele kapsamlı bir yaklaşımla yapıldığı zaman başarılı olur ve hedefine ulaşır. Silahlı bir örgütle mücadele, mutlaka silahlı güçlerle yapılır. Ancak yalnızca silahla olmayacağını da hep söyledik, söylüyoruz. Silahlı mücadele örgütün varlığını ortadan kaldırmak için yeterli değildir."

"SAYIN ERDOĞAN, ORTAĞININ SÖZLERİNE AÇIKLIK GETİRMELİDİR"

 “1 Ekim’den bu yana söylenenler, yapılanlar bir samimiyet testinden geçmemiştir. İktidarın yaptığı, sadece ve sadece Meclis'te 360 veya 400 sayılarını yakalamaya dönük bir taktik midir bilmiyoruz. Bahçeli’nin sarfettiği sözlerin arkasında, devlet kurumlarının çalıştığı bir strateji var mıdır bilmiyoruz. Ve güvenmiyoruz. Bu kadar yalpa, bu kadar büyük bir U dönüşü… Bunlar bizde güven oluşturmuyor. Üstelik, eğer çözüm için gerçek bir çaba ortaya konacaksa, bunun toplumumuzun sinir uçlarına dokunarak yapılamayacağını en iyi bilmesi gereken iktidarın kendisidir. Madem çözüm yeri Meclis'tir, Cumhur ittifakı gelip Mecliste Bahçeli’nin sözleriyle ne kastettiğini açıklamalıdır. Sayın Erdoğan, ortağının sözlerine açıklık getirmelidir.”

"MONTAJ VİDEOLARLA SEÇİM KAZANDILAR, HELAL DEĞİLDİR"

Babacan, “Hatırlayalım: 2023 genel seçimlerine giderken Sayın Bahçeli neler neler söyledi. HDP yedinci ortaktır demedi mi? Bunlar teröristlerle beraber demedi mi? Sayın Erdoğan miting meydanlarında montaj videolar, ‘fake’ videolar göstermedi mi? Aldattılar… Sadece faiz, kur, enflasyonla değil… Evet, aldattılar… Bunlar teröristlerle beraber dediler, aldattılar. Montaj videolarla aldattılar. Onun için diyorum ki 2023 seçimlerinde aldıkları yüzde 52, milletimizi aldatarak aldıkları bir sonuçtur. Helal değildir! Seçimi Cumhur İttifakı kazanmıştır ancak helalinden kazanmamıştır. Aldatarak kazanmıştır” dedi.

"ŞEHİTLERİMİZE RAHMET DİLİYORUM"

TUSAŞ tesislerine düzenlenen terör saldırısının her yönüyle araştırılması gerektiğini vurgulayan Babacan, “Dün Ankara’da, Başkentimizde, üstelik gündüz saatlerinde hain bir terör eylemi gerçekleştirildi. Savunma sanayimizin en önemli kuruluşlarından biri olan TUSAŞ tesisleri hedef alındı. Üstelik Sayın Bahçeli’nin, terörle örgütüyle ilgili herkesi şaşırtan, hayretlere düşüren o sözleri sarfetmesinden tam bir gün sonra bu olay gerçekleşti. Her yönüyle araştırılması gereken, pek çok karanlık yönü bulunan bu terör eylemini nefretle lanetliyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum; ailelerine, yakınlarına ve tüm savunma sanayi camiamıza başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza, acil şifalar temenni ediyorum. Dünkü terör eylemiyle ilgili, olası istihbarat ve güvenlik zaafiyetlerinin üzerine kararlılıkla gidilmesi, benzer eylemlerin bir daha tekrar etmemesi için her türlü önlemin alınması için buradan hükûmete bir kez daha çağrıda bulunuyorum” diye konuştu.

"TERÖRLE MÜCADELE AYRI, DEMOKRATİKLEŞME ÇABALARI AYRIDIR"

“Şunun altını da özellikle çizmek isterim ki ülkemizin demokratikleşme çabalarının terörle mücadeleden ayrı, bağımsız bir hatta yürümesi gerekir. Bizim kendi vatandaşlarımızın, temel hak ve özgürlükleriyle ilgili yapılması gereken ne varsa hemen, derhal uygulanmalıdır. Hak ve özgürlükler, hiçbir şekilde pazarlığa konu edilmemelidir.”

"PKK OLDUĞU SÜRECE NORMALLEŞMEKTEN BAHSETMEK MÜMKÜN OLMAYACAKTIR"

"Terörün kök sebeplerine inmek gerekiyor. Örgütü yalnızlaştırmak gerekiyor. Bölge ülkeleriyle, Rusya ve ABD ile açık açık yüzleşmek gerekiyor. Hükûmetin ‘Siz Suriye’de Irak’ta iç barış istiyor musunuz, kaçak güreşmeyin’ demesi gerekiyor. Bu ülkelere bunlar anlatılmalıdır. PKK anakronik bir yapıdır; PKK’nın bugünün bölge gerçekleriyle örtüşmeyen bir yapı olduğunu, barış ve istikrarın önündeki en önemli biri olduğu anlatılmalıdır. PKK olduğu sürece ne Irak’ta ne Suriye’de normalleşmekten bahsetmek mümkün olacaktır.”

"ÜLKEMİZ ÇETELERLE ANILIYOR"

Yenidoğan çetesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Babacan, “Türkiye için hep şu söylenir: Üç tarafı denizlerle çevrili, doğal güzelikleriyle meşhur bir ülke. Denizleri, ovaları, dağlarıyla ünlü bir ülke. Antik kentleriyle, coğrafyasıyla değerli bir ülke. Fakat öyle bir noktaya geldik ki ülkemiz artık doğa güzellikleriyle değil, çeteleriyle gündemde. Kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına her yer çete. Sokaklar çete, mahalleler çete, esnafın dükkan açtığı çarşılar, pazar yerleri çete. Son dönemde, bu çetelere bir yenisi daha eklendi. Birçoğunuz gibi benim de insanlığımdan utanarak okuduğu o haberlerden, Yenidoğan Çetesi’nden bahsediyorum… Öyle bir çete düşünün ki henüz bir günlük, iki günlük sağlıklı bebekleri annelerinin kollarından çekip alıyor, para uğruna bebekleri tıbbi işkencelere maruz bırakıyor. Öyle bir çete düşünün ki işkenceye maruz kalan bebekler yaşamış mı ölmüş mü umurlarında değil… Ölmek üzere olan yavrularımızdan, eşyadan daha değersizlermiş gibi bahsediyorlar… Çıkarları uğruna savcılarımızı tehdit etmekten dahi çekinmeyen, belli ki birilerine güvenen, gücünü birilerinden alan bir çete bu” ifadelerini kullandı.

"ANNELERİN BEDDUALARI, GİYİLMEMİŞ PATİKLER SİZİN ESERİNİZ"

Hükûmet uygulamalarının toplumsal çürümeye ve ahlaki çöküşe yol açtığına işaret eden Babacan, “Bu kötülüğe toplumsal çürüme diyebiliriz, ahlaki çöküş diyebiliriz. Ancak bu çürümeden bahsederken başımıza gelmiş bir musibetten, bir doğal afetten söz eder gibi söz edemeyiz. Neden ve sonuçlarını masaya yatırmadan, bu çürümüşlüğü yaratanlardan söz açmadan, bilhassa sorumlulardan, göz yumanlardan söz etmeden söylediklerimiz eksik olur, hatalı olur… Evet, onlara sesleniyorum! Kamuya insanları torpille yerleştirenler! Tanıdığı olmayanı haksız mülakatlarla eleyenler! Bu ahlaki çöküşün önünü açanlar! Evet, sizden bahsediyorum. Bu çürümüşlük sizin eseriniz… Adrese teslim ihale dağıtanlar! Haram yemeyi meşrulaştıranlar! Bu çürümüşlük sizin eseriniz… Devleti çıkar sağlanacak, sömürülecek bir yer olarak görenler! En küçük ilçedeki belediyeden büyükşehirlere, haksız rant peşinde koşanlar! Bu çürümüşlük sizin eseriniz… Siz önemsemediğiniz günahlarınızla, daha büyük günahların önünü açtınız. Minicik yavrusuna sarılamadan toprağa veren annelerin bedduaları, babaların feryatları, evlerde boş duran beşikler, giyilmemiş patikler, hepsi sizin eseriniz, önünü açtıklarınızın eseri” diye konuştu.