Bakan Tunç: Türkiye'de herkes düşüncesini özgürce ifade edebilir
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Türkiye'de herkes düşüncesini özgürce ifade edebilir. Tabii düşünce ve ifade özgürlüğünün, demokratik hukuk devletlerinde de bir sınırı vardır. O sınır da bir başkasının özgürlüğüdür." dedi.
AA
Bakan Tunç, Bolu'daki temasları kapsamında Adliye ve Baro ziyaretinin ardından AK Parti Bolu İl Başkanlığına geçti.
İl Başkanı Suat Güner ile makamında görüşen Tunç, partililerle de bir araya geldi.
Ziyarette konuşan Tunç, Bakanlığın Bolu'da hayata geçirdiği ve devam eden yatırımlarından bahsederek, vatandaşların yargı hizmetlerinden memnuniyetini en üst noktaya çıkarmak için çalışmalarını hızlandırarak sürdürdüklerini söyledi.
Tunç, AKP'nin 22 yıllık iktidarında Türkiye'nin çok önemli eserlere kavuştuğunu dile getirerek, bunun yanı sıra temel hak ve özgürlükler alanında da önemli ilerlemeler sağladıklarını, demokrasinin standardını yükselttiklerini kaydetti.
Türkiye'nin demokrasi yolunda ilerleyişini hızlı bir şekilde sürdürdüğünü vurgulayan Tunç, "Milletimiz için ne yapsak azdır. İnşallah bu kutlu mücadeleye, Türkiye Yüzyılı'nın inşası mücadelesine hız kesmeden devam edeceğiz." dedi.
Bakan Tunç, Türkiye'de hala düşünce ve ifade özgürlüğüyle ilgili kısıtlamalar olduğunu söyleyenlerin bulunduğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Kesinlikle böyle bir durum söz konusu olamaz. Türkiye'de herkes düşüncesini özgürce ifade edebilir. Tabii düşünce ve ifade özgürlüğünün, demokratik hukuk devletlerinde de bir sınırı vardır. O sınır da bir başkasının özgürlüğüdür. Temel insan haklarına aykırı bir düşünceyi, bir şiddeti, terörü teşvik yönünde yazı yazarsanız, düşünce açıklarsanız, dünyanın her yerinde demokratik, hukuk devletlerinde bunlara müsamaha edilmez. Temel hak ve özgürlüklerin kanunlar, Anayasa ve hukuk çerçevesinde alabildiğine genişlediği bir ortamı oluşturduk."
"DAVAYA BİZ DE MÜDAHİL OLUYORUZ"
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dış politikada hakkaniyetli, adaletli ve dirayetli tutumuyla hep mazlumun yanında olduklarını vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:
"Dünya 5'ten büyüktür demeye devam ediyoruz. Bugün Filistin'de, Gazze'de insanlık dramı yaşanıyor. Uluslararası kuruluşlar etkisiz. 16 bin çocuk öldürüldü. 10 bine yakın kadın şehit edildi. 36 bin insan, Filistinli, sivil insanlar soykırıma uğradı. Hala soykırım devam ediyor ama o soykırımı durdurmakla görevli olan uluslararası hukuk, uluslararası mahkemeler ve uluslararası kuruluşlar maalesef işlemiyor.
Bunu başından beri Sayın Cumhurbaşkanı'mız hep söylüyor. Birleşmiş Milletler kürsüsüne çıktığında 'Dünya 5'ten büyüktür' derken işte bunu kastediyor. Uluslararası sistemin bir revizyona tabi tutulması gerektiğini hep dile getiriyoruz. Uluslararası Adalet Divanı var, Birleşmiş Milletlerin yargı organı.
Güney Afrika'nın girişimiyle bir dava başladı soykırımın önlenmesi sözleşmesinden kaynaklanan ve İsrail'in bu sözleşmeyi ihlal ettiği gerekçesiyle başlayan davaya biz de müdahil oluyoruz şimdi. O kararı aldık Dışişleri Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız birlikte ortak çalışıyoruz ve müdahil oluyoruz."
Tunç, orada alınan tedbir kararlarının Güvenlik Konseyi tarafından uygulanması gerektiğini ama 5 üyeden 1'i "hayır" dediğinde kararın geçersiz olduğunu belirterek, "Uluslararası Ceza Mahkemesi var bir de. Bu da soykırım yapan kişileri yargılamakla görevli. Suç duyurularında bulunduk. Türkiye'den bütün sivil toplum kuruluşları, barolarımız yüzlerce dilekçe gitti. Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısının başlattığı bir soruşturma 7 Ekim'den önce de var, 7 Ekim'den sonra da var ama maalesef bir davaya dönüşemedi.
Yani savcı, soykırım suçu nedeniyle o suçu işleyen katiller hakkında bir dava açamadı. Yakalamaya yönelik, tutuklamaya yönelik yakalama kararı talep etti ama bu talep maalesef henüz karşılanmadı ve 'Niye talep ettin?' diye Amerika Birleşik Devletleri şimdi Uluslararası Ceza Mahkemesinin Başsavcısını suçlamaya kalkışıyor." diye konuştu.
Böyle adil olmayan bir dünya düzeninde adaleti savunmaya devam edeceklerinin altını çizen Tunç, "Mazlumun hakkını savunmaya devam edeceğiz. Çocuk hakları diye bas bas bağıran, kadın hakları diye konuşan o uluslararası kuruluşların nasıl ikiyüzlü davrandığı, İsrail'in çocuk katliamlarını görmezden geldikleri şu ortamda bütün dünya tarafından da görülmüş oldu. Türkiye olarak oradaki akan kanın durdurulmasıyla ilgili gayretimizi sürdürmeye, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde her platformda onları savunmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"YILLARCA SÜREN DAVALAR OLMAYACAK ÜLKEMİZDE"
Bakan Tunç, önlerinde seçimsiz geçecek 4 yıllık bir süre olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Pandeminin etkisi ekonomimize olumsuz oldu. Çevremizdeki savaşlar, Rusya-Ukrayna savaşı, güneyimizdeki gelişmeler, bölgemizdeki gelişmeler tabii ki ekonomiyi olumsuz etkiledi. Şimdi toparlanma sürecindeyiz. İnşallah halkımızın da alım gücünü artıracak çalışmaları, ekonomi yönetimimiz, birer birer ortaya koyuyor."
Tunç, salgının etkilediği ve dış gelişmelerden kaynaklanan birtakım sebeplerle enflasyondaki yükselişi yakın zamanda durdurarak yine tek haneli enflasyon rakamlarına getirerek halkın alım gücünü, memurundan emeklisine, işçisine varıncaya kadar artırmanın gayretinde olacaklarını vurguladı.
Bakanlığın uhdesinde adaletin tecellisinin gecikmeden sağlanması alanında aldıkları tedbirler olduğunu, bunların da bir kısmını devreye koyduklarını anlatan Tunç, şunları dile getirdi:
"Bunların önümüzdeki süreçte nasıl sonuç verdiğini hep beraber göreceğiz. Öyle yıllarca süren davalar olmayacak ülkemizde. Hızlı yargılama, etkin yargılama ama adaletin tecelli ettiği, en önemlisi de o. Haklıya hakkını daha çabuk verecek olan bir yargılama sistemi. Çok şeyler yapıldı 22 yılda. Özellikle hukuk reformu, yargı reformu strateji belgeleri çerçevesinde. Şimdi o hızı daha da artırarak vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden memnuniyetini de en üst noktaya taşıyacağız."
Tunç, vatandaşla iç içe olan teşkilatlar sayesinde 2028'deki seçimlerin galibinin, tartışmasız AK Parti olacağını sözlerine ekledi.