Bebek katilleri hesap veriyor: Yenidoğan Çetesi’nin bugün başlayan duruşması gergin geçti
İstanbul'da yenidoğan bebekleri özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek haksız kazanç sağlayanlarla ilgili duruşma bugün başladı. 22'si tutuklu 47 sanığın bugün ilk kez hakim karşısına çıktığı duruşmanın ilk günü sona erdi. Duruşmanın ikinci günü yarın saat 10'da başlayacak.
Nagihan Yılkın
Nagihan YILKIN 12punto.com.tr
İstanbul'da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.
DURUŞMA SALONUNA KİMSE ALINMADI
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşma salonuna, sanık avukatları dışında kimse alınmadı.
12punto Bakırköy Adliyesi'nde görülecek "yenidoğan çetesi" davasını takip ediyor. Duruşma henüz başlamadı.
— 12punto (@12puntocomtr) November 18, 2024
Duruşma salonuna, sanık avukatları dışında kimse alınmadı.
Mağdur aileler ve içeriye alınmayan avukatlar mahkeme salonu önünde itirazlarını sürdürüyor!
Haber: Nagihan… pic.twitter.com/ofMkriY5Qb
Bakırköy Adliyesi’de görülecek ‘yenidoğan çetesi’ davası henüz başlamadı. İçeriye sanık avukatları dışında alınan olmadı. Mağdur aileler, içeriye alınmayan avukatlar mahkeme salonu önünde itirazlarını sürdürdü.
12punto "yenidoğan çetesi" davası için Bakırköy Adliyesi'nde
— 12punto (@12puntocomtr) November 18, 2024
Duruşma salonuna "Çocuğum öldü" diyen anneler içeri alınmıyor.
Anneler “Bizi almanız için sizin de mi çocuğunuz ölmesi gerekiyor” diyerek göz yaşları içinde isyan ediyor.
Haber: Nagihan Yılkın (@nagihanyilkin) pic.twitter.com/K6xxEFZikW
Mağdur anne “Benim bebeğimi öldürdüler, mağdur anneler olarak izlemek istiyoruz” diyerek isyan etti.
Yenidoğan çetesinin mağduru anneler içeriye alınmıyor. Anneler ''Bizi almanız için sizin de mi çocuğunuz ölmesi gerekiyor” diyerek göz yaşları içinde isyan ediyor.
Mağdur anneler mahkeme kapısı önünde saatlerce bekletildi.
Saat 11.50 itibarıyla duruşmaya katılan baro başkanları isimlerini okudu. Davada İstanbul, Muğla, Tekirdağ Diyarbakır,Bursa, Hakkari, Denizli, Mardin, Van, Kocaeli, Denizli, Ankara, Kırklareli, Eskişehir, Sakarya, Çanakkale Barosu Başkanları ve temsilcileri bulunuyor.
Davada kimlik tespiti yapıldı. Saat 12.10 sularında Fırat Sarı Kimlik tespiti için duruşmaya geldi.
Mağdur aileleri duruşmanın başlamasından 45 dakika sonra Fırat Sarı’nın kimlik tespitinden ardından içeri alındı.
Yenidoğan çetesi davasında mahkeme salonu önünde bekleyen avukatlar dilekçelerine rağmen keyfi bir kararla içeri alınmadıklarını belirtiyor.
Mahkeme Başkanı dosyaya gelen belgelerin okunduğunu belirtti. Avukat Ömer Kavili ise belgeleri okumadan tutanak tutuyorsunuz diyerek tepki gösterdi.
MAHKEME BAŞKANI AVUKAT KAVİLİ'Yİ DIŞARI ATTI
Ömer Kavili, 'Usule aykırı tutanak tutuyorsunuz. Mahkeme salonu hiçbir şey duymuyor. Kanunsuzlar. Yargılama bitmiştir. İktidarın yargısısınız. AKP döneminde böyle, öğreneceksiniz kanunları' dedi.
Mahkeme başkanı, Kavili’yi sözleri sonrası dışarı attırdı.
Yaşanan gelişmenin ardından Mahkeme başkanı 'seyircilerden izin istemeden konuşan olursa salon dışına çıkarttırırım.' dedi.
Mahkeme başkanı salonun arka sırasında yer alan asil olan davacı aileleri ön tarafa çağırdı.
AVUKATLAR İÇERİ ALINMAYA BAŞLANDI
Duruşmada dışarda kalan avukatlar da içeri alınmaya başlandı.
Usule ilişkin kendisine soru sorulan Mahkeme Başkanı "Duruşmaya mesai saatimizden sonra da devam edeceğiz. 21.00'e kadar sürer" dedi.
Avukatlar: 1 saattir bekliyoruz, neden bekliyoruz ses gelmiyor.
DAVAYA ARA VERİLDİ
Yenidoğan çetesi davasına 45 dakika ara verildi.
Ara bitti.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan konuşuyor.
Sağkan’ın ardından İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu katılma gerekçesini açıklıyor.
Kaboğlu: Bu davanın konusunu oluşturan sağlık hizmetleri. Devletin yükümlülüğünde olan yasama yürütme görevlerinde oluşan aksaklık sonucu yargı devreye girmiş bulunuyor. çocuk bir insandır ve yaşama hakkı vardır. Yaşam hakkını korumak baroların görev ve sorumluluğudur. Adil yargılanma hakkı gereklidir. Yargı kararının adil bir şekilde sürmesi gerekiyor. Bu bağlamda İstanbul Barosu’nun adil yargılama üzerinde oynayacağı rol emsal nitelik oluşturacaktır.
Mağdur ailenin avukatı: Bu davada sanıklarla ilgili iddialarımız ortadayken, sanıklara soru sormamız gerekiyor. 47 sanık ve çok sayıda müdafi var. Bu tarz davalarda çeteyi çökerten şey çapraz sorgudur. Narin dosyasında katılma talebi kabul edildi ve bu sayede çok önemli sorular soruldu. Biz de bu dosyaya çalıştık. İddianameye hakimiz. Sesimiz kısılmasın”
Bir başka mağdur ailenin avukatı: Mağdur ailelerin ailelerin bir sonraki duruşmalarda öncelikle alınması gerekiyor.
Aileler affetmeyecek bu sanıkları. örgüt lideri Fırat sarı hakkında kaç yıldır bu işi yapıyor, Türk milleti affetmeyecek ama vicdanen beyanda bulunmaları gerekir.
Sanıklar kendilerini şu konuda rahat hissetmesinler: tapeler var ondan önce çıkmayacak diye düşünmesinler. Biz hukuken peşlerindeyiz. Tüm çocuklarımız adına enselerindeyiz.
HKP avukatı: Cumhuriyet tarihinin en büyük skandalıyla karşı karşıyayız. Bir anne olarak söylüyorum mahkeme öncesi mağdur ailelerin kapıda yaşadıkları kabul edilemez. Bugün bunları yaşıyorsak sağlık sisteminin özelleştirilmesindendir. Biz bu davada faillerin en yüksek ceza almaları gerektiğini söylüyor, Halkın Kurtuluş Partisi olarak katılma talebinde bulunuyor ve iyi hal indiriminin uygulanmamasını talep ediyoruz.
Yenidoğan çetesinin mağdur ettiği ailelerden birinin avukatı şöyle konuştu:
Mağdur ailelerden intihar edenler var. Bunlar, buzdağının görünen kısmı bile değil. Ailelerin çoğu fakir ve gariban. Olan garibanlara oluyor bu ülkede
SGK'YI DOLANDIRMAK İÇİN ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ İHBARI GELMİŞ
Duruşma arasında konuşan Gelecek Partili avukat çok konuşulacak açıklamalara imza attı. Avukat, Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlık yaptığı dönemde çeşitli ihbarların geldiğini belirterek şunları kaydetti:
Türkiye'de bugüne kadar gördüğümüz en büyük skandal. İnsanlığın en çok koruması gereken varlık bebekler. Hastaneler en güvenli olması gereken kurumlarıdır. Bizim insanımız para uğruna milletimizin bebeklerimizin canına kastetmiş. Bu dava sadece suçtan zarar gören mağdurların bir süreci değildir. Tüm toplumun içinde olduğu bir davadır. 2015 yılında başbakan olan Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu’nun eşine bir ihbar geliyor. Bir profesör tarafından gelen ihbarda SGK’yı dolandırmak için çocukların öldürüldüğü söyleniyordu. Şikayet dilekçesi sunuluyor.Şikayet dilekçesi işleme konulmuyor. Genel başkanımız tarafından Sağlık Bakanlığı’na bildiriliyor 2016 yılında bir suç raporu hazırlanıyor. 2 hafta sonrasında başkanımız koltuğunu bırakmak zorunda kaldığı için takibi yapılamadı.
İlker gönen, Fehmi alperen, Dursun eryılmaz o dosyada vardı. O gün o soruşturmada gerekli cezalandırmalar yapılsaydı bugün bunlar olmayacaktı.
SANIK AVUKAT İTİRAF ETTİ
Sanık avukat yaptığı açıklamada “Gelecek Partili meslektaşım genel başkanlarının Başbakanlığı bırakmasından sonra konuyu takip etmeyi bıraktıklarını mahkeme huzurunda itiraf etti. Dosyaya konulmasını talep ediyorum” dedi.
Gelecek Partili avukatın sesi duyulmadı. Kendisini savundu ve söylenenlere itirazını dile getirdi.
SANIKLAR KATILMA TALEPLERİ SORULDU
Mahkemede yer alan sanıklara tek tek katılma talepleri soruldu. Örgüt lideri Fırat Sarı da dahil bütün sanıklar “bir diyeceğim yok” yanıtını verdi.
Sanık avukatları; suçtan doğrudan zarar gören kişiler olarak yer almamaları nedeniyle baroların, siyasi parti avukatlarının ve STK’ların davaya katılma taleplerinin reddedilmesini talep etti.
Sanık avukatlardan biri yargılamanın yapılmasını gerek olmadığını savundu.
Davaya verilen yarım saatlik aranın ardından savunmalara yeniden başlandı
Sanık Hakan Doğukan Taşçı: Birkaç suçumı kabul etmiştim zaten. Sonundan başına kadar üst üste ifadelerimi verdim. Kasten adam öldürme gibi üzerme atılı suçları reddediyorum. Sadece telefon tapeleri üzerinden yapılan bilirkişi raporları.
1997 ankara yeni mahalle doğumluyum. Meslek lisesi mezunuyum. şişli meslek yüksekokulunu kazandım. Ama çalıştığım için okula gitmeyi tercih etmedim. 7-8 hastanede çalıştım. Yenidoğan yoğun bakımlarında. Asya hastanesinde , beylikdüzü kolan hastanesinde, Reyap hastanesinde, güney hastanesinde, birinci hastanesinde, florya hastanesinde çalıştım.
Mahkeme Başkanı: Sanıklardan kimleri tanıyorsun?
Hakan Doğukan Taşçı: Hepimiz az çok birbirimizi tanıyoruzdur. Whatsapp grupları bile vardır. Fırat Sarı’yı Reyap hastanesinden tanıyorum.
Hakan Doğukan Taşçı: Ben 2015 yılında ilk defa işe başladığım zaman ilk çalıştığım hastanede de evrak üzerinde oynamalar yapılıyordu. 10 yıldır çalışıyorum. Daha fazla para almak için evrak üzerinde sürekli oynamalar yapılıyor. Yıllar boyunca belki 10 kere denetleniyor. Bu kurumlar nasıl oluyor da her denetlemeden sorunsuz çıkıyor, biz hemşireler sadece suçlu çıkıyoruz. Benim bir kuruş fazla para almışlığım yok. Yüzde 70’inde yüzde 80’inde yoğun bakımda çocuk doktoru durmuyor. O doktor orada durmadığı zaman bebeğe biz müdahale ettiğimiz zaman ‘sen nasıl müdahale edersin’ ya da etmediğinde ‘nasıl müdahale etmezsin’ derler. Suçlamaları kabul etmiyorum.
Mahkeme Başkanı Fırat Sarı ile iddianamenin 35. Sayfasındaki konuşmasını sordu.
Hakan Doğukan Taşçı: Her hastane sahibi daha fazla para kazanmak ister.
Fırat’a da böyle baskı kuruyorlar o da onu dile getiriyor.
Hakan Doğukan Taşçı: Fırat Sarı atıyorum aileye 30 bin tl diyor. Hastaneye 20 bini veriyor. 10 bini kendine alıyor. Para kesinlikle kendisine gitti benim hiçbir şey almışlığım yok.
Mahkeme Başkanı Hasan Bahriyle konuşmalarını soruyor.
Hakan Doğukan Taşçı:
Bahsettiğim hasta Türkmen bir hasta. sgk’sı yok. Hasta 2-3 gün sonra kötüleşmeye başlıyor. Sonrasında doktorun yönlendirmeleriyle ilgili söylediğim bir şey.
Şeymuz Çelik daha çok poliklinikte duruyordu. Benim iş yüküm çok fazla hemşirelik dışına çıkıyordu. O yüzden Fırat Sarı’dan destek istiyordum.
Hakan Doğukan Taşçı: Benim zaten hastayı yatırma konusunda biz karar vermeyiz onu doktor karar verir. Her sabah visit atılır. Kim taburcu olacaksa doktor karar verir.
Mahkeme başkanı denetlemenim gelişiyle ilgili ortaya çıkan tapeyi soruyor.
Hakan Doğukan Taşçı: Eş zamanlı denetim geldi. Zaten denetim sırasında ben kimseden talimat almadım. Denetimle ilgili arkadaşımla sohbet ediyorum. Ben halettim tarzında dememin sebebi ikna edici konuştum şeklindeydi.
Mahkeme Başkanı entübeye ilişkin yapılan tapeleri soruyor.
Hakan Doğukan Taşçı:
5 günlük entübe edilmişse 10 günlük entübe gibi gösteriliyor. SGK’dan daha fazla para almak için yapılıyor.
Hakan Doğukan Taşçı:
İlaç satma işini 3 kere yaptık. Bizim sattığımız adet sayısı da 60’tır. İki kere bu ücretin parasını Fırat Sarı aldı. Bir kere de ondan gizli yaptık. Benim aldığım 4 bin 5 bindir. Ben parayı Hasan Basri’ye teslim ederdim. Fırat Sarı öyle talimat vermişti çünkü o 40 bin almıştır.
Mahkeme Başkanı Hasan Basriyle konuşmasını soruyor.
İlacı dışarı çıkarırken takibi olmuyor muydu?
Hakan Doğukan Taşçı:
Böyle bir söylenti oluyordu.
Hakan Doğukan Taşçı: 2023 yılında Florya hastanesinde çalıştım ondan sonra da Birinci hastanesinde çalıştım.
Mahkeme Başkanı: Hep Yenidoğanda mı çalıştın?
Hakan Doğukan Taşçı: Evet, 10 yıldır hep yenidoğanda çalıştım.
Mahkeme Başkanı: Hüseyin Gündüz’le niye buluştunuz?
Hakan Doğukan Taşçı: Hüseyin zaten arkadaşım olduğu için sık sık buluşuyorduk. 3 kere ilaç satışı için buluştuk ama normal görüştüğümüz de var. Fizik takip tutanağından ben söyleyeyim size. Bir kere buluştuğumuzda arabasına koli veriyorum. Normal hastane malzemesi veriyordum ama ilaç satışı gibi yazmışlar.
Doktor bunu bir haftadan fazla yaşamaz dedi. Ama şans eseri çocuk yaşadı. Bu hasta zaten ölecek. Bu çocuğu yaşatmak için neden uğraşıyorsun, bu çocuk masraflı olduğunu söylediler.
Mahkeme Başkanı: Kim söyledi?
Hakan Doğukan Taşçı: Hastane yönetimi ve Fırat Sarı
Mahkeme Başkanı: Sen ne yaptın?
Hakan Doğukan Taşçı:
Ben devam ettim. Tapelerden de görebilirsiniz. 45 gün yaşadı çocuk. Başka çocuk için de olsa tedaviyi kesmezdim dedim.
Mahkeme Başkanı Fırat Sarı ile bebeklerin taburcu edilmemesine ilişkin yaptıkları konuşmayı sordu.
Hakan Doğukan Taşçı: O gün 4 ya da 5 hasta taburcu olacaktı. Çocuklarım taburcu olacağı belirlenmişti. Fırat Sarı aradı bekletin dedi
Mahkeme Başkanı: Niye bekletin dedi.
Hakan Doğukan Taşçı: Denetimle ilgili olabiliyordu, daha önce de dediği gibi hastanın yatışı uzadığı zaman SGK’dan para alınıyordu maalesef.
Mahkeme başkanı Fırat Sarı ile yaptığı başka bir konuşmayı soruyor. Doğukan hırsızlık yapmış diyor.
Sanık Hakan Doğukan Taşçı: Güney hastanesinde çalıştığımız dönemde ilaç kaybolmuş onunla ilgili bir konuşma olmuştu.
"GIYASETTİN'İ 112'YE ŞİKAYET ETTİM"
Mahkeme başkanı, tapelerde geçen Gıyasettin Mert Özdemir'i şikayet etmek istemesini sordu. Hakan Doğukan Taşçı, "Ben Gıyasettin'i 112'ye zaten şikayet etmiştim. Başta da usulsüz bebek sevkiyatları oldu. Dosyada geçen 500 gramlık bir bebek var. Ondan da bahsettim. İhmal edilen bebeklerden de bahsettim. Tabi elimde kanıt yoktu. Ama doktor olmayan bir hastanede hemşire tek başınaysa..." şeklinde yanıt verdi.
"YOĞUN BAKIM NE KADAR DOLUYSA HASTANE O KADAR PARA KAZANIR"
Sanık Hakan Doğukan Taşçı: "112'ye şikayet etmeden önce piyasadan bilgi topluyordum. Şikayet edeceğim ama ne diye edeceğim" dedi. Mahkeme başkanının sorularına yanıt veren Taşçı, "Başka söylediğim gibi yoğun bakım ne kadar doluysa hastane o kadar para kazanıyor. Bunu da 112 usulsüz sevkiyatlarla, A hastanesine gitmesi gerek hastaların sürekli B hastanesine gitmesiyle, 3 gün yatması gereken hastaların 5 gün yatırılması gibi yöntemlerle hastaneler dolduruluyordu"
Mahkeme Başkanı: Çocuk gözümün önünde öldü diye bir tapen var.
Sanık Hakan Doğukan Taşçı: Gece 3 civarında arandım. Güney hastanesinden bir arkadaş aradı. Ellerinde bir bebek olduğunu fişini çek gitsin denildiğini. Çocuğun ölmek üzere olduğunu söylüyor. Görüntülü aradı beni. Ben de telefondan yardımcı olabileceğim varsa onları söylemeye çalışıyorum. Video kaydına almıştım. Bu görüntüleri savcılığa verdim. Aile durumdan bir haber. Bir de aileye teşekkür mektubu yazdırmışlar. Ben de bunu duyunca sinirlendim.
"BEBEĞİN ÖLDÜĞÜNÜ 10 SANİYEDE ANLADIM"
Sanık Hakan Doğukan Taşçı: "Fırat Sarı bana, Medilife hastanesinde 3 gün yatan bir hasta olduğunu, bu hastanın Birinci Hastanesine sevkinin yapılmasını istediğini ama hastanede yer bulamadığını, kendine yer bulana kadar hastanede kalabileceğini beyan ettiğini söylüyor, hastane yönetiminden Emine hanım bana olayı böyle anlattı. Üç gün kalması kaydıyla tamam dedik. Hasta sabaha karşı kötüleşmiş. Tuğçe hemşire beni aradı, durumunu anlattı ama anlatımı çelişkiliydi, durumunun ciddi olduğunu anlamadım. Bana telefonla çocuğun durumunu stabil hale getirmeye çalışıyorduk. Beni sabah 7 buçuk gibi aradı. Ben hastaneye 9 buçuk gibi gittim.
“ÇOCUK SİYAHİYDİ HEMŞİRE BİR ŞEY ANLAMADI”
Çocuk siyahiydi, hemşire renginden bişey anlamamış. Ben de ona çıkabileceğini ve nöbetini devretmesini söyledim. Ben hastaneye gittiğimde nöbeti devralan hemşire bana hastanın durumunun iyi gözükmediğini söyledi. Gidip baktığımda 10 saniyede çocuğun öldüğünü ve üstünden zaman geçtiğini anladım. Bence bir hemşirenin bunu anlaması gerekiyordu. Sonra fırat Sarı, 'Tuğçe niye seni aramış, niye başkasını aramamış' dedi. Daha sonra ben Tuğçe'yi arayıp kızdım. Tuğçe bana bebeğin beslenmesi yapılana kadar hareketli olduğunu, beslenme yapıldıktan sonra kustuğunu sonradan söyledi. Solunum sıkıntısı olan bebeklerin kusması iyi değerlendirilmez. Miğdelerinden çıkan, akciğerlerine kaçabilir"
"DOKTOR YOKTU İLAÇ TELEFONDA SÖYLENDİ"
Bilirkişi raporu hakkında konuşan Taşçı, "Bilirkişi raporunda benle ilgili bulunan kusur şu; benim hastaya anestezi ilacı vermemdi. Ama orada doktor yoktu. Ben o anestezik ilacı vermesem kötü bir işlem olurdu. Ben zaten doktorla konuştuğumda bana bu ilacı yapmamı söylüyordu. Bu ilaç için raporda diyor ki, 'yoğun bakım ünitelerinde bu ilaç kullanılır. Ama hastanın kalbi daha önce durmuşsa yapılmaz' diyor. Ama benim bunu bilme imkanım yok. Ben orada onu yapmak zorundaydım. O saatte hastanede doktor yoktu. Hastanın ilacı bana telefonda söylendi. Fırat bey beni aradı, yönetimle konuştu benimle konuştu, yatışı öyle yapıldı. Ben bir örgüt kurulduğuna inanmıyorum. Benim 11 hastanenin koordinesinden sorumlu olduğum yazılmış. Benim 11 hastaneyle, yönetimiyle konuşma kayıtlarım mı var, hesap hareketim mi var. Benim epikriz yazmışlığım vardır. Usulsüz işlem olarak bunu yapmışımdır ama bunları da işlerin hızlanması için şablon şeklinde hazırlamışımdır. Dosyalarına eklemedim".
“BEBEK BAŞINA 10 BİN LİRA VERİLİYOR”
Mahkeme Başkanı: Şafak hastanesindeki durum nedir?
Sanık Taşçı: Fırat Sarı, Şafak Hastanesi başhekimliğinin bebek başına 10 bin lira para verildiğini söyledi.
Mahkeme Başkanı: Şehmus Çelik?
Sanık Taşçı: Benim çalıştığım yoğun bakımda doktordu.
Kendisinin kaşesini izinsiz kullandığımı söylemiş sonrasında da il sağlık eş zamanlı denetiminden sonra cansu Akyıldırım’ı arayarak bir kaşe basmaktan aciz olduğumu söylemiş.
Mahkeme başkanı: Haberi oluyor muydu?
Sanık Taşçı: Tabii ki oluyordu. Zaten haberi olup bunu benim yapmadığım için denetimcilerden azar yediğimden dolayı bana kızıyordu.
Mahkeme Başkanı: Ekleyeceğin şeyler var mı?
Sanık Taşçı: 27 yaşındayım. 10 yıldır bu sektörde çalışıyorum yaptığım bazalar hatalar olmuştur ilaç satımı gibi. Maddi açıdan sıkışmıştım. 3 kere yapmıştım. Hiçbir örgüte yardım etme eylemi olmadım. Kaya bebek öldüğü zaman şikayet ettiğim zaman Nisan ayına kadar beklenilmesinden de şikayetçiyim. Bir çocuk ihmal yüzünde ölüyorsa diğer çocuklarım ölümü beklenmemeli. Madem bu hastaneler uygun değil neden hala ruhsatları var. Hastane sahipleri bir telefonla nasıl çözebiliyorlar. Neden tutuklananlar hastane sahipleri değil. Bir bebek ihmalen ölüyorsa orada doktorun olmamasından dolayı mıdır yoksa hemşire müdahale ettiği için midir? Bu kadar dosyada gizlilik varken. Kasten adam öldürme suçundan tutuklu olması gereken insanlar dışarda. İddianamenin gerçekleri yansıttığını düşünmüyorum. Olmayan şeyler de var. Benim adım bebek katili olarak haberlerde geçiyor. Benim dışarda ailem var bunlar düşünmeli. Yargı bağımsızdır. Bu kadar kolay olmamalı. Ben de söylüyorum. Usulsüzlükler var ama kimse bir bebeğin ölmesini istemez.
Kaya bebeğin vekili, sanık Taşçı’ya soruyor:
Kaya bebeğin öldüğü 16.11.2023 Esenler güney hastanesini Fırat Sarı mı işletiyordu?
Sanık Taşçı: Hastane yönetimi
Bebek kayaya müdahale oldu mu?
Sanık Taşçı: Olmadı, ben esenyurttaydım. Gece 3’tü.
Bununla ilgili bir tapeniz var mı?
Sanık Taşçı: Gittim gizlice müdahale ettim dedim
Neden dedin?
Sanık Taşçı: Bir amacı yok. Öyle söyledim ama gitmedim
Bu sistem kaç yıldır yapılıyor sizce?
Sanık Taşçı: Ben bir bebeğin ölmesini kimsenin bilerek yaptığını düşünmüyorum ama bu evrak işleri falan bir sürü soruşturma var.
Neden doktorlar değil de hemşireler burada dediniz bunlar kim?
Sanık Taşçı: Örnek veriyorum o gün bebeğin öldüğü kim doktor kim? Şehmus çelik. Burada bir ihmal varsa onundur. O neden 7 aydır dışarda.
Ben neden 7 aydır tutukluyum.
Örgüt lideri Fırat Sarı, sanık Taşçı’nın ifadesi boyunca sakallarıyla oynadı ve sürekli yanındaki diğer sanıkla iletişime geçti. Jest ve mimiklerinden Taşçı’nın ifadelerinden rahatsız olduğu görüldü.
İlker Gönen’in avukatı: Cimer’e şikayet ettiğinden bahsetmiştiniz. Ne zaman şikayet ettiniz hatırlıyor musunuz?
Sanık Taşçı: Tarih olarak hatırlamıyorum ama Kaya bebeğin ölümünden sonraydı.
İlker Gönen’in avukatı: Örgütlü suçlar soruşturması yapılırken dinlendiğini söylemiş. Emniyet ya da istihbarattan tanıdığınız mı var?
Mahkeme Başkanı: Bizim yargılamamızla alakalı değil. Polisle kimin tanıdığı olup olmadığı. Bu sorunun sorulmamasına karar verildi.
Şehmus Çelik’in avukatı: 112’den gelen operayı hastaneye kabul etme yetkisini nereden buluyorsunuz?Opera bebeği siz kabul etmişsiniz.
Sanık Hakan Doğukan Taşçı: 112’yi kabul etme benim yetkimde değil.
Şehmus Çelik’in avukatı: Kendini sütten çıkmış ak kaşık gibi tanımlıyor. Kendisinin statüsü ne doktor ne de hastayı kabul etme yetkisine sahip biri. Tam donanımlı olması gereken bir hastaneden Opera bebeği çocuk hastalıkları doktoru olmayan, doktoru aramadan hangi yetkiyle kabul ediyorsunuz?
Sanık Hakan Doğukan Taşçı:
Ben bunlara cevap verdim. Benim bu hastayı kabul etmemdeki sebep Şehmus Çelik’in hastanede bulunmamasıdır. Benim altımda 20 tane hemşire var.
Şehmus Çelik’in avukatı sinirlenerek sormaya devam ediyor: Senin nerede altında 20 tane hemşire var.
Sanık yalan söylüyor.
Sanık Hakan Doğukan Taşçı: Hasta sevk edilirken haber verilir hasta kabul edilirken haber verilmez. Fırat Sarı neden Şehmus Çeliği aramadı da beni aradı. Bunu sorun.
Şehmus Çelik’in avukatı: Siz sabah 6’da Opera bebeğim ex olduğunu söylediniz mi?
Sanık Hakan Doğukan Taşçı: Hayır. Ben zaten 9 buçukta gidip ex olduğunu görüyorum. Nasıl 6’da gidip söyleyebilirim.
Güney hastanesi avukatı: Hangi tarihlerde çalıştığınızı hatırlıyor musunuz?
Sanık Taşçı: Tam hatırlamıyorum.
Güney hastanesi avukatı: İstifa mı ettiniz, işten mi çıkarıldınız?
Sanık Taşçı: İstifa ettim, tartışma yaşamıştık. Kendileriyle yoğun bakımın işleyişle ilgili tartışmam oldu. Fırat Sarı’yı aradım çözemedi.
Güney hastanesi avukatı: Çalıştığınız dönemde hastane yoğun bakımı 3. Basamakta mıydı?
Sanık Taşçı: Hatırlamıyorum.
Güney hastanesi avukatı: Ne olarak görev yapıyordunuz yoğun bakımda, hatırlamıyor musunuz?
Sanık Taşçı: 3. Basamak hastalarımız vardı hastane üçüncü basamaktı.
Güney hastanesi avukatı: Batuhan sizi aramadan Mavi kod vermiş mi?
Başkası değil de neden sizi aramış?
Sanık Taşçı: 1 buçuk yıl boyunca çalıştım. Güney hastanesinde. Çalışırken ona bütün her şeyi ben öğrettim arayıp bana sordu.
Şafak hastanesi avukatı:
Bağcılar Şafak hastanesinde hiç çalıştınız mı?
Sanık Taşçı: Hayır.
Şafak hastanesi avukatı: Bebeklerin öldüğü bilgisini nereden aldınız.
Sanık Taşçı: Fırat Sarı söylemişti.
Bağcılar şafak hastanesinde bebek ölümü gerçekleşmedi bunu da söyleyeyim. Hangi konuda şikayet ettiniz?
Savcı: Bu konu soruldu. Bu konunun sorulmamasına karar verildi.
Yenidoğan Çetesi’nin bugün başlayan duruşması bitti.
Mahkeme Başkanı: Yarın 10’da başlayacak. Bu celsenin devamı olarak görülecek.
Tutuklu sanıkları mahkemeden çıkartmak için mahkeme salonun boşaltılmasını talep ediyor. Sanık avukatları müvekilleriyle görüşmeye çalışıyor. Örgüt lideri Fırat Sarı yanındaki sanıkla hararetli konuşmasını sürdürüyor.