Bir ailenin ölümüne ilişkin soruşturmada tutuklanan midyecinin avukatı konuştu: 'Aynı gün 200 kişi yedi, şikayet yok'
Bir ailenin ölümüne ilişkin soruşturmada tutuklanan midyeci Yusuf Dalkılıç’ın avukatı Hebun Hakan Akkaya, tedarik zincirinden otopsi raporuna kadar tüm iddialara yanıt vererek gıdaya bağlı zehirlenme ihtimalinin düşük olduğunu, aile bireylerinin otelde ikinci kez “ayrı bir zehire” maruz kalmış olabileceğini savundu.
12punto
12punto.com.tr/ Rojda Altıntaş
Bir ailenin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada gözaltına alınan ve tutuklanan midyeci Yusuf Dalkılıç’ın avukatı Hebun Hakan Akkaya, müvekkilinin tedarik zincirinden analiz sonuçlarına, savcılığın yönelttiği suçlamalardan ön otopsi raporuna kadar tüm iddialara yanıt verdi.
Akkaya, tedarik sürecini şöyle anlatıyor.
“Müvekkil midyelerin üreticisi değildir. Midyeler F. A.’dan alınıyor. Kendisi günlük denizden çıkarılan midyeleri yıkayıp daha sonrasında kendi evinde, kendi mutfağında hijyenik koşullarda üretmektedir. Daha sonra bu midyeler günlük olarak Fatma adlı üreticiden satın alınıp tezgahta satılıyor. Üretim süreci ile ilgili herhangi bir ihmal iddiası bulunmamaktadır.”
5 YILDIR SATIYOR, HİÇ ŞİKAYET YOK. ÇALIŞTIĞI İŞLETMELER 20 YILDIR SATIŞ YAPIYOR'
Avukat, müvekkiliyle ilgili geçmiş kayıtlara dair ise şunları söyledi.
“Müvekkil 5 yıldır satmaktadır. Bu 5 yıllık süreç içerisinde herhangi bir şikayet olmamıştır. Ayrıca müvekkilin çalıştığı işletmeler 20 yıldır satış yapmakta ve bu süreçte herhangi bir gıda zehirlenmesi şikayeti olmamıştır.”
NUMUNE SONUÇLARI: 'HAYATA ETKİ EDECEK BİR OLUMSUZLUK YOK'
Akkaya, emniyet ve Tarım İl Müdürlüğü tarafından yapılan incelemelerde hiçbir sorun bulunmadığını belirtti:
“Emniyet ve Tarım Müdürlüğü tarafından yapılan incelemede herhangi bir olumsuzluğa rastlanmamış olup, alınan numunelerin analiz sonuçlarında kişi hayatına etki edebilecek bir olumsuzluk durumu olmadığı görülmüştür.”
“Aynı gün 1050 midye, yaklaşık 200 kişiye satıldı. Aile dışında rahatsızlanan olmadı.”
“Müvekkil olay gününde 1050 adet midye satmış, ortalama 200 kişiye satış yapmıştır. Aile dışında herhangi bir rahatsızlık vakası ile ilgili bir şikâyet olmamıştır. Ayrıca günlük olarak pek çok esnafa satış yapılmakta, bu satışlar neticesinde de herhangi bir şikâyet olmamıştır. Tüm midye günlük üretilip günlük satılmaktadır.”
ÖN OTOPSİ RAPORU: 'GIDADAN KAYNAKLANMA OLASILIĞI DÜŞÜK'
Akkaya, ön otopsi raporunda da gıdaya işaret eden bir bulgu bulunmadığını savundu.
“Sizin de paylaştığınız ön otopsi raporunda, ölüme sebebiyet verme durumunun gıdadan kaynaklanma olasılığının düşük olduğu, kimyasal madde ihtimalinin düşük olduğu yazmaktadır.”
“Aynı üretimden yüzlerce kişi yedi. Hastaneden sonra tekrar kötüleşmeleri önemli.”
Avukat, zehirlenme zincirinin kopukluğuna dikkat çekiyor.
“Ayrıca müvekkil gün içerisinde 200 ayrı kişiye satmıştır. Aynı üretim yerinde, aynı koşullarda günlük olarak alınan midyelerden olma ihtimali düşürmektedir.”
'MİDYE MİDE ÜLSERİNE VE KANAMAYA SEBEP OLACAK BİR ÜRÜN DEĞİLDİR'
“Öncelikle müvekkilin satmış olduğu gıda, midede ülsere, mide kanamasına sebebiyet verecek bir ürün değildir. Ön otopsi raporunda mide ülseri ve kanamaya sebebiyet yazılmış olup, gıda zehirlenmesinden kaynaklı bir durum olduğunu farz etsek dahi hukuki anlamda illiyet bağı kesilmektedir.”
“Hastanede tedavi oldular, şikâyetleri geçti. Otele geçtikten sonra tekrar kötüleştiler.”
Akkaya, zehirlenmenin otelde maruz kalınan başka bir etkenden kaynaklanmış olabileceğini öne sürdü.
“Gıda zehirlenmesi sonrası hastanede tedavi altına alındığında illiyet bağı hastaneye geçmektedir. Hastane her hastaya teşhis koyma ve tedavi yükümlülüğü altındadır. Ayrıca hastanede tedavi edildiklerinde şikâyetlerinin devam etmediği; ancak konaklamak için gittikleri otele geçtiklerinde muhtemelen ayrı bir zehire maruz kalmalarından kaynaklı olarak tekrardan ve daha şiddetli şekilde rahatsızlanmaları, kimyasal zehirlenme durumuna tekrardan maruz kaldıklarını göstermektedir.”