Bora Kaplan davasında dördüncü hakim değişikliği: Bana adaletsiz davranabilirsiniz

Suç örgütü lideri olduğu suçlamasıyla 68 yıl hapis cezasına çarptırılan Bora Kaplan ve 37 sanık hakkında açılan kara para davasında mahkemenin hakimi dördüncü kez değişti. Eski AKP Ankara İl Başkan Yardımcısı ve Çankaya Belediye Meclis Üyesi Barış Kurt bu duruma tepki gösterince Hakim, “Bana adaletsiz davranabilirsiniz, alınmam.” dedi.

12punto

Ankara 77. Asliye Ceza Mahkemesi'nce Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü dokuzuncu celsesine Bora Kaplan, duruşmada hazır edilmesi talebi yerine getirilmediği gerekçesiyle yine katılmazken, diğer tutuklu sanık Fethi Koyuncu SEGBİS'le bağlandı.

Duruşma; hakimin, hakim değişikliği sebebiyle önceki tutanakları okumasıyla başladı. Okunan tutanaklardan, ara celselerde el konulan şirketlerden bazıları için yönetim kayyımından denetim kayyımına geçilmesi kararı alındığı, aralarında Bora Kaplan'ın eşi Nazlı Kaplan dahil bazı sanıkların yurtdışı yasağının kaldırıldığı ve MASAK raporu için atanan bilirkişi heyetinin üçüncü kez ek süre istediği, Mahkemenin de bu talebi kabul ettiği görüldü.

Tutuksuz sanıklardan sadece 6'sının katıldığı duruşmada dosyaya gelen evraklara karşı beyanlar alınırken, eski AKP Ankara İl Başkan Yardımcısı ve Çankaya Belediyesi Meclis Üyesi Barış Kurt, 1 sene dolmadan dördüncü hakim karşısına çıktıklarına dikkat çekince Hakim, “Bana adaletsiz davranabilirsiniz, alınmam.” karşılığını verdi.

“‘Sallapati İş Yapıldı’ Diyorsunuz”

Barış Kurt, Bora Kaplan suç örgütü ana davasında örgüt üyeliğinden beraat ettiğini vurgulayıp soruşturma sürecinde yaşadıklarını anlatınca da Hakim şunları söyledi:

“Bu mahkemeye geleli 21 gün oldu. 70 klasör var. Onlar da bilirkişide olduğu için kayıtlardan inceledim. 'Sallapati iş yapıldığı için buradayım.' diyorsun. Bilirkişi raporu önüme konmadan bir şey diyemem. O yüzden sadece gelen evraklara dair konuşmanızı istiyorum.”

Barış Kurt ise beyanına şöyle devam etti:

“Ben akademisyen bir işadamıyım, en önemli projeleri yapmış mühendislik şirketim var. Ama bu şirkete bankacı kayyım atandı. Bankacı, mühendislikten ne anlar? Bu şirketi 2013'te kurmuşum. O zaman Bora Kaplan yok. Adam daha kısa donla geziyor. Bora Kaplan'a ne almışım, ne satmışım? Benim şirketim onlardan bambaşka. Bora Kaplan'ı tanırım. Adamın alnında yazmıyor, ama ben yanlış bir iş yapmadım. Derdimizi anlattığımız hakimi ikinci duruşmada göremiyoruz. Dosya 1 yıldır bilirkişide. Belki duruşma 3 ay sonraya atılacak, bir daha sizi görecek miyiz? Ben ne yaptım; vatanın, devletin birliğini, bütünlüğünü mü yıktım? Bana yaşam hakkı tanınmıyor. Perişan vaziyetteyim. Kayyımlar şirketi yönetemiyor. Mallarımı satıp borçlarımı ödeyemiyorum. Kusura bakmayın, başınızı ağrıttım."

Kurt'un bu beyanları sırasında Hakim, şirketinin adını ve ipotekli arazisinin adresini sorup, “Notumu aldım.” dedi.

Barış Kurt'un avukatı Bilal Veske de konulan tedbirlerin hukuka aykırı olduğunu, kayyımlık sisteminin kullanılır hale geldiğini, kayyımların da şirketleri iyi kullandığını belirterek şunları söyledi:

“Mühendislik şirketine bankacı atanması, doktor muayenehanesine avukat atanması gibi bir şey. Celse arasında dört şirketin kayyımı daha denetime çevrildi. Neden benim müvekkilime düşman hukuku uygulanıyor? Düzenlemeler için kayyımın uyku saatine göre mi karar vereceğiz? Şirketi kapatalım, en azından kayyıma maaş ödemeyelim.”

Sanıklardan Hıncal Alper Tansu ise 2002’den beri ticaretle uğraştığını, Bora Kaplan’la tek ilgisinin Güney Restaurant’ı ondan satın alması olduğunu, buraya atanan kayyımın yönetimden denetime çevrildiğini anlatıp yurtdışı yasağının kalkmasını istedi.

Tansu’nun avukatı Muhammet Güney de TMSF kayyımlığı için silahlı terör örgütü suçlamasının olması gerektiğini hatırlatıp, bu nedenle müvekkilinin şirketlerindeki kayyımın kaldırılmasını talep etti.

Sanıklardan Ozan Can Yıldız, Bora Kaplan ana davasında sanık olmadığı halde bu davadan 8 ay hapis yattığını, 4 ay da ev hapsine çarptırıldığını anlatıp şöyle konuştu:

“Jeoloji mühendisiyim. 450 çalışanı olan şirketin yüzde 50 sahibiyim. Bu şirkete tedbir kondu, kayyım atandı. Kara paradan yargılanıyoruz, ama şirkette tüm döngü aynen devam ediyor. Değişen şu; 4 fabrikayı kapattık, 250 çalışanla vedalaştık ve her işi kayyımla yapıyoruz. Yeşil pasaport sahibi, silahı olan birisiyim, işadamıyım. Kredi kartı kullanamamamın, çocuklarıma muvaffakat veremememin, onların nafakasını yatıramamamın kamuya nasıl bir faydası var? Başımıza bir iş geldi. Biz inançlı, milliyetçi insanlarız. Sabrediyoruz, ama bizim de yaşamamız lâzım. Zaten bizi alırlarken, bizi bitireceklerini söylemişlerdi. Halimiz şu; kayyım bütün noter işlemlerini TMSF yakınındaki bir noterle yapıyordu. Bir gün Sincan'daki bir notere çağırdılar. Noter benim üzerimdeki tedbirleri görünce, 'Bu işlemi yapamazsınız' dedi. Oradan Tunalı'daki bir notere geldik ve satışı yaptık.”

Tutuklu sanık Fethi Koyuncu’nun kız kardeşi Betül Koyuncu, borçlarını ödeyemediğini ve ailesinin geçimini sağlayamadığını belirttikten sonra aracına konan tedbirin kaldırılmasını istedi. Avukatı Ahmet Hoca da müvekkilinin sadece abisinden dolayı yargılandığını öne sürüp Betül Koyuncu’nun 10 sene önce alınmış aracının yanı sıra diğer kardeşinin engelli raporuyla aldığı araca el konulduğunu bildirdi.

Fethi Koyuncu ise, “Kız kardeşim derdini anlatamadı. O aracı 10 sene önce almış, diğer araç 15 sene önce alınmış. Bu dosyadan tutuklu olmamı gerektiren bir şey yok. Fazla bir şey istemiyorum, eşit adalet istiyorum.” dedi. Ağır ceza kapsamına girmeyen suçlarda azami tutukluluk süresinin 18 ay olduğunu hatırlatan Koyuncu’nun avukatı Uğur Ulutaş, Fethi Koyuncu’nun Bora Kaplan ana davasında zaten tutuklu olduğunu, bu davadaki tutukluluğunun ise 20 ayı geçtiğini kaydedip cezaevinin gönderdiği, “İnfazına başlanmamıştır” şeklindeki yazının tümüyle kanunu dolanmak anlamına geldiğini söyledi.

Bora Kaplan’ın avukatları Yunus Emre Bulutgöçer ile İbrahim Öner, MASAK raporuyla tutuklama yapılamayacağını, bu dosyanın MASAK ile 18-20 aydır beklenen bilirkişi raporuna sıkıştırıldığını belirterek, azami tutukluluk süresi geçen Kaplan’ın tahliyesine karar verilmesini ve bir sonraki celsede duruşma salonunda hazır edilmesini istedi.

Diğer sanıklar ve avukatları da yurtdışı adli kontrolün ve şahsi mal varlıkları üzerine konan tedbirlerinin kaldırılmasını, borçlarını ödeyebilmek için bunların satışına izin verilmesini, ayrıca kayyım uygulamasından vazgeçilmesini talep etti.

Beyanların tamamlanmasının ardından Savcı, Bora Kaplan ve Fethi Koyuncu’nun tutukluluk halinin devamına karar verilmesi, sanıklar ve avukatların adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması ve diğer taleplerinin ise bilirkişi raporu geldikten sonra değerlendirilmesi yönünde mütalaa verdi.

Duruşmada Garip Ara

Savcının mütalaasından sonra şunlar yaşandı:

Hakim, mütalaaya karşı beyanda bulunacak olan varsa bunları alacağını, yoksa karar için duruşmaya ara vereceğini söyledi. Herhangi bir beyan olmayınca da yaklaşık 1.5 saat ara verdi.

Ancak saat 15.00’te duruşmayı açtığında, yeniden mütalaaya karşı beyanları alacağını, ondan sonra karar içini ara vereceğini bildirip, avukatlara, “İrtibat numaranızı bırakın, gelmek isterseniz bekleriz. Ortalama 1.5 saat mesela.” dedi.

2 saatlik aranın ardından ise avukatlara “off the record”, “Duruşmayı yakın bir güne bıraktım. Hızlı olması için Kasım’a bıraktık. Bilirkişi raporu geldiği takdirde siz de hızla beyanlarınızı hazırlamış olursanız iyi olur. Sıkıştırmamın sebebi, dosyanın bir an önce öne çekilmesi” bilgisini verdikten sonra ara kararları açıkladı.

Bora Kaplan’a Arsa Satış İzni

Hakim, Bora Kaplan ve Fethi Koyuncu’nun tutukluluk haline devamla, Kaplan’ın bir arsası üzerindeki ipoteğin kaldırılmasının, Barış Kurt’un taşınmazının satışı için de TMSF’ye yazı yazılmasının kararlaştırıldığını, bunun dışındaki tüm taleplerin ise reddedildiğini bildirerek duruşmayı 17 Kasım’a erteledi.

Müyesser YILDIZ

23 Eylül 2025