Can Atalay için tahliye başvurusu
Marmara Cezaevinde Gezi Direnişi davasından tutuklu bulunan Can Atalay’ın avukatları, Anayasa Mahkemesi’nin kararının Resmi Gazete’de yayımlamasının ardından tahliye başvurusunda bulundu.
12punto
Anayasa Mahkemesi, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğu kararı Resmi Gazete’de yayımladı. Kararın ardından Marmara Cezaevinde bulunan Can Atalay’ın avukatları, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine yaptıkları başvuruyla tahliye talebinde bulundu. Avukatlar Evren İşler, Deniz Özen, Akçay Taşçı ve Fikret İlkiz imzalı dilekçede, Anayasa Mahkemesi’nin 22 Şubat 2024 tarihli kararı ile Can Atalay’ın TBMM tarafından milletvekilliğinin düşürülmesi hakkında verdiği kararın “yok hükmünde” olduğunun tespitine karar verdiği, kararın, Resmi Gazete’de yayımlandığı belirtildi.
Başvuruda, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun, AYM’nin ihlal kararının uygulanmaması nedeniyle Atalay’ın bireysel başvuru hakkının, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verdiği ifade edildi:
“Anayasa Mahkemesi, verdiği kararla tespit ettiği hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için kararın bir örneğinin 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine de karar vermişti. Dolayısıyla 13. Ağır Ceza Mahkemesi başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahrumiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma karan verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirmesi gerekiyordu.”
'HUKUKEN GEÇERLİLİK TANINAMAZ'
Dilekçede, Anayasa Mahkemesinin 25 Ekim 2023 tarihinde verdiği hak ihlali kararı sonrasında TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili kesinleşen bir hükmün varlığından söz etmenin hukuken mümkün olmadığı belirtildi.
Başvuruda, Resmi Gazete’de yayımlanan karara dair şu değerlendirme yer aldı:
“Anayasa Mahkemesince Anayasa’yı ihlal ettiği tespit edilen bir yargısal kararı mahkemeler dahil hiçbir kamu otoritesi esas alamaz ve Anayasa’ya aykırılığı sabit olan bir karara hukuken geçerlilik tanınamaz.
İhlal sonucunun oluşmasına yol açan veya ihlalin giderilmesi sürecinde başta yüksek yargı organları, derece mahkemeleri ve etkin konumda bulunan kamu otoriteleri ihlal kararının gereğini yerine getirmekle ve ihlali gidermek ve ihlalin sürmesini önlemekle yükümlüdürler.
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararları yol gösterici veya tavsiye mahiyetinde kararlar olmayıp bağlayıcı ve gereğinin yapılması konusunda ilgili otoritelere takdir alanı bırakmayan kararlardır.
TBMM Genel Kurulunda okunan metinde yer alan ve Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 3 Ocak 2024 tarihli kararı da Anayasa Mahkemesinin anılan bireysel başvuru kararına uyulmasına yer olmadığına ilişkin Türk hukukunda verilmesi mümkün olmayan, Anayasa’nın tamamen dışında kalan ve hukuki dayanağı bulunmayan bir karardır.”
DİLEKÇEDEKİ TALEPLER
Dilekçede şu talepler yer aldı:
“Milletvekili Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesinin tüm ihlal kararlarında belirtildiği üzere; Atalay’ın seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verilmiş olduğundan,
Anayasa Mahkemesi tarafından tespit edilen hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak Can Atalay’ın yeniden yargılanmaya başlanması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, 25 Nisan 2022 tarihinden beri bulunduğu ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesini,
Anayasa Mahkemesinin Can Atalay kararları gözetilerek hak ihlalinin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince giderilmesinin mümkün olduğundan ihlalin giderilmesi yönde karar verilmesini talep ederiz.”