CHP, 67'inci mitingini Ordu'da yapıyor: 'Akla hayale gelmeyen yolsuzluk yapmışlar'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisine yönelik operasyonlar ve ekonomik krizle ilgili düzenlediği mitinglerin 67’ncisini Ordu’da gerçekleştirdi. Miting öncesi Aysan Fındık fabrikasını ziyaret eden Özel, kadın işçilerle birlikte fındık ayıkladı.
12punto
CHP’nin “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” temalı mitinglerinin 67’ncisi bugü Ordu’da yapılacak. Mitingde konuşacak olan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu sabah Ordu’ya geldi.
Özel’in Ordu’daki ilk durağı Aysan Fındık’ın fabrikası oldu. Özel burada Aysan Fındık Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aydın’dan üretim süreçlerine ilişkin bilgi aldı ve fabrikayı gezdi.
Kadın işçilerle bir araya gelen Özel, işçilerin kavrulmuş fındıkları ayıkladıkları masaya oturarak beraber fındık ayıkladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, son siyasi gelişmeler, ekonomik kriz ve fındık üreticisi problemleri için konuşacak.
EKREM İMAMOĞLU'NUN MEKTUBU OKUNDU
CHP Ordu İl Başkanı Bülent Akpınar, İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mektubunu okudu:
Ordusu temiz, insanı aziz, güzel ordu, benim mert koca yürekli hemşehrilerim, sevgili hanımefendiler, beyefendiler, gözleri ışık dolu gençler, güler yüzlü çocuklar, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Her birinizi hasretle kucaklıyorum.
Sizlere çok teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun. Yürüttüğü kararlı ve öncü mücadele için Cumhuriyet Halk Partisi Ordu İl Başkanı Sayın Bülent Akpınar'a ve onun şahsında tüm örgütümüze yürekten teşekkür ediyorum. Sevgili hemşehrilerim, Karadeniz benim evim. Ana, baba, ata ocağım der. Ben burada yoğrularak bu günlere geldim.
Köklerimden hiç kopmadım. Bedenim ayrı kalsa da gönlüm hep bu diyarda oldu, hep de böyle olacaktır. Yıllardır her işe başlarken bu ülke için her yeni adım atarken hep aynı dua ederim. Allah beni ilk önce aileme, doğduğum topraklara sonra da İstanbul'a ve ülkeme mahçup etmesin derim. Başkan Ekrem Başkan Ben bu duadan aldığım güçle, Allah'a olan inancımla milletime duyduğum sonsuz güvenle dimdik ayaktayım ve yılmadan mücadele ediyorum.
Bu bir Cumhuriyet ve demokrasi mücadelesidir. Milletin temsilcilerine ve milli iradeye yönelik her türlü darbeye karşı egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyenlerin mücadelesidir. Bu bir adalet ve hürriyet mücadelesidir. Kendisi için değil herkes için, her yerde adaleti ve hürriyeti hakim kılmak için yola çıkanların mücadelesidir. Bu bir bolluk ve bereket mücadelesidir. Bu ülkenin kaynakları bir avuç insanın kontrolünde olmasın. Herkes hakkını alsın.
Herkes refaha kavuşsun isteyenlerin mücadelesidir. Bizim mücadelemiz Türkiye'yi güçlü bir ülke yapma mücadelesidir. Ama bütün güç ve yetkileri bir kişide, bir partide toplayarak güçlü olamayız. Bu ülke ancak kurumları güçlü ise güçlüdür. Meclis, hükümet, yargı kendi başlarına ve birbirlerine karşı güçlü olacak.
Yerel yönetimler, medya, iş dünyası, sendikalar, meslek odaları güçlü olacak. Hepsinden önce vatandaş güçlü olacak. Vatandaş hak ve hürriyetleri sahip olduğu maddi imkanları güvenceleri bakımından güçlü olacak. Yöneticiler vatandaş karşısında haddini bilecek. Hiç kimse vatandaşın sözünün üstüne söz söyleyemeyecek.
Ülkemiz, ekonomimiz, sanayimiz, teknolojimiz ancak böyle güçlenir, böyle büyür. Bunu başaramayan, ülkenin huzurunu kaçıran, refahını azaltan iktidar 2024 seçimlerinde milletten esaslı bir uyarı aldı. Millet Cumhuriyet Halk Partili belediyelere çok büyük bir destek verdi ve bu ülkenin bir sonraki iktidarını açıkça işaret etti. O günden bugüne her adımında daha fazla hukuk dışına çıkan, her geçen gün daha da zalimleşen bir iktidarla karşı karşıyayız.
Haksız, hukuksuz davalarla, kötü muameleler ve baskılarla bizleri yıldırmaya, milletin iradesini zorbalıkla şekillendirmeye çalışıyorlar. Yalnız bizleri değil ailelerimize karşı dahi terfitler, kumpaslar içindeler. Ama ne yaparlarsa yapsalar millet ikna olmuyor, olmayacak.
Aylardır milleti kurtla, ahtapotla oyalayarak algı operasyonlarını yapanlar kendilerinden başka kimseyi kandıramadılar. Tüm yalanları, iftiraları dönüp onları vurdu. Şimdi bizi terörle, casuslukla suçlayacak kadar akıldan uzak, izandan yoksun bir halde yeni tertipler peşindeler. Yine başaramayacaklar. Milletimiz tertipleri de, sebeplerini de çok iyi görüyor.
Ne yaparlarsa yapsınlar kurdukları israf ve istibdat düzenini yalanla, zulümle ayakta tutamayacaklar. Bu düzen değişecek. Hukuku ve demokrasiyi hiçe sayan, vatandaşını sadece oy vergi verirken kıymetli gören anlayışı tarihe gömeceğiz. Adaleti devletimizin temeli, ortak hayatımızın yüce bir değeri haline getireceğiz. Türkiye'yi emeğiyle rahatça geçinen, geleceğinden emin, çalışkan, dürüst, mutlu insanların ülkesi yapacağız. İyiliğin, merhametin, kardeşliğin iktidarını kuracağız. Sabredeceğiz. Gayret edeceğiz. Cesaret edeceğiz ve mutlaka başaracağız.
Dünya, dünya tersine de dönse, Ordunun dereleri tersine de aksa başaracağız. 86 milyon kazanacak.
ÖZEL KONUŞTU
İmamoğlu'nun mektubu okunduktan sonra CHP lideri Özgür Özel Ordululara sesleniyor:
Bir yanı yeşil. Bir yanı yayla, bir yanı sahil. Fındığı dalında, sevdayı kalbinde, mertliği yüreğinde taşıyan Ordu. Hepiniz hoş geldiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Toprağa can, fındığa ömür veren ordu dayız. Dünyanın en güzel manzaralarından birine sahip olan Boztepe'nin hemen yamacındayız. Karadeniz'in coşkun dalgalarını seyrederken yüreğindeki insan sevgisini, mücadele azmini, haksızlığa gelememeyi, herkesin hakkını herkesin hakkını kendi hakkı gibi savunabilmeyi şiar edinmiş Karadeniz'in güzel insanları, hepiniz hoş geldiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bugün Altınordu'da Cumhuriyet Meydanı'ndayız. Bundan önceki dönemde Ordu'da bir belediye başkanımız vardı. Ve Gülyalı'da 28 yaşında göreve gelen ve bir gence olanak tanındığında neler yapabileceğini gösteren bir belediye başkanımız vardı.
Ordunun en küçük ilçesinden bugün Ordunun merkez ilçesine Altınordu'ya aday olup Altınordu'yu rekor oyla kazanan Ulaş Tepe'ye ve ona sahip çıkan sizlere partim adına yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun.
Henüz yolun başındayız. Onlar sonuna geldi. Biz daha yeni başlıyoruz. Ordu Büyükşehir'i alacağız. Ordunun bütün ilçelerini alacağız. Çünkü Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partili belediyeler icraatlarını yaptıkça, insana dokundukça sokakta, mahallede, kahvede, tarlada, camide her yerde sizlerle temas ettikçe...
Ordunun en küçük ilçesinden bugün Ordunun merkez ilçesine Altınordu'ya aday olup Altınordu'yu rekor oyla kazanan Ulaş Tepe'ye ve ona sahip çıkan sizlere partim adına yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun.
Henüz yolun başındayız. Onlar sonuna geldi. Biz daha yeni başlıyoruz. Ordu Büyükşehir'i alacağız. Ordunun bütün ilçelerini alacağız. Çünkü Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partili belediyeler icraatlarını yaptıkça, insana dokundukça sokakta, mahallede, kahvede, tarlada, camide her yerde sizlerle temas ettikçe...
Millet doğruyu da yanlışı da, çalışkanı da tembeli de ve yaptığı hizmetle şehre, kente katkı sağlayanı da, kendine katkı sağlayanı da ayırıyor. Ve bu bize bir sonraki başarıyı bir sonraki başarıyı getiriyor. Onun için Ordu'da bu önemli başarıdan sonra ben çok daha büyük işleri başaracağımıza yürekten inanıyorum. Tabii marifet iltifata tabi.
Bir seçim kazanılırsa örgütle kazanılır.
Değerli Ordulular bir cumartesi günü belki de havanın bu kadar müsaade edeceği bir cumartesi daha olmaz. Sizler bugünü bize ayırdınız. Buraya geldiniz. Bu meydanı bu koca meydanı ve siyasette seçim atmosferi yokken meydanı doldurmakla kalmadınız. Meydandan dışarılara taştınız. Karşılarda bizi görebilen her yerde balkonlarda burayı şereflendirdiniz. Bu tarihi gün için size teşekkür ediyorum ve şunu söylüyorum. Elbette meydanlar meydanlara gelinir, konuşulur.
Dolmaz denen meydanlar doluyorsa, dolup da taşıyorsa bu insanlar yüreğinde bu mücadele azmini taşıyorsa 68. eylemde Ordu tarihe geçiyorsa doğru yoldayız. Doğru yoldayız. Kimin ne dediğine bakmayın.
Karşımızda bir çete, karşımızda artık devleti devlet gibi yönetmekten vazgeçmiş, her alanı yetkisiz, yetkili ama yetkilerini aşan ya da yetkisiz yetki kullanan birilerine emanet etmiş, koltuktan inmeyeyim gerisi ne olursa olsun diye bakan, emekliyi düşünmeyen, asgari ücretliyi, emekçiyi düşünmeyen, çiftçiyi düşünmeyen, fındık üreticisini düşünmeyen, esnafın halini düşünmeyen birileri sadece iktidarda kalmak için salonlarda salon siyaseti yapar dursunlar. Yazın serini kışın sıcağı sevsinler. Kendi atadıklarına kendilerini alkışlattırsınlar.
Biz meydan meydan taşmaya iktidara koşmaya devam ediyoruz. Bunun için bu meydanı görüp de evinden aferin orduya, ne güzel ordu, ne güzel oldu ordu bugün diyen 81 ildeki tüm vatandaşlara söylüyorum. Aldığın maaştan şikayetin varsa gittiğin yerde kasaptaki etin fiyatından peynirin fiyatından mandıradaki şikayetin varsa bir çayla bir simit bile artık lüks olduysa, ürünün para etmiyorsa, itirazın varsa, çocuğunun eğitiminden memnun değilsen ya da evladın geleceğini başka ülkelerde hayal ediyorsa, buradan birileri umut kesiyorsa o zaman evde o kumandayı bir yere bırakacaksın. O pijamayı çıkaracaksın. Nereye çağırılıyorsan koşacaksın. Meydanı, sokağı boş bırakmayacaksın. Mücadele edeceksin. Mücadele edeceksin. Ancak öyle kazanacağız. Ancak öyle kazanacağız.
Bu hani eskiden diyorlardı ya çalıyor ama çalışıyor ya da yolsuzluk da yapıyor yol da yapıyor.
"AKLA HAYALE GELMEYECEK YOLSUZLUK YAPMIŞLAR"
Vallahi yol yapmamışlar ama Çatalpınar'da akla hayale gelmez bir yolsuzluk yapmışlar. Şimdi herhangi bir yerde bir iftiracı pırıl pırıl bir belediye başkanıma şöyle bir şey duydum deyince sabah 6'da kapıyı kırıyorsun. İçeriye polislerle dalıyorsun. Başkanı yatak odasına kadar gidip gözaltına alıyorsun. Emniyetten girerken çıkarken iki yanda iki polis ya da jandarma bazen o küçük düşürücü görüntüyü çekip hemen televizyonlara servis ediyorsun.
Daha suçunu bırak ispatlamayı iddia edemediğini doğru gibi yayıp haysiyet cellatlığı yapıyorsun. Bak şimdi ben buradan Çatalpınar'ın ne yaptığını söyleyeyim.
Adalet ve Kalkınma Partili Çatalpınar Belediyesi Çevre Bakanlığı bu belediyeye hibe desteği veriyor. 10.000 metrekare parke taşı alacak. Tam 50 tır yapıyor. 10.000 metrekarenin parası ödeniyor ama 50 tır beklerken 15 tır bir geliyor.
Toplam 3000 metrekare. Bunun üzerine gidiliyor. İtiraz ediliyor. Resmen bir suç üstü durumu var. Eyvah ne yapacağız? Gecenin bir vaktinde diğer taraftan başka illerden 11 tırla 7.000 metrekare parke taşı getirilirken kameralarla tespit ediliyorlar. Yani hırsızlığı, yolsuzluğu yapıyorlar. Yakalanınca bir başka belediyenin parası ödenmiş taşını buraya taşırken de yakalanıyorlar. Peki bu belediye başkanına evine gitme bir telefon et. Çağırdın mı? Sordun mu? Soruşturma açtın mı? Bunun hesabını sordun mu? Bizim bizim sadece iftiracılara yazdırdıkları hiçbir kanıtı olmayan tek bir ifadeyle 16 tane arkadaşımızı içeri koyuyorlar.
Çatalpınar'da maalesef orduya yol yapmayanlar Çatalpınar'da yolunu buluyorlar. Bu adaletsizliğe bu haksızlığa isyan ediyor işte bu meydanlar. Nasıl doluyor? Böyle yaptığınız için doluyor. Ordu Giresun Havaalanında şikayet çok.
Sefer sayısı yetersiz, biletler pahalı diyorlar. Hastane sıkıntısı ilçelerde ambulans ihtiyacı MR'ın olmaması, sürekli başka yerlere sevk olması, doktor bulunmaması büyük sorun. Okullarda öğretmen açığı, öğretmen açığı çok ama 331 okuldan öğretmeni olmayanlar var ama manevi danışman ÇEDES'le tüm okullara yollanmış.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bilhassa şunu söyleyeyim. Önceki dönem diyanetin yaptıklarını çok eleştirdik. Bu dönem Diyanet İşleri Başkanı 29 Ekim'de atamıza Mevlüt okutarak geldiği günden itibaren hutbelere cuma hutbelerine dün gittim.
Cuma hutbesinde vefayı konuşuyor ve derli toplu siyasete girmeyen, kadınları rencide etmeyen gençlerin özgürlüğüne karışmayan doğru bir şekilde herkesi kucaklayan hutbeler okunuyor. Dedim ki böyle giderse ben bundan sonraki süreçte diyaneti eskisinden ayırırım. Buna dikkatle bakıyoruz. Ancak şu kadarını söyleyelim.
Biz din görevlisinin işini en iyi şekilde yapmasını, en özgürce yapmasını, ibadet özgürlüğünü, inanç özgürlüğünü sonuna kadar savunuyoruz, teminatıyız. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı'nda birtakım protokollerle olur olmayacak işlerle derneklerle, vakıflarla ve din görevlileri üzerinden çeşitli işlere girilmesini doğru bulmuyoruz.
Din eğitiminin yeri belli. Din görevlilerinin görevinin yeri belli. Öğretmenin yeri görevi belli. Bunu yürekten savunuyoruz. Kararlılıkla açıkça. Bir de benim en üzüldüğüm konulardan bir tanesi Ordu'ya dair, Giresun'a dair, Karadeniz'e dair biraz da alçaktan giderseniz uçakla, helikopterle bir bakıyorsunuz ki bu güzel şahin şeridinin arkasında dağlar delik deşik, ormanlar delik deşik.
Sonra bir bakıyorsunuz ki rakamlara olandan beter olacak olanlar var. Bugün Ordunun %74'ü maden ruhsatlarına açılmış durumda. Ormanların %65'i maden ruhsatı olarak verilmiş. Tarım alanlarının %76'sı maden ruhsatlarına ayrılmış durumda.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak elbette madenler çıkarılsın, işlensin. Birazdan ona da değineceğim. Ama ama önce insan diyen, önce doğa diyen, önce Ordu diyen ve tarım alanlarına ve ormanlara sahip çıkan anlayışımızı sonuna kadar kadar sürdürüyoruz.
Buradan asla taviz vermedik, asla taviz vermeyeceğiz. Bu yıl rekolte yüksek olacak dediler. Fındığın fiyatını önce bir aşağıya doğru asıldılar. Fındık bahçelerine don vurdu. Güneş yaktı. Kokarca bastı. Maalesef bilhassa Ordu'da rekolte çok düşük kaldı.
Böyle olunca bir miktar fiyatlar yukarıya doğru gidiyordu ki bu güya adı dünya devi boyu devrilsin. Boyu devrilsin. Fındıkta tek el olan firma çıktı açıklama yaptı. Diyor ki kendi yapmıyor da Avrupa'nın en saygın basın yayın kuruluşlarından bir tanesine yalan haber sızdırıyor. Efendim bu sene Türkiye'den fındık almayacağız.
Böyle olunca piyasada bir manipülasyon bir panik, fındık fiyatları aşağıya doğru gelmeye başladı. Ben bunlara en sert tepkiyi göstereceğimizi söyledim. Rekabet Kurumunu göreve davet ettik. 50 olmalıydı ama arada 30.000 ton alım zorunluluğu getirmişler.
En az 50.000 75.000 ton olması gerekir ama Rekabet Kurumu duruma baktı. Bunlar da alım yapacaklarının taahhüdünü verdiler. Buradan buradan öyle dünya devi dünya devi tanımam. Bu fındıkta bir tane dünya devi var.
Ordu Giresun Karadeniz. Öyle öyle bugün fındık üreticisini ezmeye kalkarsan bunu bu sene yaparsın. Belki ömrü vefa ederse, ömrün vefa ederse seneye de yaparsın. Sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümetinin başına gelecek kişi öyle sonuncusu gibi çiftçiye fındık üreticisine al ananı da git diyen değil tam tersine çiftçi milletin efendisidir diyen biri olacak.