CHP'den komisyonda '11. Yargı Paketi' ne dair 'istismar, tecavüz suçları işleyenler dışarıda' tepkisi: Gazeteciler kapsam dışında

TBMM Adalet Komisyonu'nda, AKP'nin kamuoyunda "11. Yargı Paketi" olarak nitelendirilen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerindeki görüşmeler başladı. CHP'li isimlerden yargı paketine dair çarpıcı eleştiriler geldi.

12punto

CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Adalet Komisyonu'nda yaptığı açıklamada, "11 paket geldi. 11 pakette de hiçbir şey yok. İBB iddianamesi nasıl boşsa, bu paket de boş" dedi. Bülbül, kadın, çocuk ve deprem suçlularının teklif dışında bırakılmasını talep etti. DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan da 6 Şubat deprem davalarına ilişkin yargılanan sanıkların bu düzenlemeden muaf tutulmasını talep ederek, "Bu, açıkça adaletin sağlanması değil tam tersine, cezasızlık politikası diye sistemik olarak eleştirmiş olduğumuz bu kültürün kurumsallaşmasını doğuracaktır" diye konuştu.

Bülbül, teklifin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Anayasa 2, 7, 9, 10, 11, 13, 20, 22, 25, 26, 34, 35, 36, 38, 88, 153; o kadar çok aykırılık var ki neresinden tutsak, ne yapsak elimizde kalıyor. Anlatamadığımız mesele şu: Anayasa'ya aykırı olduğu için daha önce getirmiş olduğunuz yargı paketindeki maddeleri çekiyorsunuz, daha sonra bir bakıyoruz, sekizde çekilen on birde geliyor, dokuzda çekilen on beşte geliyor. Niye ısrar ediyorsunuz? Anayasa Mahkemesi karar vermiş 'BTK konusunda bir idareye siz yargı yetkisi veremezsiniz' demiş, 'Anayasa’nın 9'uncu maddesine aykırı' demiş, açık ve net söylemiş, siz gene 30, 31, 32'yi getiriyorsunuz.

Anayasa Mahkemesi iptal ediyor 'Hakaret suçlarındaki eşitlik konusunda ön ödeme konusunda ayıramazsın' diyor, bir bakıyoruz, kamu görevlisine hakarette hemen uzlaşmayı da kaldırıyorsunuz, ön ödemeyi de kaldırıyorsunuz. Neden, neden? Nedeni şu: Cumhuriyet Halk Partisinin kurumsal kimliğine, Cumhuriyet Halk Partisinin belediye başkanlarına, Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun önünü kesmek amacıyla çıkarıyorsunuz.

Kendisine mazbata verilen, danışman verilen, oda verilen ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunda Komisyon üyesi seçilen Can Atalay nerede? 'İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 18'inci maddesine göre siyasetin yargıya yönelik müdahalesiyle tutukluluk ve yargı süreci kabul edilmiş' diye karar verilmiş AİHM'de. Nerede Demirtaş? Cezaevinde. Figen Yüksekdağ nerede? Cezaevinde. Kavala nerede? Cezaevinde. 19 Martta kumpas İBB davasıyla, 15,5 milyon kişinin oyuyla Cumhuriyet Halk Partisinin adayı olan Ekrem İmamoğlu nerede? Boş iddianamelerle cezaevinde 15 belediye başkanımızla beraber."

"11 PAKETTE DE BİR ŞEY YOK" DİYEN BÜLBÜL SÖZLERİNİ ŞÖYLE SÜRDÜRDÜ:

"Yokları sayalım mı? İBB iddianamesi nasıl boşsa bu paket de boş. Bu getirdiğiniz paketlerle toplumsal barışın inşaası için ifade özgürlüğünü mü genişletiyorsunuz? Hayır. Kürt sorununun çözümünü demokratik siyasetle mi çözüyorsunuz? Hayır. 19 Mart Darbesi kapsamında CMK ve TCK'ya aykırı savunma hakkı ihlallerine ilişkin, tutuklanmış siyasetçi ve bürokratların tutukluluğuna çözüm mü getiriyorsunuz? Hayır. Gezi Davası'nı kafaya takmışsınız. Tayfun Kahraman'dan tut pek çok kişi cezaevinde. Terörle Mücadele Kanunu'nda hukuki belirlilik ilkesini mi getiriyorsunuz? Hayır. Hakkını arayan her yurttaş terörist. Sizden olmayan herkes terörist. Ne diyor AİHM içtihatlarında? Terör konusunda kapsamın geniş tutulması insan hakları sözleşmesine aykırıdır. Bunun dahi düzenlemesini getirmiyorsunuz. Cumhurbaşkanı'na tehdit diye suç ihdas ediyorsunuz. Gazetecilere 'susun' diyorsunuz.

'Kadına ve çocuğa şiddetle etkin mücadele' diyordunuz. Getirdiğiniz infaz kanunuyla ne yapıyorsunuz? Kadın cinayeti işleyenler, istismar, tecavüz gibi suçları işleyenler, gasp, yaralama, kaçırma suçları ve en önemlisi ne biliyor musunuz, iki gün önce beni üç çocuğunu depremde kaybeden bir anne aradı. Daha sonra firar eden kişiler bir AK Parti milletvekilinin damadının evinde yakalanmış. Kadın bağırıyor 'Adalet istiyorum' diyor. Düşünebiliyor musunuz? Daha dün gelen bir vatandaşın oğlu da Maraş Depremi'nde avukat oğlu vefat etmiş. Biz adalet arıyoruz. Siz bu infazda 'eşitlik-adalet' yok diyorsunuz. Onlarca gazetecinin yargılandığı davalar, örgüt suçları adı altında kapsam dışında. Yani burada da adalet yok."

"DEPREM DAVASI SANIKLARI MUAF TUTULSUN"

DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan da 11. Yargı Paketi teklifinin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, paketin yasalaşması halinde ceza ve infaz adaletinde ciddi sorunlar yaratacağını söyledi. Aslan, "Tıpkı diğer paketler gibi, bu paketin de Türkiye'deki hukuk, yargı, ceza ve infazda ne adalet ne eşitlik bağlamında gerçekten bir derde deva yaratıp yaratmayacağı tartışması halen sürüyor çünkü bize göre Türkiye'nin ceza ve infaz yasalarının tamamı oluşturulurken daha en başından eşitlik sistemine, ilkesine aykırı bir biçimde incelendiği için paketlerle, reformlarla, strateji belgeleriyle belli noktaları sıkışınca, toplumsal baskı artınca getirilen değişikliklerle gerçek anlamda ne Anayasa'ya uygun bir sistem ne insan onuruna ne de hukukun üstünlüğünü esas alabilecek bir ceza ve infaz adaleti sağlamak mümkün değil" dedi.

Teklifin 27. ve 32. maddelerine de karşı olduklarını belirten Aslan, şöyle konuştu:

"Belirli suç tiplerinde infaz indirimi ya da örtülü bir af görünümü sağlarken ve bunun ileriye dönük kapsamını da genişletirken daha peşinen, düzenleme itibarıyla, yazımsal itibarıyla kapsam dışı bırakılmasını ve dışlama mantığının ne şekilde gerçekleştiğinin açıklanmamasının, daha en başından Anayasa'daki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünüyoruz. 'Örgütlü suçlar kapsam dışıdır' cümlesinin altında gizlenen gerçek neden, fiilin niteliği ve toplum üzerindeki etki meselesi midir yoksa iktidarın tercihen tercih ettiği ikili hukuk sistemini bir devamı mıdır diye sormak lazım. Eğer bir toplumsal etkiden söz edeceksek asıl toplumdaki en büyük kırılma, en derin yara teklifte kapsam içerisine dahil edilerek ifade etmiş olduğunuz kadına yönelik şiddet, kadın katliamları, cinsel saldırı suçları, çocuğa yönelen istismar ve diğer suçlar bakımından toplumun adalet duygusunu ortadan kaldıran, zedeleyen, cezanın caydırıcılığını hedef aldığınızı söylediğiniz ama bu yönüyle caydırıcılığı ortadan kaldıran hükümler olacaktır."