CHP’den Milli Eğitim Bakanı hakkında suç duyurusu!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Ankara Adliyesi'nde Milli Eğitim Bakanı hakkında ‘görevi kötüye kullanmaktan’ suç duyurusunda bulundu.

12punto

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, öğretmen atamalarında yaşanan mülakat skandalına dikkat çekmek amacıyla başlattığı oturma eylemi sonrası bugün de Ankara Adliyesi'nde Milli Eğitim Bakanı hakkında suç duyurusunda bulundu.

Ankara Adliye’si önünde basın açıklaması yapan Suat Özçağdaş:

"Cumhuriyet Halk Partisi adına milletvekillerimiz ve parti meclis üyelerimizle birlikte Ankara adliyesindeyiz. Dün akşam saat 10'da başlatmış olduğumuz oturma eylemimizi Sayın Bakan'ı istifaya davet ettikten sonra adliyede yapacağımız bu suç duyurusuyla tamamlıyoruz.

Önümüzdeki günlerde mülakatla ilgili bu haksızlığın giderilmesi için çok daha farklı eylemlerle, çok daha farklı çalışmalarla sizlerle birlikte olacağız.

14 Mayıs 2024 tarihli 32.546 sayılı resmi gazetede sözleşmeli öğretmen istihdamına ilişkin yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin yayınlanmasını takiben, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 17 Mayıs 2024 tarihinde 20.000 sözleşmeli öğretmen ataması yapılacağı duyurulmuştu. Yine resmi gazetede yayınlanan, yürürlüğe giren bu yönetmelikte anayasaya aykırı olması nedeniyle hem tarafımızca hem de birçok sendika tarafından yönetmelik değişikliğinin iptali istemiyle Danıştay'da dava açılmıştı. Açılan davalar halen devam ediyor. Bakanlıkça yapılan duyuruya göre sözleşmeli öğretmen istihdamına ilişkin sözlü sınav süreci 2 Temmuz tarihinde başlayarak 10 Ağustos 2024 tarihinde tamamlandı. Ancak bakanlık Danıştay'daki davaları gerekçe göstererek 66 gün boyunca bu mülakatların sonuçlarını açıklamadı. Her ne kadar Danıştay kararının beklendiği ifade edilse de Danıştay nihai kararını vermeden bu sonuçların mülakat sonuçlarının açıklanması durumu oluştu. Biraz önce de detaylarıyla dile getirdik.

'Mülakat süreci tamamen şaibeli bir hale geldi".

Aylarca bakanlığı uyarmamıza rağmen sonuç tam da söylediğimiz gibi oldu ve mülakatlar bir haksızlık aracı oluşturdu. İlgili mevzuat çerçevesinde alınacak aday sayısının 3 katı kadar aday davet edilmişti. Yani 60 bin sözleşmeli aday davet edildi. Bakanlığın şeffaf olmayan ve çelişkili politikaları gereği 60 bin öğretmen sonuçların ne zaman açıklayacağını beklemek zorunda kaldı. Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri olan şeffaflık ve hukuki öngörülebilirlik ilkesine aykırı bir şekilde danıştay kararı beklemeden de sonuçlar ilan edildi. Tabi bu süreçte örneğin adayların bir kısmı başka iş olanaklarını değerlendiremediler. Eğitim öğretimi yılı başlamasına rağmen özel sektörde ve çeşitli eğitim kurumlarında görev alamadılar ve maddi ve manevi alanda zarara uğradılar. Eylül ayı itibariyle bir başka skandal yaşandı. Sonuçlar kısa bir süre e-devlette yayınlandı. Fakat daha sonra tekrar bu e-devletten yayınlanan sonuçlar kapatıldı. Ve bakanlık bir süre bunlara cevap dahi vermedi. Yine bu da şeffaflık ilkesinin açık bir ihlali olarak kamuoyuna yansıdı. Bu süreç sıralamaların açıklanmaması ile birlikte mülakat sürecini tamamen şaibeli bir hale getirdi.

‘Tamamen gerçek dışı bir süreç yaşıyoruz.’

Sayın basın mensupları, bugün itibariyle 60 bin kişinin mülakat sonuçları vardır. Fakat bu kişilerin sıralama sonuçları yoktur. Ve Bakanlık hiçbir sıralama açıklamadan öğretmenlerden itirazlarını yapmalarını, tercihlerini yapmalarını istemektir. Tamamen gerçek dışı bir süreç yaşıyoruz. Ve Bakanlık ısrarla sıralamaları açıklamıyor. Çünkü sıralamaların açıklanması yapılan usulsüzlüklerin, haksızlıkların da açıkça kamuoyunda görülmesine yol açacak. Tabi bu dilekçe tarihi itibariyle 542 gündür bir öğretmen ataması yapılamadı. Geçen sene 23 bin 670 öğretmen emekli olmuşken 20 bin öğretmen alınacağı söyleniyor. Bunun bir sonucu mülakatlarla 20 bin öğretmen adayına haksızlık yapılmasıdır. Diğer sonucu ortalama sınıf büyüklüğü 25 bin olduğuna göre 23 bin 670 öğretmen emekli olduğuna göre sadece bu ortalamadan yola çıkarsak yaklaşık 600 bin öğrenci bir eğitim yarı yılına yakın öğretmensiz kalmıştır. Ya bu öğretmenlere ihtiyaç yoktur ya da bu öğrenciler gerekli eğitim öğretimden yoksun bırakılmıştır."