CIA belgelerinde 27 Mayıs: ‘Menderes gibi batı yanlısı değiller’

CIA'in gizli raporunda 27 Mayısçıların Menderes hükümeti gibi "coşkulu şekilde" batı yanlısı olmadığı ifade edildi. Belgede CIA'in, aynı zamanda Milli Birlik Komitesi üyeleri içinde ABD'de eğitim alan subayları tespit etmeye çalıştığı da belirtildi.

Masum Gök

Masum Gök - 12punto.com.tr

27 Mayıs 1960 ihtilalinin ABD'nin desteğiyle yapıldığına yönelik çeşitli iddialar ortaya atılmıştı. Ancak CIA'in Haziran 1960 yılına ait gizli belgesi bu iddianın gerçek dışı olduğunu gözler önüne serdi. 

27 Mayıs'tan sonra kurulan Milli Birlik Komitesi'nin Menderes yönetimi tam batı yanlısı olmayacağı belirtilen belgede "Mevcut rejim, açıkça Batı yönelimli olmakla birlikte, muhtemelen Menderes hükümeti kadar coşkulu bir şekilde Batı yanlısı olmayacağına dair bazı işaretler vermiştir" denildi. 

Milli Birlik Komitesi ile istenilen ilişkinin kurulamadığı ifade edilen belgede "Ne yazık ki ABD temsilcileri mevcut rejimin liderleriyle Menderes hükümetiyle kurabildikleri yakın ilişkiyi henüz kuramamışlardır" ifadeleri kullanıldı. 

MBK İÇİNDEKİ ABD'DE EĞİTİM ALANLARI ARAŞTIRIYORLAR

Milli Birlik Komitesi üyeleri içinde ABD'de eğitim görmüş subayları araştıran CIA "Elimizdeki bilgiler eksik olmakla birlikte, askeri komitenin 38 üyesinden en az 8'inin ABD'de askeri okullara devam ettiğini tespit ettik" dedi. ABD'de eğitim gören Milli Birlik Komitesi üyeleri içinde Alparslan Türkeş de vardı. 

Gizli belgede 27 Mayıs'tan sonra Sovyetler Birliği'nin de Ankara'yla yakınlaşmak için harekete geçeceği vurgulanarak "Aynı zamanda Moskova'nın Ankara ile daha iyi ilişkiler geliştirmek için çabalarını arttırması muhtemeldir" denildi. 

CIA: TÜRKİYE KENDİ DOĞAL KAYNAKLARIYLA KALKINABİLİR

1961 yılındaki başka bir CIA belgesinde ise Türkiye'nin ekonomi kalkınma için gerekli doğal kaynaklara sahip olduğu ifade edilerek şu tespitler yapıldı:

"Türkiye, önemli bir ekonomik kalkınma için gerekli doğal kaynaklara sahiptir. Kapsamlı bir hidroelektrik potansiyeli ve genişleyen bir sanayi için gerekli olan birçok maden kaynağının büyük ve genellikle iyi kalitede yataklarına sahiptir. Dahası, son zamanlarda yapılan petrol keşifleri, Türkiye'nin ithalata olan mevcut ağır bağımlılığını kademeli olarak azaltmasını muhtemel kılmaktadır. Tarımsal kaynakları daha az etkileyicidir. Anadolu platosunda topraklar fakir ve yağışlar hem yetersiz hem de güvenilmezdir. Kıyı bölgeleri ise zengin topraklara, bol yağışa ve daha ılıman bir iklime sahiptir. Son yıllarda yapılan yatırımlar, Türkiye'ye orta düzeyde bir sanayi tabanı sağlamıştır. (Özellikle tekstil, gıda işleme ve inşaat malzemeleri ve daha az olmakla birlikte giderek artan ölçüde çelik üretimi ve metal imalat)ı. Ancak Türk sanayisi normalde kurulu kapasitesinin yarısından biraz fazlasını kullanmaktadır. Bu durum kısmen son yıllarda yaşanan hammadde ve yedek parça sıkıntısından ve ithal ürünlere yönelik yerel tercihlerden kaynaklanmaktadır. Kısmen de sanayi işgücünün yaklaşık yarısını istihdam eden ve atıl kapasitenin çoğuna sahip olan devlet sanayi kuruluşlarına geçmişte yapılan akılsız yatırımların mirasını temsil etmektedir. Hükümet hiçbir zaman rekabetçi bir temelde faaliyet göstermelerini istemediğinden, bu işletmelerin kaynak kullanımında tasarruf yapmaları için çok az teşvikleri vardır."