Cübbeli Ahmet-Egemen Bağış kavgası dinmiyor! 'Senin beş paralık itibarın için...'
Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü ile eski Prag Büyükelçisi Egemen Bağış arasındaki söz düellosu devam ediyor. Bağış'ın "yanmaz kefen pazarlayıcısı" ifadesine Ünlü'den sert yanıt geldi.
12punto
Egemen Bağış, geçtiğimiz yıl Prag Büyükelçiliği görevinden alındıktan sonra yeni bir pozisyona atanmadı. Son olarak Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut'un cenaze töreninde Bilal Erdoğan tarafından elinin sıkılmamasıyla gündeme gelen Bağış, bu olayın ardından Cübbeli Ahmet tarafından hedef alındı.
Ünlü, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Bilal Erdoğan'ın Bağış'ın elini sıkmamasını överek, "Dindar ve kindar" sözünü hatırlattı. Ünlü, "Herkes yağcı olmamalıydı, bazıları da dîninin kinini tutmalıydı" ifadelerini kullandı.
BAĞIŞ'TAN CEVAP GECİKMEDİ
Egemen Bağış ise Ünlü'nün sözlerine sosyal medya üzerinden yanıt verdi. Bağış, Hz. Mevlana'nın sözlerine atıfta bulunarak, "Suskunluğum asaletimdendir" dedi ve Ünlü'nün geçmişteki bazı olaylara atıfta bulunarak eleştirilerini sürdürdü. Bağış, "Bilime alerjisi olan, peşin hüküm veren, yanmaz kefen pazarlayıcıları yine itiraz eder" ifadelerini kullandı.
İLGİLİ HABER - Egemen Bağış'tan Cübbeli Ahmet'e 'bakara' yanıtı: 'Yanmaz kefen pazarlayıcısı...'
ÜNLÜ'DEN YENİ AÇIKLAMALAR
Bağış'ın açıklamalarının ardından Ünlü, sosyal medya hesabından yeni bir paylaşım yaparak tartışmayı daha da alevlendirdi. Ünlü, Bağış'a hitaben, "Madem ben kefen satıcıydım, sana kefen mi lazım olmuştu?" diye sordu ve Bağış'ın kendisiyle barışmak için birçok girişimde bulunduğunu iddia etti.
Cübbeli Ahmet'in paylaşımı şöyle:
"Ey Egemen! Madem ben kefen satıcıydım, sana kefen mi lazım olmuştu da merhûm Medîneli Ali Efendi’yi üç kere benimle barışmak için devreye soktun?
Sonra İsmailağa Vakfı’na gittin, Bakara Sûresi ile alay ettiğin halde onlar seni çay kahve ağırladılar ve bana “görüşülse, barışılsa” diye ricâcı oldular ama ben senin beş paralık itibarın için Bakara Sûresi’ni satamazdım.
Daha konuşacak çok şey var fakat bel altı konuşmak bana yakışmayacağı için, ayrıca herkesin bildiği fakat o işte şerîklerin çok olduğu için hedef olacağımı düşündüğümden şuan açıklamayı uygun görmediğim diğer bazı sıfatların da cabası.
Sen o ses kaydını inkâr ederek montaj diyeceğine çık: “Bakara Sûresi ile alay etmek irtidâdtır, ama ben îmân tazeledim, nikâh tazeledim” diye tövbeni açıkla, ondan sonra kimse seninle uğraşmasın.
“Tövbeni kabul edip etmemek Allâh’a kalmıştır, insanların beyânı esastır” diyelim ve konuyu kapatalım velâkin sen bunu montaja hamledip hâlâ milleti salak yerine koyarak aldatmaya devâm ettiğin sürece bizden asla yüz bulamazsın.
Sonra hatırladım; Hüdâyî Cemâatine âit Şah-ı Nâkşibend Sempozyumu’nda tam yanıma gelmeye uğraştın ama ben önceden Murat Soydan Hoca’yı araya yerleştirerek senin yanıma oturmanı engelledim ve seninle gözgöze gelmemeye çok özen gösterdim. Mâdem adam değildim veya kefen satıcıydım niçin benimle görüşmek için birçok teşebbüste bulundun?!
Şimdi tabî bunların hepsini inkâr edebilirsin ama hakîkat ortadadır, benim yalan konuşmayacağımı herkes bilir. Eğer o kefen işinden ben satıp para yediysem Allâh bana kefen nasip etmesin, eğer sen yalan konuşuyorsan Allâh sana kefen nasip etmesin. Âmîn!"
Ey Egemen! Madem ben kefen satıcıydım, sana kefen mi lazım olmuştu da merhûm Medîneli Ali Efendi’yi üç kere benimle barışmak için devreye soktun?
— Cübbeli Ahmet Hoca (@c_ahmethoca) July 16, 2025
Sonra İsmailağa Vakfı’na gittin, Bakara Sûresi ile alay ettiğin halde onlar seni çay kahve ağırladılar ve bana “görüşülse,… https://t.co/jKCW9QEEsk pic.twitter.com/hTYK0NzFEY