Deprem bölgesinden yeniden aday gösterilen CHP'li Savaş konuştu

CHP'de Hatay Büyükşehir Başkan adayı olarak tekrar aday gösterilmesi tepkilere neden olan Lütfü Savaş katıldığı yayında önemli açıklamalarda bulundu.

12punto

Habertürk canlı yayına katılan Savaş, depremle ilgili tek sorumlu kişinin kendi olmadığını söyledi.

Seçimleri kazanacaklarını iddia eden Savaş, "Sayın genel başkanımız 4 anket yaptırmış, bizi tercih etti. Herkese teşekkür ediyorum. Seçime gireceğiz ve kazanacağız. En güçlü aday biziz. Ürettiğimiz için kazanıyoruz" ifadelerini kullandı.

Savaş'ın açıklamalarından öne çıkan satır başlıkları şöyle:

Deprem boyunca sadece 15-16 ilde deprem oldu. Bu depremin tek müsebbibi Lütfü Savaşmış gibi, kentsel dönüşümlere karşı imiş gibi imaj çizilmeye çalışıldı. Özellikle sosyal medya boyutunda. Bizler sanal dünyada değil gerçek dünyada yaşıyoruz.

Sayın Özgür Özel daha sonradan hakkımızda güzel şeyler söyledi. Kendisiyle görüşmemizde 'Sizden memnunum sizinle devam edeceğiz başkanım' dedi. Ben bugün CHP'ye gelmedim.

Geçmişte Kemal Bey beni davet etmişti. İlk 5 yıl Antakya Belediye Başkanlığımdan sonra AK Parti'den adaylık başvurusunda bulunmadım. Önce Saadet daha sonra MHP bana büyükşehir belediye başkanlığı teklif etmişti.

Ben CHP'den aday olmuştum. Kazanmanın çok zor olduğu bir süreçte Adalet Bakanı'na karşı seçim kazandık.

"KEMAL BEY'E OY VERDİM"

Kurultay'da şahsım olarak sayın Kılıçdaroğlu'nu destekledim. Kendisine manevi borcum vardı. Kemal Bey'e oy verdim ben. Heyecanı 3 dönemdir yaşatıyoruz, bir daha yaşatacağız.

İktidarın ve CHP'nin yaptığı anketlerde ben çıkıyorum. Bu işler iddia ile ve size gönül verenlerin katkı sağlamasıyla olur.

Zor bir coğrafyada güzel işler yapmışız ki, insanlar bizimle olmak istiyor. Sayın genel başkanımız anketler yapmış 4 tane. Hepsinde açık ara önde çıkmışım. Önde çıkmışsam, demek ki benim aday yapılmam lazım.

"RÖNESANS'IN BENİMLE ALAKASI YOK"

4 ankette de Lütfü Savaş çıkıyorsa... Siyasi partilerin amacı hem şehirleri hem de ülkeyi yönetmektir. CHP kazanmak istiyorsa Lütfü Savaş'la çıkmak istemiştir, bu da çok doğaldır.

Ben sadece 5 yıl ruhsat verecek pozisyonda oldum. Antakya Belediye Başkanı iken.

Ben orada iken 76 belediye başkanlığı vardı. Bütün bunların ruhsat ve yapı kullanım izin verme yetkisi vardı. Rönesans'ın benimle alakası yok. Bizim yanımızdaki bir beldenin sınırları içerisindedir. Bu süreçte ben Antakya belediye başkanıydım.

"SUÇLANAN TEK BELEDİYE BAŞKANI BENİM"

Büyükşehir statüsüne geçince beldeler kalktı. 10 yıldır ben ruhsat vermiyorum. Ruhsatı ilçeler veriyor. Şu anda 11 ilçe mevcut iktidara ait. Lütfü Savaş sadece 5 yıl yaptı.

Bir inşaatla kusurum varsa hesap vermeye razıyım. Bugüne kadar bana bir şey intikal etmiş değil. 16 ilde bir tane belediye başkanı suçlanmadı sadece Lütfü Savaş suçlandı.

Şu anda büyükşehirlerin ruhsat verme yetkisi yoktur. Yıkılan binalar varsa belde, ilçe ve il belediyelerinin sorumluluğundadır. Bundan kimse hesap sormadı. 2013 yılında kentsel dönüşüm yasasından hemen sonra Antakya'da en riskli iki mahalleyi seçtim. Büyükşehir seçimi olunca orayı Antakya Belediyesi'ne verdiler. Antakya Belediyesi bunu başaramadı.

"RİSKLİ ALANLARI ÇALIŞTIK"

Ben 2014'ten itibaren 32 hektarlık alanı çalıştım. Bakanlığa gönderdim. Riskli alan ilan edelim diye. Bize rezerv alanı verelim dedim, vermediler. 2019 yılının Mayıs ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kentsel dönüşüm ve stratejik belgenizi hazırlayın dedi. Tam 1 yıl çalıştık. 6 mahalleyi çalıştık. Riskli alanları çalıştık. 25 bin 20 adet binayı çalıştık 1 yıl boyunca.

"BAKANLIK İZİN VERMEDEN ADIM ATAMAZSINIZ"

Bütün bölgede çalıştık, 46 mahallede. Çalıştığımız yerleri 26 bölgeye ayırdık. 13 bin 400 adet risk altındadır dedik. Yüzde 54'ü yıkılabilir demişiz, yüzde 55'i ya yıkılmış ya da acil yıkılması gereken pozisyona gelmiş. 427 hektarlık alan dokunulması gereken alanlar olarak tespit edildi. Tek tek çalıştık ve modelleme yaptık. Bakanlığa 2021 yılında çalışmamızı gönderdik, cevap gelmedi. Bakanlık izin vermeden kentsel projede adım atamazsınız.

"KONTEYNERDE KALIYORUZ"

Hatay'da konteynerde yattık. Normal herkesin kalmış olduğu 21 metrekarelik konteynerde kalıyoruz. Depremden bu yana. Benim evim orta hasarlı. Orada kalamıyoruz. Doktor arkadaşım var benim. Onun evi var 2 katlı, küçük dubleks, depremi orada yaşadık.

Bunu ilk defa sizinle konuşuyoruz, depremden bu yana konteynerde kalıyoruz.

15 yıllık siyasetteyim, hiç yalan söylemedim. Ciner Holding bizim orada 100 tane ev yaptı. Biz de yardımcı olmuştuk. Öncelikle Ciner Holding'e teşekkür ediyoruz. Hatay halkı nasıl yaşıyorsa, depremi nasıl geçirdiyse biz de öyle.

"HOLLANDA İLE ÇALIŞMAMIZ VAR"

İlk 5 ay çok kritikti. Benim merkezde kalmam gerekiyordu. Gelen yardım işini organize etmem gerekiyordu. Gelen resmi, gayriresmi STK'larla temas etmem gerekiyordu. O koordinasyonun başında olmasaydım Hatay böyle olmazdı. İnsanlar beni hep yanında görmek istiyor.

Merkezde bu işin koordinasyonu yapmasaydım o yardımları ulaştıramazdık. Hatay'ın tecrübeli insana ihtiyacı var. Akademisyen, STK ve odalarla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile plan proje yapıyoruz. Bu birikimi tekrar hayata geçirmemiz lazım. Ulaşımdan sosyal hayatına kadar sadece 15 alanında 126 akademisyen çalışıyor.

Bu ayın sonunda ne yapacağımızı açıklayacağız. Kredi çalışmalarımız var 3 ayrı alanda. Bulduğumuz kredilerle insanların uzun dönem ödeyeceği şekilde ev sahibi yapmak istiyoruz. Hollanda ile çalışmamız var. Onlarla 2 ay önce çalışma yaptık, imzaları attık, başlayacağız.

"KAZANACAĞIZ"

Sayın genel başkanımız 4 anket yaptırmış, bizi tercih etti. Herkese teşekkür ediyorum. Seçime gireceğiz ve kazanacağız. En güçlü aday biziz. Ürettiğimiz için kazanıyoruz. 550 bin civarında sığınmacı var şu anda, büyük deprem yaşamışız. Elimden geleni yapmışım.

Belediyelerin görevi ayrı, hükümetin görevi ayrı. Ben depremzedeyim, çalışanlarım depremzede, valilik, kaymakamlık depremzede. İlk 5 günde maalesef hükümet yoktu ortada, belki temsilcileri geldi.

İlk 5 güne olan oldu. Sorumluluk makamında olanlar ilk 5 günde görevini yapamadılar maalesef.

"KARDEŞİM DEVLET MEMURUYDU"

Benim belediyede bir kardeşim çalışıyor. Bir kardeşim de üniversitede çalışıyordu oradan geldi. Bizim su kanal hizmetlerinde çalışıyor.

8 bin çalışanı içinde bir kardeşimin üniversiteden gelmesi sorun mu?

Şu anda 55 yaşında. Rahatsız olacak bir şey yok, görevini yapıyor. Kardeşim zaten devlet memuruydu oradan geldi. Ben onu işe almadım.