Dervişoğlu'ndan erken seçim yorumu: Yaşananlar Türkiye için kurulan tuzaksa bunu bozmak boynumun borcu olsun
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, katıldığı canlı yayında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Dervişoğlu, gündemdeki Öcalan ve erken seçim başlıklarına da değindi.
12punto
Sözcü TV'de katıldığı bir programda açıklamalar yapan Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Türkiye'de anayasa değişimi konuşmaya başlandığından bu yana anayasa dışında her şey tartışılıyor. İlk dört maddenin değiştirilmesi konuşuldu, Öcalan'ın mecliste konuşması gündeme getirildi.
Anayasa tartışacakken başka konular gündeme getirildi ve bu söylemler bizlere asıl meselenin anayasayı tartışmak olmadığını düşündürdü...
Meseleye sadece milliyetçi refleksler üzerinden yaklaşmak doğru olmaz ve ben hiçbir zaman o pencereyi kullanmadım.
Vatandaş olarak kaygılarım var... Türkiye gül bahçesinde yaşamıyor etrafında çok büyük sorunlar var. Kuzeyinde savaş var güneyinde İsrail'in insanlık dışı saldırılar var.
İki komşumuzun toprak bütünlüğüne halel gelmiş ve buraları terör örgütlerinin oyun alanına dönüşmüş... Türkiye gelenekleri olan bir devlet ve 17 devlet kurmuş bir millet o yüzden her önüne gelenin bir devlet aklı inşa etmesi mümkün değildir.
En az 3 bin yıllık bir devlet aklı geçmişi olan bir ülkeye kimse öyle bir anda devlet aklı inşa edemez.
'Öcalan mecliste gelsin konuşsun' denmesi serbest bırakılmasının önü açılıyor demektir, benim karşı çıktığım şey bu!
Öcalan, Meclis'e de gelemez tıkıldığı delikten de çıkamaz, hiç kimse bunu oluşturmak için siyasi manevra yapmasın.
Vatan ve bayrak sevgisi üzerinde bir saygım yok...
Altını çizerek söylüyorum TBMM'ye gelsin şu parti çatısı altında konuşsun lafı o kişi için özgürlük planlanıyor ve bunun adımlarının atılması adına çalışmalar yaratılıyor bunu çok tehlikeli buluyorum.
Parti grup toplantımızda da söylediğim gibi cesetlerimizi çiğnemeden bu tarz bir harekette bulunamazlar.
BAHÇELİ'YE VERİLEN URGAN
O işin magazin tarafı ve keşke takılmasaydınız, subliminal mesajlar kısmına girmiyorum. Madem bu konuşmalar milattır ve bunun bir hatırası olsun dedim ve geçmişe bir atıfta bulunarak bunu baş ucunuza asın dedim.
Konuşmam daha önemli benim söylediklerimi çerçeveletip asabilir dedim.
Urganı atma sebebim Bahçeli'nin bir mitinginde attığı urgana göndermeydi. İdam cezası çağrışımı yapmak bunu geri getirmek istemiyorum.
Ama madem bu lafları bir milat olarak kabul ediyorsunuz o zaman buna bakarak beni hatırlarsınız dedim.
Urganı İYİ Parti poşetiyle gönderdim ve o da asmış, inşallah her baktığında İYİ Parti'nin yaptıklarını ve duruşunu hatırlar.
Bahçeli'nin bu tarz objelerle verdiği mesajları ben de anlamıyorum ve böyle bir anlama çabası içine de girmiyorum...
TERÖRÜN ÇÖZÜMÜ NEREDE?
Bunun adı terörse silahlı mücadele dışında bir yol yoktur. Ama hep yaşananlara terör deyip hem de geçmişte olduğu gibi teröristleri sınırınızdan geçirir ve yol boyunca lahmacun ısmarlar ayran ikram ederseniz. Ayaklarına seyyar mahkeme gönderir Atatürk posterlerini ve Türk bayraklarını kaldırırsanız işte burda emparyal bir planın parçası olmuş olursunuz.
Suriye'den gelen sığınmacıların devlet yapımızı bozmaya çalıştığını görmek gerek ve eğer devlet aklıyla hareket edilecekse bu ortak bir akılla olmalı.
Salt milliyetçi reflekslerle hareket ettiğimi söylüyorlar, gelsin o kişiler onlara tarih dersi vereyim. Bu devleti kuran fikriyatı marjinalleştirmeye çalışıyorlar.
Türkiye Devletini kuran sistemi marjinal hale getirmeye çalışıyorlar ve ben de bu tuzağa düşmemeye çalışıyorum.
İKTİDARIN 'İMRALI' YAKLAŞIMI
AKP nedense bu tartışma içinde yok, herkes Bahçeli ve Dervişoğlu tartışsın istiyor. Ben söylediklerimi medeni ölçüler içerisinde dile getiriyorum. Ben o yapının içindeyken de fikrimi beyan ediyorum.
Böyle bir kavga içinde olduğumuzu düşünmesinler diş yokken damak vardır bu da onlara mesaj olsun.
Ben bir şeyin tek başına temsilcisi olma iddiasında değilim. Ben Türk milliyetçisiyim ve bunun sonuna kadar takipçisiyim. Merkez siyaset aklının oluşturulmasından yanayım. Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin bugünün ucuz pazarlıkları içerisinde tartışılır hale getirilmemesi lazım.
Bu felsefeyi bozmak isteyenlerle herhangi bir pazarlık masasına oturmadım ve bundan sonra da oturmam.
Milletin öz değerleri herkesin sahiplenmesi gerektiği konulardır. Kimsenin tekelinde değildir...
'El yükseltme' meselesini yanlış bir ifade olarak değerlendiriyorum Türkiye bir kumar masası değildir.
İYİ PARTİNİN ÇİZGİSİ
İYİ Parti kurulduğundan beri aynı çizgide ve değişmedi. Milletin iradesiyle kuruldu ve yine millet tarafından yaşatılıyor.
Partimiz dimdik ayaktadır, zorluklar geçirmiştir ama göreve geldiğim süreci anlatıyorum orada ciddi bir toparlanma gözlemlenmeye başlamıştır.
Bunu söylerken geçmişe zarar verme amacı gütmüyorum ama yaşadığımız süreç bazı şeyleri doğru bir şekilde anlatamamıza neden oldu.
Millet dik duruşumuzu görecek ve bize yetki verecektir diye umut ediyorum.
ERKEN SEÇİM
Bütün bunlar bir seçim hazırlığıysa ben erken bir seçim beklemiyorum, ama bu Türkiye için kurulan bir tuzaksa bu tuzağı bozmak da benim boynumun borcu olsun.
Ben Türkiye'nin derdine düşmüşüm, kimin Cumhurbaşkanı olacağı konusunu düşünmüyorum. Sayın Erdoğan'ın yeniden aday olmayacağı bilindiği halde başka adaylarla yarıştırılıyor. Bu siyasetin kurumsal vasıflarına zarar veriyor.
Bu sistem koalisyonun zorluklarına işaret etti ama partileri koalisyon yapmaya zorladı. Türkiye'nin çözmesi gereken önemli sorunlardan biri de budur.
Partileri kendi kimlikleriyle değerlendirme hakkını kaybetti vatandaş. Ben milletin derdi nasıl çözülecek derdine düştüm.
'MİLLİYETÇİLER NEDEN BİR ARADA HAREKET ETMİYOR' SORUSUNA YANIT VERDİ
Yeni partileri de milliyetçiler kuruyor baktığınızda... Benim en büyük iddiam ve temennim milliyetçileri bir araya getirmektir. Partiler bir araya gelsin demek anlamlıdır ancak bu bir sonuç vermiyor. Bazı siyasi figürleri güvenilmez siyasetçilere döndüren süreçler yaşanmış.
Parti flamalarına ve tabelalarına hitap etmiyorum ben Türkiye'nin ruhuna hitap ediyorum ve onu bir çatı altında toplamaya çalışıyorum.
Milliyetçi merkez siyasetin ruhuna çağrıda bulunuyorum, bizim partimizden çıkan kişilere herhangi bir çağrıda bulunmam.
Bizden ayrılanların son dönemde ilkeden kaynaklı bir sorunları yok. Hiçbiri dönüp bana Dervişoğlu bunu yaptığı için ayrılıyorum diyemez.
Kavgalarım da kaygılarım da mukaddestir.
Şu anda sahada dolaşıyorum ve böyle bir yokluk görmedim, bir kesimin hali vakti yerinde olurdu. Şu anda toplumun bütün kesimlerinin sıkıntı çektiği bir süreçten geçiyoruz.
Vatandaş yokluk içinde, öğrenciler aç yatıp aç kalkıyor, çiftçiler döktükleri terin karşılığını alamıyor. Türkiye'nin temel meselelerinin üzerini örten yapay tartışmalarını bitirmek istiyor ve bunu bitirmek isteyenlere katkımız olacaktır demek istiyorum.