Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay 12punto’ya konuştu

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Fransız okullarına müfettiş yolladıklarını ancak okula alınmadığını açıklamasıyla başlayan kriz büyüdü. Fransız okullarında Türk öğrencilerin çoğunlukta olduğu açıklanırken bu okullarla ilgili işlem yapılacağı belirtildi. Fransız okullarının ardından Alman okullarında da kriz oldu. Yabancı okullarda yaşanan krizin perde arkasını Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay 12punto’ya açıkladı.

Semih Demirhan

Semih Demirhan

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı okullar arasındaki kriz büyüyor. Türkiye’deki Fransız okullarıyla ilgili “müfredat krizi” yaşanmıştı. MEB daha sonra Fransız okulları Charles de Gaulle ve Pierre Loti'nin Fransa Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olup Türkiye'deki müfredata uymadığını belirtti. Bakanlık ayrıca iki okulun da bünyesine Türk vatandaşı kabul etmesini yasakladı.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin geçen haftaki açıklamasında “Fransız büyükelçiye söyledim. Ya bu yaptığınız doğru değil. Ben müsteşarken yazmıştım yazıyı. Oyaladılar bizi. Okula müfettiş gönderiyoruz. Öğrenci var mı diye bakalım diye almıyorlar. Şimdi ‘siz bizi denetleyemezsiniz’ diyorlar. Sonra çocuklar mezun oluyorlar. Diplomasının, denkliğini bize getiriyor. Yani vatandaşla beni karşı karşıya getiriyor” diye konuşmuştu.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin

Bakan Yusuf Tekin, AKP grup toplantısındaki dünkü konuşmasında ise mevzuata uymayan Fransız okullarına işlem yapılacağını söylemişti. 

MEB ile Fransız okulları arasındaki krize Alman okulları da eklendi. Alman Dışişleri Bakanlığı, Ankara, İstanbul ve İzmir'deki üç Alman okula Türk öğrenci alımının durdurulduğunu duyurdu.

Yabancı okullar krizinin perde arkasını Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay 12punto’ya anlattı. Özbay, “Bakanlık önce aynaya bakmalı. Bu krizin sorumluları eğitimi çöküşe uğratanlardır. Ailelerin çocuklarını yabancı okula göndermesinin sebepleri AKP iktidarı ve Milli Eğitim Bakanlığı’dır” dedi.

“OSMANLI’DA DA ZENGİN ÇOCUKLARI AZINLIK OKULUNA GİDERDİ”

“Ülkemizde bu tarz yabancı okulların sayısı 12 civarı” diyen Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay yabancı okullar krizinin 100 yıl öncesine dayandığını şöyle anlattı: 

“Daha önce de bu tarz okullar vardı, azınlık okulları olarak. Tartışma bana şunu hatırlatıyor: Osmanlı döneminde eğitim sisteminde medrese, mektep ve bu azınlık okulları vardı. Azınlık okulları cumhuriyet kurulurken misyoner okul gibi de ifade ediliyordu. Bu ülkenin okuluna özellikle maddi durumu daha iyi olan insanlar gidiyor. Eğitim artık satın alınabilir bir meta haline dönüşmüş durumda. Ne kadar paran varsa o kadar nitelikli eğitim alabileceğin düşüncesi oluşmuş durumda. Osmanlı'da da ekonomisi yüksek olan kesimin çocuklarını bu azınlık okullarına gönderdiği de gözlemleniyor. O yüzden bu durum aslında 100 yıl öncesini hatırlatıyor. Demek ki Türkiye'nin okullarını öyle bir hale getirmişsin ki senin döneminde özel okulların oranı yüzde 1'den yüzde 20'ye çıkmış ve bu ülkenin insanları artık Türkiye'nin özel ve devlet okullarına değil, çocuklarını bu ülkeden götürebilecek, para karşılığında daha iyi, daha nitelikli, daha hakkını vererek eğitim alacakları bir okula göndermeyi tercih etmiş. Bence öncelikle bakanlık aynaya bakmalı. Bunun sebebi ne? Günümüzde artık bu özel okulların öğrenci mevcudiyetinin büyük bir çoğunluğu Türk vatandaşlarından oluşmaya başlamış. Bu da Türkiye'deki eğitimin niteliğinin ne kadar düştüğünü, insanların ekonomik durumlarına göre çocuklarını devlet okulu yerine özel okul veya yabancı okullara gönderdiğini gösteriyor.”

“DİĞER OKULLARI DA İMAM HATİPLEŞTİRİYOR”

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, dini derslerin yabancı okullara dayatıldığını öne sürerek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Çağdışı bir müfredatında yatan, tarikat ve cemaatlerle etrafı sarmalayan zorunlu seçmeli derslerle dini içerikli dersleri artıran, Milli Eğitim Bakanlığı'nı Diyanet'in alt işlerine bağlayan ve bunu yabancı okullara da sirayet ettirmek isteyen bir anlayış var. Çünkü AKP toplumsal değişimi hedefliyor. Bakıyor ki İmam Hatiplerin sayısını artırsa da tercih edilmiyor. O zaman diğer okulları da İmam Hatipleştiriyor, yetmiyor özel okullara gidiyor. Oraları da bu müfredatı uygulayan, protokole katılan, yerler haline getirmek lazım. Bu ülkenin çocukları bu ülkenin okullarında Türkiye'nin anlayışına uygun eğitim görmeli. Bu olayın sorumluları kendileridir amaçları da bu okulları da biraz kendi istekleri doğrultusunda dönüştürebilmek.”

Eğitim-İŞ Genel Başkanı Kadem Özbay

“AZINLIK OKULLARI DA GERÇEK AMACININ DIŞINA ÇIKMIŞ”

Yabancı okulların tutumunda da sorunlar olduğuna dikkat çeken Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay şöyle devam etti: 

“Devlet okulları cumhuriyetin okulları olmaktan uzaklaşmış, buradaki azınlık okulları da gerçek amacının dışına çıkmış. Bunun temel nedeni de çağdaş eğitimden, bilimsel eğitimden uzaklaşılması, eğitimin bir ayrıcalıklı hale dönüştürülmesidir. Krizin sorumluları siyasi iktidardır. Anayasada temel eğitim zorunlu iken ebeveynler neden çocuklarını evlerinin yakınındaki devlet okuluna göndermek varken uzak yerlerdeki okula servisle, özel okullara göndermek zorunda kalır? Neden yabancı okula göndermek zorunda kalır? Bu yüzden bunun sorumluları eğitimi çöküşe uğratanlardır. Bu sebeple ailelerin çocuklarını yabancı okullara göndermesinin sebeplerinin AKP iktidarı ve Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu düşünüyorum. Sorunu çözmek istiyorsanız öncelikle kendi okullarınızın niteliğini artırılmalısınız. Bataklığı kurutmadan sivrisinekleri ortadan kaldırmak mümkün değildir. Bu krizin sorumlusu baştan sona eğitimde bu tahribatı yaratanlardır. Yabancı okullarda uluslararası anlaşmalarda olduğu gibi belli kriterlere dayanarak hareket etmeli tabii. Krizin çözümü daha önce dediğim gibi devlet okullarındaki eğitimin kalitesini niteliğini artırmaktır. Yoksa kim neden yabancı okula, özel okula gidip para vermek istesin? Nasıl Ortadoğu'dan insanlar Batı'ya göç ediyorsa, bu da eğitim alanında Batı'ya olan göçtür; bunun sebebi de Tayyip Erdoğan iktidarıdır. Bunlar korkutarak, cezalandırılacak işlerle değildir.”

“GİDENLERİN BÜYÜK BÖLÜMÜ ÇİFTE VATANDAŞLIK ALMAK İSTİYOR”

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Alman Dışişleri Bakanlığı’nın Ankara, İstanbul ve İzmir'deki üç Alman okula Türk öğrenci alımının durdurması kararıyla ilgili ise şu yorumu yaptı:

“Bugün ülkemizden Almanya'ya yurt dışına giden doktorlarımız var, üst seviye beyin göçümüz var. Gidenlerin büyük bölümü çifte vatandaşlık almak istiyor. Yani neden bir ülkenin vatandaşı başka ülkeden vatandaşlık alma isteği taşır? Çünkü ülkeyi uluslararası alanda öyle bir hale getirdiler ki toplumsal statüyü düşürdüler. Ekonomiden örnek verelim. Türkiye'ye yatırım yapılması için el pençe divan duruluyor. Dolarlar, eurolar gelecek diye. Ama güven yok çünkü bir gece kanun hükmünde kararname ile aniden kapatılabilir bir şey olabilir. Yabancı okullar da bu uygulamalara bakarak herhangi bir sorun yaşamamak için ve öncelikle kendi vatandaşlarına öncelik verdikleri için burada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bir sınır çizdiklerini düşünüyorum. Böylece kendi vatandaşlarını da mağdur etmekten uzak kalacaklarını düşünerek böyle hareket ettiklerini yorumluyorum. Burada da kendi yurttaşına verilen değerle yabancı insanlara verilen değer arasındaki fark ortaya çıkıyor.”

Krize neden olan okullardan Alman Ernst-Reuter Okulu