Erdoğan 'Muhtarlar Buluşması'nda konuştu: Savrulmadan ve sarsılmadan Türkiye'yi özgürlükler temelinde büyüteceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Türkiye'nin dört bir yanından 40 binden fazla muhtarımızla bir araya geldik, istişare ettik. Milletimizin dertlerine çözüm aradık. En son toplantımızda 81 ilimizden muhtarlarımızla bir araya geldik.

BÜTÜN KURUMLARIMIZIN KAPISI MUHTARLARIMIZA AÇIKTIR

Sizinle olan yakın muhabbetimizin elbette başka sonuçları da oldu. Daha önce muhtar deyince burun kıvıranlar oluyordu. Yaptığınız işin gerçek değerini anlamaya başladılar. Onlar seçilmenin millete hizmet etmenin ne manaya geldiğini anlayamıyor. Bütün kurumlarımızın kapısı muhtarlarımıza açıktır.

HİÇ KİMSE MAKAMINI KULLANARAK MUHTAR KARDEŞLERİMİZİ EZEMEZ

Sizinle diyaloğumuzu eleştirenler, bu aziz millete hizmet etmenin ne demek olduğunu idrak edemiyorlar. Hangi konumda olursa olsun makamının gücünün kullanarak hiç kimse benim muhtar kardeşlerimi ezemez.

BENİM İÇİN 'MUHTAR BİLE OLAMAZ' DEDİLER

Bu yüzden muhtarlık kurumunun üzerine titriyoruz. Bulunduğu yere atama ile gelen tüm devlet görevlileri bu görevi millete hizmet için kullanmak ile mükelleftir. Ne dediler benim için 'muhtar bile olamaz.' Bakınız bu fakir, eski Türkiye'yi iliklerine kadar yaşamış bir kardeşinizdir. Yarım asrı geçen siyaset yolculuğumuzda pek çok zorluklarla karşılaştık.

TÜRKİYE'Yİ ÖZGÜRLÜKLER TEMELİNDE BÜYÜTECEĞİZ

Siyasi hayatım boyunca Türkiye demokrasisini paçasından çeken marazlarla mücadele ettim. Önümüze çıkan engellere aldırmadan, baskılar karşısında geri adım atmadan çalıştık, ter döktük. İnşallah bundan sonra da mücadelemizi sizler ile birlikte kararlılıkla devam ettireceğiz. Savrulmadan ve sarsılmadan Türkiye'yi bugüne kadar olduğu gibi Türkiye'yi özgürlükler temelinde büyüteceğiz.

ARTIK KELİMELER ÇARESİZ KALIYOR

Son bir yıldır Gazze'de süren, geçen ay Lübnan'a sıçrayan katliamları anlatmakta artık kelimeler çaresiz kalıyor. 50 bin masumun katilinin sorumlusu İsrail'in hukuk tanımaz işgal güçleridir ama İsrail hükümetine koşulsuz destek verenler de bu katliama ortaktırlar. Gezi olaylarında bir ay boyunca Taksim'de kamp kuranların hiçbirini Filistin'de ve Lübnan'da göremedik, göremiyoruz.

FİLİSTİN HALKININ YANINDAYIZ

Sustular, sindiler ve korktular. İsrail’i desteklemek uğruna savuna geldikleri tüm değerleri ayaklarının altında ezdiler. İsrail’in sırtını sıvazlamak, işlediği kalleşçe siyasi cinayetler sonrasında İsrail hükumetini alkışlamak dışında hiçbir şey yapmadılar. Türkiye olarak zalimin hasmıyız, mazlumun hamisiyiz. Soykırım şebekesine karşı yürüttükleri haysiyet ve özgürlük mücadelesinde Filistin halkının yanındayız.

GERÇEĞİ KORKUSUZCA HAYKIRAN TEK ÜLKE TÜRKİYE'DİR

Şunu akıl ve vicdan sahibi herkes görüyor; 50 bin masumun ölümünün sebebi koşulsuz İsrail ve askeri güçleridir ama koşulsuz silah gönderenlerde bunun ortağıdır. Bu gerçeği korkusuzca haykıran tek ülke Türkiye'dir. Bu asil milletin şerefli bir evladı ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak şunu söyleyebilirim; hakkı söylemek için daima öne atılan biz olduk. Filistinlilere insanlık ve kardeşlik vazifemizi hakkıyla yerine getirmeye çalıştık.

SİNVAR'A RAHMET DİLİYORUM

Geçtiğimiz günlerde şehadet şerbetini içen Yahya Sinvar'a rahmet diliyorum. Filistin'in tüm şehitlerini, tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum.

KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAYIZ

Bizim temel politikamız ülkemizin bekasını korumaktır. Vatanımıza kasteden kim olursa olsun gözünün yaşına bakmayız. Biz İsrail yayılmacılığına dikkat çektikçe önlerine konulan tüm delile rağmen ana muhalefet partisinin başını çektiği partiler bizi abartmakla itham ediyor.

TÜM SİYASİ PARTİLERİ KATKI SUNMAYA DAVET EDİYORUZ

Muhalefetin gevşekliği bizi alakadar etmez. Onlar rakı masalarında geyik muhabbeti çevirirken biz bölgemizdeki yangını söndürmeye çalışıyoruz. Burada şunun da bilinmesini özellikle arzuluyorum; Bekamızı savunmak için milletimiz ve millet bağımızı daha da güçlendirme çabası içindeyiz. Biz hiçbir zaman farklı etnik kimlikleri çatışma unsuru olarak görmedik. Tam tersine 85 milyonun tamamını Türkiye Cumhuriyeti'nin ayrılmaz bir bütünü olarak gördük. Bu topraklar içinde kardeşçe yaşama hevesimizin, İstiklal Marşı çerçevesinde buluşmak için mücadele veriyoruz. Tüm siyasi partileri katkı sunmaya davet ediyoruz."