Erdoğan'a eski metin yazarından 'Şebnem Bursalı' çağrısı! 'Mahalle yanarken...'
Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ıstakoz paylaşımıyla çok konuşulan Şebnem Bursalı hakkında çağrıda bulundu. Bir dönem Erdoğan’ın metin yazarlığını da yapan Ünal, "Erdoğan, Monako’dan ıstakoz fotosu paylaşanlarla hesaplaşır, mahalle yanarken saçını tarayanları kapının önüne koyarsa, dindarları yeniden kazanabilir" ifadelerini kullandı.
12punto
AKP İzmir Milletvekili ve Dijital Mecralar Komisyonu Üyesi Şebnem Bursalı'nın sosyal medya hesabından Monaco Yat Kulübü'nde yediği ıstakozun fotoğrafını paylaşması tartışmaları beraberinde getirdi.
Bursalı’nın paylaşımına muhalefet kadar, kendi partisinden de tepki yağdı.
Tepkilerin ardından açıklama yapan Bursalı, paylaşımının Antalya’daki teleferik faciasının unutturulma çabasıyla çarpıtıldığını iddia ederek, kendini savundu.
Şebnem Bursalı'ya bir tepki de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski metin yazarından geldi.
Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, Bursalı'ya tepki göstermenin yanında, 31 Mart Mahalli İdareler seçiminde yüzde 35.49 ile tarihinde ilk kez ikinci parti konumuna düşen AKP'ye de tavsiyede bulundu.
Ünal, "Erdoğan, Külliye’den kibirle sallanan parmakları kırarsa, örneğin Monako’dan ıstakoz fotosu paylaşan sızıntılarla hesaplaşırsa, mahalle yanarken saçını tarayanları kapının önüne koyarsa, dindarları yeniden kazanabilecektir" dedi.
İşte Ünal'ın yazısının ilgili bölümü;
"Erdoğan ekonominin durumunun farkında. Önünde seçimsiz 4 yıl var ve Mehmet Şimşek’e verdiği tam yetkiyle ekonomiyi düze çıkaracaktır. Güvenlik konusunda yegâne liman olduğu açıktır. Sağ/muhafazakâr büyük kitleyi yeniden toparlamakta zorlanmayacaktır. Bu toparlanma sürecinde dindarların gönlünü yeniden kazanmak teknik olarak zor olacaktır. Zira çürümeye yönelik tüm iddiaların üzerine kararlılıkla gitmek, yani “öze dönmek” gerekecektir. Erdoğan, acımasız davranır, çeteleşmeleri, gruplaşmaları dağıtır, lejyonerlerden, asalaklardan mahalleyi temizler, samimiyeti, tevazuu yeniden egemen kılarsa, özgürlükçü ve kucaklayıcı dili yeniden inşa ederse, örneğin Külliye’den kibirle sallanan parmakları kırarsa, örneğin Monako’dan ıstakoz fotosu paylaşan sızıntılarla hesaplaşırsa, mahalle yanarken saçını tarayanları kapının önüne koyarsa, dindarları yeniden kazanabilecektir.
'TÜRKİYE’NİN BEKASI İÇİN HEM DE TOPLUMSAL BARIŞ İÇİN EŞSİZ BİR AŞAMA OLUR'
Irkçı/kafatasçılarla arasına mesafe koymuş bir MHP’nin muhafaza edilmesi, MHP’nin altını boşaltma gayretlerinin boşa çıkarılması da Cumhur İttifakı’nı daha güçlü kılacaktır. Hatta şunu da ekleyelim: Türk ırkçısı olduğunu söyleyip, PKK ile aynı istikamette yürüyenlerin karşısında, MHP, muhafazakâr Kürtlerle barışık bir çizgiye rahatlıkla gelebilir. Bu da hem Türkiye’nin bekası için hem de toplumsal barış için eşsiz bir aşama olur. Sadece Türkiye’de değil bölgedeki birçok denklemi altüst edebilir. En başta doğru bir dil, doğru bir söylem bile bu kapıyı aralayabilir. Özetle, ekonomide toparlanma, iç ve dış güvenlikte istikrar, öze dönüş ve Türk-Kürt kardeşliği mevcut tabloyu tam tersine çevirecektir. AK Parti ve Cumhur İttifakı daha uzun yıllar geniş kitleler tarafından tercih edilecektir."