Fatih Erbakan yeni açılım sürecine 'şerh' düşerek destek verdi! AKP'ye peşi sıra sorular yöneltti
YRP lideri Fatih Erbakan, terör örgütü PKK'nın fesih kararına ilişkin açıklamalarda bulundu. "Terörsüz Türkiye hedefine destek olduğumuzu ve bundan sonra da destek olacağımızı ifade ediyoruz" diyen Erbakan, sürece ilişkin AKP iktidarına bir dizi soru yöneltti.
12punto
Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, terör örgütü PKK'nın fesih ve silah bırakma kararına ilişkin açıklamalarda bulundu.
İktidarın 'Terörsüz Türkiye' adını verdiği yeni açılım sürecine destek vereceğini açıklayan YRP lideri, AKP iktidarına sorular yöneltti.
Bölücü terör örgütü PKK'nın geçmişteki kanlı eylemlerini hatırlatan Erbakan, şunları kaydetti:
"Süreci yakından takip ediyoruz. Geçmişi kısaca hatırladığımız zaman görünen tablo kan donduran cinayetlerle dolu vahim bir tablodur. 40 sene boyunca PKK terör örgütü ülkemizde eylemlerine devam etmiş ve on binlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olmuştur.
Fesih kararı almış olsalar da, canavarca hislerle işlenmiş cinayetler, kurulmuş pusular gözlerimizin önündedir.
Hiç şüphe yok ki, PKK dış güçler tarafından kurulmuş bir örgüttür. Türkiye'nin gelişmesinin önlenmesi, Türkiye'nin bölünüp parçalanması amaçlanarak kurulmuş terör örgütüdür.
40 binden fazla vatandaşımız, polisimiz, askerimiz hayatını kaybetmiş, bununla beraber Kürt kardeşlerimiz de bundan en büyük zararı görmüş ve binlerce Kürt vatandaşımız da hayatını kaybetmiş, yaralanmış ve olumsuz bir şekilde etkilenmişir.
İçinde izinden dönen askerler var diye, yolu kesilip yakılan otobüsler halen gözümüzün önündedir. Şehit düşen, doktorlar, mühendisler, kaymakamlar hala zihinlerimizdedir.
Aileler parçalanmış, yuvalar yıkılmıştır. Bununla beraber can kaybının yanında, 40 yıllık bu ihanetin ülkemize oluşturduğu kayıp milyarlarca dolarla ifade edilmektedir. Bundan en büyük zararı da Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz görmüştür.
Bu şartlar altında bölücü terörün mensuplarının adeta bir barış elçisi ilan edilmelerinin şaşkınlığını, burukluğunu ve kırgınlığını yaşıyoruz.
Her şeye rağmen, ihtiyatlı ve temkinli bir iyimserlikle, inşallah başka bir hesapları yoktur. İnşallah ihanetin yeni bir sürümüne terörün farklı bir evresine geçilmiyordur diyerek bir şerh düşerek Terörsüz Türkiye hedefine destek olduğumuzu ve bundan sonra da destek olacağımızı ifade ediyoruz.
Bu vesileyle şehitlerimizi, gazilerimizi şükranla anıyoruz.
Kaygı ve endişelerimizi bir kere daha sıralıyoruz. Burada ifade edeceğimiz soruların cevaplarının verilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.
İlk sorumuz, fesih kararı alan PKK ile birlikte bağlı ve ilişkili diğer tüm örgütler de feshedilecek midir?
Fesih kararı alan PKK'nın ağır silahlar da dahil olmak üzere teçhizatları mühimmatları Türkiye'ye ne zaman ve nerede teslim edilecek?
PKK'nın bu taahhütlerine uyup uymadığı, teçhizat ve mühimmatlarını sahadaki paralel terör örgütlerine aktarıp aktarmadığını, bu mühimmatın tamamının Türkiye'ye teslim edilip edilmediğini kim nasıl kontrol edecektir?
PKK fesih kararı alırken, asıl önemli kolları olan PYD ve YPG'nin bu karardan etkilenmeyeceği ortadadır. Bu durumda Suriye ordusunun bel kemiği ana unsuru haline gelmesi gündemde olan PYD/YPG Türkiye için ciddi bir tehdittir. Bu noktada bir yandan terör örgütü tasfiye edilirken, diğer taraftan PYD/YPG'nin ana omurgasını oluşturduğu bir terör ordusuyla Türkiye'nin sınırdaş olmasının tehlikesi göze alınmakta mıdır? Bunun riskleri hesaplanmış mıdır?
Terör örgütü lider kadrolarının yaptıkları yanlarına kar mı kalacak? Üst düzey yöneticiler ne zaman ve nerede yargılanacaklar?
Kökü ve tasarımı dışarıda olan terör örgütleri ve terör faaliyetlerinin Suriye'de yeni ve daha ileri mevziyeler kazanmadan Türkiye'ye yönelik eylemlerden çekilecek olmaları yeterince inandırıcı mıdır? Yoksa şimdi ki ilk hedef, Suriye'de bir mevzi kazanmak, Suriye'de belkide bir devletçik haline gelmek ve sonrasında İran, Irak ve yeniden Türkiye'nin istikrarsızlaştırılması mıdır?
Ortadoğu'da bu gibi planların YPG'nin PYD'nin hamisi, eğiticisi, donatıcısı olan ABD ve İsrail dahli olmadan gerçekleşmeyeceği ortadadır. Bu noktada ABD ve İsrail bu sürecin neresindedir?
PKK'nın feshine imkan sağlayan, göz dolduran, güven kazanan teröristbaşı Öcalan'a bu sürecin sonunda ödül olarak ne verilecektir? Bununla ilgili pazarlık söz konusu mudur? Öcalan serbest mi kalacak, umut hakkından mı faydalanacak? Siyaset yapmasının önü mü açılacak, yoksa İmralı'dan Ankara'ya mı taşınacaktır. Daha onlarca soru sormak mümkündür.
Örneğin yeni anayasa bunun neresindedir. Kapalı kapılar arkasında kimlerle neler görüşülmektedir. Anayasa'dan eklenmesi ve çıkarılması düşünülen maddeler nelerdir?
Üniter yapımız korunacak mıdır? Yoksa Türkiye bir gece ansızın federasyonlaşacak mıdır?
Birçok kaygımızın yanında bir kez daha altını çiziyorum. Haftada bir Rahip Brunson'ı hatırlatan, her fırsatta PYD ve YPG'ye destek çıkan ABD yönetimi bizler için müttefik değil, tehdit unsurudur. ABD'nin bölgedeki planlarına karşı hazırlıklı olmalıyız.
YRP olarak, barışın gerçekleşmesini elbette isteyeceğiz. Hakiki ve samimi barış arayışlarına tabii ki katkı sağlayacağız. Ancak samimi ve takiyesiz barış arayışı olması önemlidir.
ABD ve İsrail'in her gün yeni bir sürümüyle karşılaştığımız şeytani planlarına karşı uyanık ve hazırlıklı olacağız."