12 yıl sonra yeniden gündeme gelen Gezi Parkı dosyası tekrar nasıl açıldı? O ihbarın arkasından dolandırıcı çıktı

Gezi Parkı eylemleriyle ilgili 2013 yılında herhangi bir işlem yapılmayan bazı isimler hakkında, olayların üzerinden 12 yıl geçtikten sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yeni bir soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın odağında menajer Ayşe Barım yer alırken, ünlü oyuncular Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu da dosyada "yalancı tanık" olarak suçlandı.

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu'nun kaleme aldığı habere göre, 15 Ocak 2025’te yapılan isimsiz bir ihbarla soruşturma süreci başladı. İhbarın ardından 9 gün geçmeden menajer Ayşe Barım gözaltına alındı. Ancak dosyaya ilk bakan polisler, ihbarı detaylı biçimde incelemiş ve “ortada herhangi bir suç unsuru yok” raporu sunmuştu. Tüm bunlara rağmen savcılık soruşturma başlattı. Üstelik ihbarı yapan kişinin geçmişte “nitelikli dolandırıcılık” suçundan işlem gördüğü tespit edildi.

OYUNCULARA GEZİ'YE NEDEN KATILDIKLARI SORULDU

Soruşturma kapsamında, menajer Ayşe Barım’ın yönlendirmesiyle Gezi eylemlerine katılım sağlandığı iddia edildi. Bu kapsamda Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu ifadeye çağrıldı. Oyunculara, eylemlere kendi rızalarıyla mı yoksa Barım’ın yönlendirmesiyle mi katıldıkları soruldu. Ayrıca o dönem Oyuncular Sendikası başkanlığını yapan Mehmet Ali Alabora ile ilişkileri de sorgulanmıştı.

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, "Koskoca Sülüman’a değil dolandırıcıya inandılar" başlıklı yazısında, 12 yıl sonra açılan Gezi soruşturmasının nasıl başladığını ve soruşturma sürecindeki çelişkileri kaleme aldı.

Terkoğlu, şunları kaydetti:

"Oyuncuların ifadelerinin çoğu iddianamede yok. Savcılığın sanık lehine delilleri de toplaması gerekirken sadece ikisi iddianamede yer alıyor. Bunların yerine, Barım aleyhinde görüş bildiren ancak Gezi ile alakası olmayan iki tanıklığa yer vermiş. Nedenini de şöyle açıklamış: 'Oyuncuların ifadelerinde kendi iradeleriyle eylemlere katıldıklarını beyan etseler de (...) kaçamaklı cevaplarının şüpheliyi kayırma saikiyle yapıldığının açıkça anlaşıldığı...'

Her çağrılan 'Kendim gittim' dese de savcıyı ikna edememiş. Sonunda Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’na, 12 yıl önceki, eminim pek çoğunu hatırlamadıkları olaylara dair anlatımları nedeniyle dava açıldı, hapis cezası verildi.

MUHBİR VATANDAŞ DOLANDIRICI ÇIKTI

Dahası var. Bir zamanlar kumpas davalarında gördüğümüz 'muhbir vatandaş' vakası. Ayşe Barım, gözaltına alınmadan 9 gün önce, 15 Ocak’ta, tuhaf bir ihbar gelmiş. İfade doğrudan Ayşe Barım’ı hedef alıyor. 'Ülkemizin birlik ve bütünlüğü' diye başlayıp 'üzerime düşen bir görev varsa' diye bitiyor. İhbara, Ayşe Barım aleyhinde sosyal medyada yer alan iddiaların olduğu 5 adet fotoğraf eklenmiş. Bu kimliği belirsiz ihbarcıyla soruşturma başlamış. 

Polis, söz konusu isimsiz ihbar için bir hafta çalışmış. Sonunda 22 Ocak’ta şu tutanağı tutmuş: 'Suç ve suç unsurlarının mahiyet ve tespitlerine yönelik herhangi bir somut emare, bilgi, belge ve delilin bulunmadığı...'

Yani polis 'Ortada suç yok' demiş. Gelgelelim buna rağmen, 2 gün sonra, 24 Ocak’ta, Ayşe Barım gözaltına alınmış.

Dava başlayınca, Barım’ın avukatları 'kim bu ihbarcı' diye mahkemeye sormuş. Mahkeme de polise... Polis, bir çalışma ile 'muhbir vatandaş'ın kimliğine ulaşmış. S.G. isimli ihbarcı, bir kozmetik şirketinin ortağı çıkmış. Adli geçmişine bakınca, nitelikli dolandırıcılıktan işlem gördüğü ortaya çıkmış.

Sonuç olarak yargımız, kamuoyunun gözünün önündeki bunca oyuncu aynı şeyi söylerken 'İnanmıyorum' dedi. İfadelerini iddianameye koymaya gerek bile duymadı. Buna karşın, poliste dolandırıcılıktan suç kaydı olan bir şahsın yaptığı isimsiz ihbarı muteber bulup soruşturmasına gerekçe yaptı. Polis bile, 'O ihbarda Barım’a dair suç yok' derken Halit Ergenç’e ve Rıza Kocaoğlu’na dokunanlar, ihbarcıya dokunmadı."