AKP'de endişe artıyor: CHP operasyonları ters tepti! 'Erdoğan sevgisi yerini Erdoğan korkusuna bıraktı'
AKP içinde bazı isimlerin değerlendirmelerine göre, CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar ilk etapta kamuoyunda karşılık bulsa da, süreç ilerledikçe “siyasi tasfiye” algısına dönüştü. Nefes yazarı Nuray Babacan'ın aktardığına göre, bu durum, kararsız seçmenin yönünü değiştirdi ve “Erdoğan sevgisi yerini Erdoğan korkusuna bırakıyor” yorumlarını beraberinde getirdi.
12punto

Nefes Gazetesi yazarı Nuray Babacan, son köşe yazısında iktidar partisinde yapılan iç değerlendirmeleri aktararak dikkat çekici bir tablo ortaya koydu. Babacan’a göre, AKP içerisinde bazı isimler, son dönemde yapılan operasyonların seçmen davranışı üzerindeki etkisini sorgulamaya başladı.

Babacan’ın “Erdoğan korkusu mu?” başlıklı yazısına göre, kararsız seçmen tabanında önemli bir yön değişimi yaşanıyor. Babacan, “Erdoğan sevgisi yerini Erdoğan korkusuna bırakıyor” yorumunun kulislerde giderek daha sık dile getirildiğini belirtiyor.

Parti içi analizlerde 31 Mart seçimlerinden sonra yaşanan süreçlerin seçmen psikolojisini olumsuz etkilediğinin altını çizen Babacan, AKP’de yapılan değerlendirmelere göre, özellikle CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar başlangıçta kamuoyunda karşılık bulsa da, zamanla “siyasi bir tasfiye” olarak algılanmaya başladığını aktardı.

Babacan’ın AKP kulislerinden aktardığına göre, parti içindeki bazı isimler bu durumu şu ifadelerle özetliyor:

"CHP’li belediyelere yapılan operasyonlar başlangıçta başka bir his yaratmıştı. Bu operasyonların yolsuzluklarla bağını kurma çabası, ilk başlarda sonuç almıştı.

Türkiye’de seçim sonuçlarını belirleyen yüzde 15 kararsız kitle bile ‘yolsuzluklarla mücadele’ hikayesini almak için uzun süre tavır değiştirmedi.

Ancak iş öyle bir hal aldı ki; rakip olabilecek herkesi sistemin dışına düşürme çabası olarak algılanabilecek her operasyon, her tutuklama farklı kesimlerde etki yaratmaya başladı.

Kitleler bunu anlamakta güçlük çekti. Çünkü bir taraftan yolsuzlukla suçluyorsun, diğer tarafından hakkında yolsuzluk iddiaları olanları partiye transfer ediyorsun. Pazarlık odaları kurup, parayla insan devşiriyorsun.

Birkaç ay içerisinde tablo aleyhimize dönmeye başladı. Farklı kesimlerde korku oluştu. Bunun sadece CHP seçmeninin sorunu olmadığı algısı oluşmaya başladı.

Örneğin sermaye, zaman zaman yapılan kapalı tehditler ve ardından gelen operasyonlardan sonra ‘acaba sıra bize mi geliyor, bir bahaneyle biz de potaya girer miyiz?’ endişesi yaşamaya başladı. Zira bunu bize iletenler var.

Muhalif belediye başkanlarından sonra iş insanları, bürokrasi, sanatçılar, hatta sıradan insanlar arasında bu endişe ve korku yayılmaya başladı.

Bütün bunları, ‘Erdoğan korkusu’ olarak yorumlayanlar var.
Seçim sonuçlarını belirleyen kararsız kitle artık kararsız değil.
Özellikle son aylarda tercih yapmaya başladılar ve tercihi biz değiliz…”

Babacan’ın yazısında yer alan bu ifadeler, AKP içinde sessiz bir sorgulamanın başladığına işaret ediyor. Parti yöneticilerinin bu analizleri kamuoyunda açıkça dile getirmediğini, tüm değerlendirmelerin küçük gruplar arasında paylaşıldığını aktaran Babacan, “Parti içinde yanlışların kamuoyu önünde tartışılması geleneği kalmadı. Karar süreçleri dar kadrolar arasında yürütülüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Yazının sonunda Babacan, partide yapılan özel sohbetlerden bir anekdot da aktardı. Buna göre, bazı isimler kendi aralarındaki konuşmalarda şu cümleleri kuruyor:
“Her şey biz yaşarken oluyor, her şeye şahitlik ediyoruz. Hiçbirimiz bunun dışında değiliz…”

Babacan, parti içindeki bu sözleri “Bir gün demokrasi, hukuk ve adalet açısından ‘Hepiniz oradaydınız’ denebilir” ifadeleriyle değerlendirdi.