Eski AKP'li vekilden bomba iddia: 'Devlet bey yarın çıkar, ittifakı bozar Türkiye'yi erken seçime götürür'
AKP'den ihraç edilen eski milletvekili Hüseyin Kocabıyık, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin her an erken seçim çağrısı yapabileceğini öne sürerek, “Devlet Bey yarın çıkar, ittifakı bozar, Türkiye’yi seçime götürür” dedi.
12punto

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski kurmaylarından, eski İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, Cumhur İttifakı içindeki dengelere dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. AKP’den, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası yaptığı “Erdoğan darbeyi kendine yaptı” çıkışı nedeniyle ihraç edilen Kocabıyık, ittifakın görünmeyen güç ilişkilerine dikkat çekti.

“MHP, AK Parti’nin bugün iktidar olmasını sağlayan parti” diyen Kocabıyık, “Dolayısıyla bugün görünür olan çok net. MHP, AK Parti’yi birçok konuda etkiliyor” ifadelerini kullandı.

“DEVLET BEY YARIN ÇIKAR, İTTİFAKI BOZAR VE TÜRKİYE’Yİ SEÇİME GÖTÜRÜR”
Kocabıyık, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin siyasi geçmişine atıfta bulunarak, “Devlet Bey bugün Erdoğan’a ‘Gidemezsiniz, cumhurbaşkanı olarak kalmalısınız’ diyor ya, hiç belli olmaz. Yarın sabah çıkar, ittifakı bozar ve Türkiye’yi seçime götürür” dedi.

Bahçeli’nin beklenmedik hamlelerine değinen Kocabıyık, bu tür çıkışların Türk siyasetinde artık bir kavram haline geldiğini belirterek “Devlet Bey sürprizleri” diye bir siyasi kategori oluştuğunu söyledi.

Cumhuriyet’ten İklim Öngel’e konuşan Kocabıyık, geçmiş siyasi dönemeçleri hatırlatarak şöyle devam etti:
"Tabii bu sorunun yanıtını ararken Bahçeli’nin siyasi macerasında yaptığı hamleleri de düşünmek lazım. Mesela Türkiye, AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 seçimlerine nasıl girdi, 367 krizi, başörtü krizi nasıl çözüldü, 7 Haziran seçimlerinden sonra 1 Kasım seçimlerine ve rejimi değiştiren 2017 referandumuna nasıl gidildi? Devlet Bey bugün Erdoğan’a “Gidemezsiniz, cumhurbaşkanı olarak kalmalısınız” diyor ya, hiç belli olmaz. Yarın sabah çıkar, ittifakı bozar ve Türkiye’yi seçime götürür. Ben Devlet Bey’i yakından tanıyorum. “Devlet Bey sürprizleri” diye bir kategori var siyasi hayatımızda."

“HER AN ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI YAPABİLİR”
Kocabıyık, Bahçeli’nin siyasetteki beklenmedik adımlarına vurgu yaparak, yakın dönemde erken seçim çağrısı yapabileceğini savundu:
"Devlet Bahçeli her an erken seçim çağrısı yapabilir. Hükümetle herhangi bir konuda çok ciddi bir görüş ayrılığına düşebilir ve “Türkiye yenilenmeli, milli irade tazelemeli” diyebilir, şüpheniz olmasın. Biraz önce söyledim, siyasi kronolojisine bakın, bunu anlarsınız."

“ERDOĞAN’IN ADAYLIĞI İMAMOĞLU’NA BAĞLI”
Kocabıyık, Erdoğan’ın bir sonraki seçimde aday olup olmayacağına ilişkin tartışmalara da dikkat çeken açıklamalar yaptı.
"Erdoğan sonrası ne olacağına dair yapılan tartışmaları da çok sık görüyoruz. Hakan Fidan, oğul Bilal Erdoğan ve damat Selçuk Bayraktar isimlerini duyuyoruz. Tabii “Erdoğan tekrar aday olacak” diyenler de var. Sizin düşünceniz nedir?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bu tartışmaları yapanlar Erdoğan’ı tanımıyor. Tayyip Bey, ölçme ve değerlendirme yöntemlerini dünyada en iyi kullanan lider. Onun kadar anket yaptıran ve anketlere göre politika geliştiren dünyada başka bir lider yok. Gerekirse 50 tane anket yaptırır ve “Seçimi kazanacak kim” diye bakar. Kendisinin bir daha aday olamayacağını varsayarak söylüyorum. Ankette kim çıkarsa onu aday yapar, Erdoğan kaybetmeye oynamaz. Bunu tartışmaya gerek yok."

Kocabıyık, Erdoğan’ın adaylık ihtimalini Ekrem İmamoğlu’nun durumuna bağladı:
"Benim gördüğüm Tayyip Erdoğan’ın adaylığının tek şartı var. O da Ekrem İmamoğlu. İmamoğlu dışarıya çıkmadan Erdoğan aday olamaz. Birbiriyle bağlantılı. Bu söylediğimi ne CHP’liler ne AKP’liler ne de benim arkadaşlarım anlıyor.

İmamoğlu cezaevinden çıkmadan yapılan seçim meşru olmaz. Çünkü iddialı, arkasında milyonların olduğu bir adayı alıp cezaevine atmış, yargı yoluyla tasfiye etmişsin. Yolsuzluk iddialarına kimsenin inandığı yok. Eğer İmamoğlu dışarıya çıkarsa Erdoğan’ın adaylığı konusundaki bazı anayasal problemler belki aşılabilir."

“CHP bunu şart mı koşmalı?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Hayır, şart değil. Böyle bir demokratikleşme, demokrasi iklimi oluşabilir. Bakın, yine aklınıza hemen “Meşruiyet olmazsa olmaz”ı getirin. 2002 seçimlerinde Deniz Baykal, Erdoğan’ın siyaset yasağını niye kaldırdı, bunu bugün bir daha düşünsün herkes. Çünkü CHP genel başkanı, siyaset bilimi doçenti Deniz Baykal, 3 Kasım Seçimleri’nden sonra Erdoğan’ın içinde olmadığı bir sistemin meşruiyetinin olmayacağını gördü. Bir demokraside rakibiniz haksız ve hukuksuz biçimde engelleniyorsa sizin de meşruiyetiniz tartışmalı hale geliyor."

“AK PARTİ YAPTIĞI HER HAMLEYLE CHP’Yİ GÜÇLENDİRİYOR”
Kocabıyık, iktidarın muhalefet liderlerine yönelik tutumunun ters teptiğini savundu:
"Ben anlamıyorum AK Parti’yi. Yaptıkları her hamle CHP’yi güçlendiriyor. AK Partililerin yaptığı bir araştırmada bile CHP 4 puan önde. 70 yıldır kavga eden, hiziplerle uğraşan CHP bütünleşiyor, güçleniyor, büyüyor. Yapılanlar; siyasi akla, siyasi strateji ilkelerine uygun değil. Bakın, Erdoğan önce cezaevine atıldı sonra başbakan oldu. Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’ndeyken başbakan olacağı belliydi. Aynı film burada tekrarlanıyor. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum; Erdoğan demokrasiden, hukuk devletinden uzaklaşıyor, Putin’in yaptığı gibi rakibini hapse atıyor. Biz Tayyip Erdoğan’a geçmişte yapılanlara itiraz ettiğimiz için onu destekledik."

“O FOTOĞRAF NORMAL AMA SİYASİ ATMOSFER ANORMAL”
Kocabıyık son olarak, Erdoğan’ın muhalefet liderleriyle TBMM’de verdiği fotoğrafın gündem olmasına da değindi:
"Siyaset ve kamuoyu o fotoğrafa niye bu kadar büyük anlam yükledi ben anlayamadım doğrusu. Evet, “Trump Erdoğan’a meşruiyet verdi” lafından sonra böyle bir fotoğrafın Erdoğan’a faydası olabilir. Anlaşılıyor ki fotoğraf, bu amaçla kullanıldı.

Ama muhalefetin Erdoğan’a yaklaştığı biçiminde yorumlara hiç katılmıyorum. Nitekim bu yorumlara o fotoğrafta yer alanlar açık tepki gösterdiler.
Bu bakımdan o fotoğrafla ilgili yorumlar tamamen abartılı ve siyasette hiçbir anlamı ve gelecekte de hiçbir etkisi olmayacaktır. Ben başka bir açıdan bakıyorum bu fotoğrafın yarattığı tartışmaya. Tayyip Bey siyaseti öyle bir güvensizlik ve kutuplaşma çukuruna düşürdü ki, aslında çok normal kabul edilmesi gereken bir fotoğrafa inanılmaz anlamlar yükleniyor. Tam bir post-trust vakası yani.

İnsanlar niçin TBMM gibi bir mekanda devletimizin başkanıyla diğer parti başkanlarının birlikte fotoğraf vermelerini makul ve güzel bir şey olarak algılamıyorlar. Bunu oturup cumhurbaşkanının düşünmesi lazım, bu algının sebebi kendisidir.

O fotoğraftaki insanların yarısı cumhurbaşkanının kısa bir süre önce “terörist”, “vatan haini” gördüğü insanlardı. Öyle değil miydi, yoksa ben mi yanılıyorum? Bir resim etrafında böylesine bir tartışma yapılabiliyorsa işte bunun nedeni, bu röportajın da konusu olan anormalliklerdir."