Marmara için endişe yaratan deprem uyarısı: Tehlike artık daha yakın!

Amerikan basını ve hakemli bilim dergisi Science’ta yayımlanan bir araştırmaya göre, Marmara Denizi'nden geçen Ana Marmara Fayı boyunca son yıllarda yaşanan depremler, kilitli olduğu düşünülen fay segmentine doğru ilerliyor. Çalışma, İstanbul'da büyük bir deprem riskinin arttığını gözler önüne seriyor.

Araştırma, 2011, 2012 ve 2019 yıllarındaki depremleri ve 23 Nisan 2024’te yaşanan 6,2 büyüklüğündeki sarsıntıyı bir arada değerlendiriyor. Bu hareketlilik, İstanbul'da 7,0 büyüklüğünde ve daha büyük bir deprem olasılığını güçlendiriyor. Bilim insanları, depremin zamanını öngörmenin mümkün olmadığını, ancak riskin devam ettiğini belirtiyor.

Araştırma ayrıca, 6,0 ve üzeri büyüklüğündeki bir depremin dahi İstanbul'da ciddi yapısal hasara yol açabileceği uyarısını içeriyor. Marmara Denizi'nin farklı bölümlerinde yer alan fayların hareketliliği, bölgedeki büyük bir deprem için alarm zilleri çalmaya devam ediyor.

Marmara Denizi'nde beklenen büyük depreme ilişkin uyarılar, yerli ve yabancı bilim insanlarının son dönem araştırmalarıyla destekleniyor. Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz, NTV yayınına katılarak konuyu değerlendirdi. Tüysüz, Marmara bölgesindeki deprem riskinin 17 Ağustos 1999’dan bu yana geçerliliğini koruduğunu söyledi. Tüysüz, son yapılan yerli ve uluslararası araştırmaların aynı sonucu verdiğine dikkat çekti.

Prof. Dr. Tüysüz, 23 Nisan'daki 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından, artçı sarsıntıların doğuya doğru ilerlediğini ve bu hareketliliğin Adalar ve Avcılar açıklarındaki faylar üzerinde stres birikmesine neden olduğunu belirtti. Bu durum, beklenen İstanbul depreminin zamanını öne çekebileceği yönündeki bilimsel görüşleri güçlendiriyor. Tüysüz, artçıların doğuya ilerlemesinin bölgedeki gerginliği artırdığına ve faylarda yeniden stres biriktiğine işaret etti.

SOSYAL MEDYADAKİ PAYLAŞIMLARA DİKKAT

Tüysüz, sosyal medyada yer alan "Marmara’da deprem olmayacak" gibi açıklamaların bilimsel karşılığı olmadığını belirtti. "Marmara’da son büyük deprem 1766 yılında yaşandı" diyen Tüysüz, o günden bu yana bölgedeki riskin hiç azalmadığını ve depremin zamanının öngörülemeyeceğini vurguladı.

YAVAŞ HAREKET EDEN FAYLARDA KISA VADEDE DEPREM BEKLENMİYOR

Tüysüz, Marmara Denizi’nde bazı kesimlerde fayların yavaş hareket ettiğini ve bu bölgelerde kısa vadede büyük bir deprem beklenmediğini belirtti. Ancak Mimar Sinan açıklarından Adalar ve İzmit Körfezi'ne kadar uzanan fay zonunun uzun süredir kırılmadığını ve risk taşıdığını dile getirdi. Bu bölgedeki faylardaki gerilim, gelecekte büyük bir sarsıntının tetikleyicisi olabilir.

Prof. Dr. Okan Tüysüz, İstanbul’un büyük bir depreme mutlaka hazırlanması gerektiğini söyledi. İstanbul'da yaklaşık 1 milyon 200 bin bina bulunduğuna dikkat çeken Tüysüz, kentsel dönüşümün tek başına yeterli olmayacağını belirtti. Toplumun deprem öncesi ve sonrası konusunda bilinçlendirilmesi ve düzenli tatbikatların hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

YAPI KALİTESİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR

Tüysüz, Marmara Denizi'ne kıyısı olan bölgelerdeki yapılar için özel uyarılarda bulundu. Özellikle eski dere yatakları ve zemin yapısı zayıf alanlarda, yapı kalitesinin büyük önem taşıdığını söyledi.